Ne zamandır baygındım bilmiyorum ama kalktığımda her yerim ağrıyordu etraf bomboştu ne bir ağaç ne de bir bitki vardı buraya nasıl geldiğimi hatırlamaya çalıştım ama hiç bir şey hatırlamıyorum adımı bile hatırlamıyorum ben kimim neden buradayım aklımda bir sürü soru var ama cevaplayan yok...
Ayağa kalkıp yürümeye başladım ileride orman başlıyordu ama çok garipti sanki çöl ile ormanın arasına duvar çekilmiş de bir tarafı çöl bir tarafı orman olmuş gibiydi.
Ormanda bulduğum bir patikadan ilerlerken uzaktan 2 kişi gözükmüştü savaşıyor gibiydiler ama çok farklı bir birlerine dokunmuyorlardı ve her hareketlerinde ikisinin ortasında bir enerji akımı gerçekleşiyor ve karşıdakine çarptığında zarar veriyordu.
Bunu nasıl yapıyorlar? Galiba hala baygınım serap mı görüyorum acaba? Biraz daha ilerleyip onların görüş açısına girdiğimde ikiside savaşmayı bırakıp bana dönmüştü
"Hey! Buraya izinsiz gelemezsin ayrıca sen kimsin?"
Karşıdaki kız sorusunun cevabını alamayınca yanındaki erkek konuşmuştu az önce ona vuran kişi...
"sağır mısın cevap versene kimsin sen yoksa kara meleklerden misin!?"
Yanındaki kız ona sakin ol dercesine bakmıştı
"Ben... Bilmiyorum..."
Sinirlenmiş olmalıydı ki hızla bana doğru gelip eliyle bir hareket yapmıştı ve havada asılı kalmamı sağlamıştı ne yapıyorsa nefes alamıyordum.
"Roy! Sakin ol daha kim olduğunu bilmiyoruz!"
Beni yere indirdiğinde ne zamandan beri takılı olduğunu bilmediğim yüzümde olan maske yeri boylamıştı.
"Sen... Bu imkansız"
Kız şaşkınca bana bakarken az önce adını öğrendiğim Roy ise ona ne oldu bakışı atmıştı.
"Roy onu sakın öldürme boynundaki şekle bak"
(şekil bu)
Roy boynuma baktığında şaşkınlıkla gözlerini büyültmüştü bu kadar şaşıracak ne vardı acaba?
"Sen... Angela"
Bu isim çok tanıdıktı.. bir dakika bu benim ismim!
"ismimi nereden biliyorsun?"
Kız bana doğru yürümeye başlıyınca bende aynı tempoda geri gitmiştim
"Kimsiniz siz az öncekileri nasıl yaptınız"
"Angela bizi hatırlamıyor musun?"
Başımı olumsuz anlamda sallayınca endişeli bakışları daha da endişeli bir hal almıştı.
"bizimle gel seni şatoya götürelim seni görünce çok sevinecekler"
Benim bir şey dememe izin vermeden beni kolumdan tutup sürüklemeye başlıyınca hiç birşey demeden beni sürüklemesine izin vermiştim ne olduğunu anlamak istiyordum.
Karşımda gördüğüm şato ile resmen dilim tutulmuştu inanılmaz güzeldi.
Dev kapılardan içeriye girdiğimiz anda bize bakıp daha doğrusu bana bakıp sevinen insanların hepsine garip bakışlarımı yolluyordum. Önemli biriydim galiba ayrıca bayağı bir tanınıyormuşum.
"Neden bana öyle bakıyorlar"
"her şeyi anlatıcam ama önce seni Adrian'a götürmeliyiz hatta bak o buraya geliyor"
Karşıdan bize doğru gelen erkeğe baktığımda göz göze gelmiştik. Sevinçle bir kahkaha atıp bana sarıldığında ona karşılık vermemiştim sonuçta onu tanımıyordum veya hatırlamıyordum
"Angela yaşıyorsun"
Bana sardığı kollarını kendimden uzaklaştırıp bir adım geriye gittim
"Tanışıyor muyuz"
Söylediğim şey ile yüzündeki gülümseme anında solmuştu
"Angela benim Adrian beni hatırlamıyor musun"
"hafızasını kaybetmiş"
Roy benden önce davranıp cevap verdiğinde açıkça konuşmak gerekirse biraz sinirlenmiştim.
"hafızamı kaybettim konuşabiliyorum ama hala"
Yanımdaki kız gergin havayı sezmiş olmalı ki Adrian ile Roy'a bir şeyler geveleyip beni sürüklemeye başlamıştı.
"Sana yatacağın odayı göstereyim ayrıca ben Dali sen beni hatırlamıyorsun ama ben senin en iyi arkadaşınım"
Kafamı onaylar şekilde sallayıp gösterdiği odaya girdim.
"İkimiz aynı odada kalıcaz oda arkadaşıyız artık"
Kafamı tekrar onaylar şekilde salladığımda dolaptan siyah bir pijama takımı verdi
"üstünü değiştir ve biraz dinlen bende sana yiyecek bir şeyler getireyim"
.
.
.
.
Yeni hikayeye başladım umarım seversiniz
Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın ❤️