21-Drowning in Lies

218 30 82
                                    

Nefesimi tutup içeri girdiğimde Youra gülümseyerek bakışlarını bana doğru çevirdi.Sırayla ona ve başında dikilen Jimin'e kısa bakışlar attım.

Ortam fazlasıyla gergindi ama herkes birbirine yapmacıktan gülümsüyordu.

Uzun bir sessizlikten sonra Youra kenardaki boş sandalyeyi işaret ederek oturmamı istedi.Oturduktan sonra korkunç bir sessizlik içinde onunla bakışırken buldum kendimi.Ne demem gerekirdi,hiçbir fikrim yoktu.

Bir anlığına hafızasını bile kaybetmiş olabileceğini düşünürken ilk konuşmayı o başlattı. "Nasılsın?"

"Ben iyiyim de,sen?"

"Oldukça iyiyim.Jimin her zamanki gibi bana destek oluyor,daha iyi oluyorum böylece."

O sinir bozucu bir şekilde gülümserken bakışlarım Jimin'e kaydı.Ciddi ifadesini bozup hafifçe gülümsemeye başladı.Hızla gözlerimi kaçırıp derin bir nefes aldım.

Youra'nın hafızasını falan kaybetmediğini ve yine bir şeyler döndüğüne emin oldum.

"Geçmiş olsun."

Yine sinirimi bozacak bir şekilde gülümsedi. "İyi ki varsın canım."

Bir süre onu tepkisizce izledikten sonra ayağa kalktım. "Hava soğuk,ısınmak için bir kahve alsam iyi olacak."

Jimin'in gözlerine bakarak konuştum,benimle gelmesini ima etmek için.

Fakat kapıdan çıkarken o hala orada duruyordu.Zaten yeterince sinirliydim ve bütün her şey beni daha da sinirlendiriyordu.Ona son kez bakıp hızla dışarı çıktım kapının çarpmasını umursamadan.

Kahvemi beklerken birisinin elini omzuma koymasıyla arkamı döndüm.Jimin ne ara Youra'dan ayrılıp yanıma gelmişti bilmiyordum.

Konuşmak için onu hızla bahçeye sakin bir yere sürükledim.Başımı kaldırıp gözlerine baktım hesap sorarca. "Neler dönüyor yine ya?"

"Bir şey döndüğü yok."

Birden gülmeye başladım ve kolundaki elimi geri çektim.

Ben gülmeye devam ederken o gerileyip sessizce beni izlemeye devam etti. "Beni aptal olarak mı görüyorsun gerçekten?"

Birden kararlı bir şekilde yurda dönmemi söylediğinde gülmem kesildi ve yüzüne bakıp ciddi olup olmadığını sorguladım.

"Öyle bakma,sana yurduna git dedim Tessa."

Fazlasıyla ciddiydi ve en ufak şeyde birden sinirlenecek gibi bir hali vardı.

Daha yeni konuşmaya başlamamıza rağmen şimdiden sinirden gözlerim dolmaya başlamıştı.Cevap vermedim ve genelde ağlamamak için yaptığım gibi gökyüzüne bakmaya başladım.

"Cidden ağlayacak mısın şu an?Git artık diyorum sana,ziyaret ettin bitti."

Şu an sevdiği kızı benden koruyormuş gibi hissettiriyordu ve bu canımı çok yakıyordu.Bu sefer gökyüzüne bakma taktiği de işe yaramamıştı.

Gözlerimden akan yaşları silip onu ittirdim hızla. "Kim bilir arkamdan bilmediğim neler dönüyor!"

Ellerimin titrediğini bileklerimi aniden tutmasıyla fark edebilmiştim. "Kaç kez söylemem gerekiyor acaba anlaman için?Yurda git sadece."

Gözyaşlarım daha hızlı bir şekilde yanaklarımdan süzülüyordu.Karşımdaki bir yandan canımı fazlasıyla yakıp ağlamama sebep olan bir yandan da hissettirdiği heyecanla beni küçük bir çocuğa dönüştüren hiç tanışmamış olmayı dilediğim kişiye baktım.

Fake Love║PJMHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin