💙 Merhaba, uzun zaman oldu. Çoğumuz unuttu kurguyu ben de dahil buna.ㅋㅋ O yüzden bu bölümde kısa bir özet geçmek istedim. Geçiş bölümü olarak da düşünebiliriz. Okuyan kişiler lütfen oy ve yorumlarınızı esirgemeyin. 💙 İyi okumalar!
On-on beş dakika içinde içeriye siyah takım elbiseler ve siyah maskeleri ile adamlar girmişti. Etrafı aramaya başladılar. İstedikleri belgeye ulaşıp yok etme peşindelerdi. O belge yıllar önce Shi Hyuk'un hastaneden hiçbir hak almayacağına dair imzalanan bir kağıt parçası idi. Bomboş ama sonradan istedikleri gibi doldurdukları bir belge.
O kağıdı yok edip hastanenin kurul toplantısında ortaya çıkmayı planlıyordu, Shi hyuk. Bu sayede hastanede ki hisselerine sahip olabilirdi tekrar. Annesinin ölümüne sahip olan arkadaşlarına inat. Ellerinden her şeyi alacaktı. Planı tamamıyla buydu. Bir de geliştirdiği ilaç var. Kalp hastaları için. Annesini kaybettiği hastalıktan dolayı üretmek istediği ilaç.
Bu yüzden yardım etmiş olduğu Arzu'yu denek olarak kullanmayı tercih etti. Böylelikle ilacına bilimsel kanıtlar sunabilirdi. Olaya sonradan dahil olan Dilara ve Nisa ilacı geliştirmekten sorumluydu. Arzu, ilacı deneyebilmek için yine Shi Hyuk'un verdiği bir ilacı kullanıyordu. Kalbini yeni kullanacağı yani denek olacağı ilaca hazırlıyordu.
Bu ilaç beyninde ki bir çok fonksiyona etki ediyordu. Kalp çarpıntısı, kriz geçirmesine sebep olabiliyordu. Bununla daha öncede karşılaşmıştı ve Jimin tarafından müdahele edilmişti. Sonra ilacı kullanmayı bıraktı, Jimin'le tanıştıktan sonra. Jimin onu hayata döndüren ve dünyada yaşaması için bir sebep veren kişiydi.
İlacın ona vereceği etki başlarda umrunda değildi, taa ki Jimin'i tanıyarak. Nefret etmişti ilk başta. Klasik ' Büyük aşklar nefretle başlar. ' sözünün yansımış haliydi onlar. Kendileri için kurulmuş hayalleri olsa da hayatın da kurmuş olduğu hayallerin farkına vardılar daha sonra. Ve kaçtılar birbirlerinden.
Kaçmak zorundalar. Savaşacak kadar güçlü değiller. Daha önce nasıl yaşıyorlarsa şimdi de öyle yaşayacaklardı belki de yaşamayacaklarda.. kim bilebilir? Jimin, babası hastaneyi kaybederse kariyerine başka yerde devam edebilir. Minji ile evlenebilir ve daha da zengin olabilir ailesi ile.
Jin ise rahatsız olduğu kalbinden tedavi olmayı kabul ederse daha iyi bir yaşam sürdürebilir ve mutlu olabilir belki de. Ceren'den sonra tedaviyi yarı da kesse de, Nisa için belki de yaşama sevinci yeniden oluşabilirdi. Gelecek hakkında şu an bir bilgiye malesef sahip değiliz.
Yoongi ise ilk defa birine aşık olacağını düşünmüştü ama Ceylan bir anda ortadan kayboldu. Nereye gittiği hakkında hiçbir bilgisi yok ve ulaşamadı da zaten. Ceylan mazi de kaldı onun için. Tanıyamadığı ve sevemediği. Hastanede olan entrikalardan haberdar olduğu için Jimin'i destekleyen kişi olmaktan hiçbir zaman pişman olmadı.
Jimin'in babasından nefret ediyor ama Jimin babası gibi değil asla. Namjoon ise hastanede baş hekim bir çok yetkiye sahip. Nisa'ya karşı duyguları olan biri. Bahar ile daha önceden flört etse de şu an kalbinde olan isim Nisa'ydı. Nisa'nın kalbinde şu an kimin olduğu ise muamma.
Jungkook ise Jimin hyungunun biriciği, her şeyi. Jimin onu kardeşinden aşağıda asla tutmuyor o gün vurulduğunda mahvolmuştu. Canından can giderken sağlam kalması imkansızdı. Arzu'ya en çok kızdığı noktalardan biri buydu belki de. Hayatını elinden almaya neden oldu.
Dilara şu an içtiği ilacın etkisinde. Kendine zarar verdiğinin farkında bile değildi, her şeyi sevdiği ablası için yaptı. Jungkook'dan etkilense de asıl görevleri Arzu unnie'sini kurtarmaktı. Gözlerini açıp açmayacağı belli değil.
Taehyung ise Jimin'in en yakın dostuydu. Asık olmak suç değildi belki de aşık olduğu kişi Arzu olmasaydı. O gün arabaya binerken gömleğinin yakalarını düzelten Arzu olmasaydı, ona gülümsemeseydi aşık da olmazdı belki de. Karşılıksız olsa bile bu kadar acı çekmezdi ilk aşkı karşısında.
Hepsi dağılmıştı, sonbahar da dağılan yapraklar gibiydiler. Onları toplayacak bir güce ihtiyaçları vardı, tek gücün kendileri olduğunu bilmeden. Onlar birlikteyken güçlüydü. Şu an ise ayakta duracak hali kalmayan insanlardan farksızdılar.
Nisa, gömleğinin düğmelerini açtığı Jin'in başında ağlıyordu. İlk kez pişman olmuştu. Gözünün önünde belki de ölüyordu. Sahi nerden biliyordu? Uyku ilacı olduğunu? Nasıl bilebilirdi? Yoksa her şeyi biliyor mu?
Adamlar etrafı iyice aradıktan sonra oturma odasının ortasına geldiler. Az bir zamanları kalmıştı. İlacın etkisi gidebilirdi. " Belgeye dair bir şey bulamadık, efendim? " başını öne eğerek konuşmuştu.
Joon-seo, derin bir nefes alarak adama döndü. " O zaman tek seçenek Jimin'in ailesi. " Nisa'ya dönerek. " Hadi gidelim!" Nisa hiç oralı olmayarak Jin'in saçlarını okşuyordu. İyice sinirlenen Joon-seo, Nisa'nın kolundan tutup kaldırdı.
" Şimdi onu sevmenin sırası değil! "
" Görmüyor musun? Fenalaştı, terliyor. "
" Uyku ilacı bir zararı olm- "
Sesi Jin'in titreyen sesi ile bölünmüştü.
" Ni-nisa.. "
Bileği koltuğun üzerine göğsünden yavaşça düştü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Crystal snow
Fiksi PenggemarBTS üyelerinin de içinde bulunduğu Geçmiş de yapılan hataların gelecekte nasıl bir hâl aldığını ve sırlarla dolu hastane çatısı altındaki hikayemize göz gezdirmek ister misiniz ? 🍀☄🌟