Tam arabaya ilerlerken telefonumun çalmaya başlamasıyla adımlarım yavaşladı.Jimin arıyordu,bir yandan hafifçe eğilip ayakkabımın bileğini düzeltirken telefonu açtım.
"Bahane uydurup gitme yurda."
"Ne?"
"Gitme."
Düzelttikten sonra yerimde doğrulup arabaya ilerleyen kızlara baktım göz ucuyla.
"Neden?"
"Sıkıldım çünkü.Arka bahçeye gel görürsün beni."
Cevap vermeme izin vermeden telefonu kapatınca iç çekip topuklularıma rağmen kızlara doğru koştum.Anna'nın bileğini nazikçe kavrayıp kendime çevirdim.
"Anna siz gidin yapmam gereken şeyler var."
"Ama Tes-"
"Siz gidin geç olmadan gelirim."
Yanağına bir öpücük kondurup hızlı adımlarla arka bahçeye doğru ilerlemeye başladım.Neden bunu yaptığım hakkında hiçbir fikrim yoktu.Jimin'e sinirli olup olmadığımı bile bilmiyordum.
Jimin'in yaptıkları çok saçmaydı ama Yoongi'nin dediklerini de ister istemez unutamıyordum.
Arka bahçeye geldiğimde duvara yaslanmış bir şekilde hafifçe gülümseyerek bana bakmaya başladı.Üstüne daha rahat şeyler giymişti ve saçları da hafiften dağılmıştı.
Yanına vardığımda bir süre konuşmasını beklerce karşısında dikildikten sonra sadece yanağımı sıktı ve güldü.
"Jimin kafan yine iyi değildir umarım."
"Bu sefer içmedim."
"Güzel."
Kapşonlusunu çıkarıp bana uzattı.
"Sen üşürsün triplerine girme sakın uğraşamam."
"Teşekkür ederim."
Elbisemle tuhaf bir kombin olacağını bile bile üstüme giydim ve ellerimi cebine sokuşturdum.Jimin de sonunda yapıştığı duvardan doğrulup yavaş yavaş ilerlemeye başladı.
Sahilin tenha bir köşesine geldiğimizde topukluların verdiği acıdan dolayı hemen bir kayalığa oturdum.O da yavaş yavaş ilerleyerek yanımdaki kayalığa oturdu.Sürekli ağır hareket etmesi tuhaf bir şekilde sinirimi bozuyordu.
"Çok sıkıldım."
Merakla ona bakarken o uzaklara dalmış gitmiş gibiydi çoktan.
"Neyden?"
"Her şeyden."
Yine dert dinleme merkezi olmuş olabilirdim ama Jimin her şeyi üstü kapalı bir şekilde anlatıyordu.Hiçbir şey anlamadığımda da kendimi tamamen bir salak gibi hissediyordum.
"O arabada Tessa,o arabada..."
İç çekti ve başını eğdi hafiften.Ses çıkarmadan merakla onu dinlemeye devam ettim.
"Ölebilirdik,ikimiz birlikte veya sadece birimiz.Ölüm her zaman yakınımızda,yakamızı bırakmıyor asla.Ben ise buna rağmen sırlarımla boğuluyorum,yalan dolan..."
Kendi kendine gülerken sonra başını kaldırıp bana baktı.Bakışlarında bir hüzün vardı,kolayca fark edilebiliyordu.Elimi omzuna koyup gözlerine baktım.
"O zaman anlat her şeyi gitsin."
"Çok korkağım.Belki de korkak olduğum için Yoongi'ye bu kadar öfkelendim.Çünkü doğruyu söylüyordu."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Fake Love║PJM
FanficTek yapmamız gereken rolümüzü yapıp kurallara uymaktı fakat biz kuralların dışına çıkmıştık.