Fake Love║PJM

17-Love or Lie?

SIRF ŞARKI BULAMADIĞIM İÇİN AZ KALSIN BÖLÜM YAYINLAYAMIYORDUM,ŞARKI İÇİN @BTS_ChimChim_  'E TEŞEKKÜR EDERİİM  :3

"Siz ikiniz...Eğer sevilen birileri olmasaydınız kesinlikle çoktan atılmıştınız!"

Uzun süredir azar yiyor olmak fazlasıyla sıkmıştı beni.Jimin de pek eğleniyor gibi görünmüyordu.

İkimiz de başımız öne eğik bir şekilde patronların azarlarını dinliyorduk.

"Gerçekten çıkmadığınızı bu kadar kişi nasıl öğrenebiliyor?!"

Tam şu anda Jimin'in yaptıklarını ifşalayabilirdim ama muhtemelen bu sefer atılacağından yapamıyordum.

Göz ucuyla ona baktığımda yalvaran gözlerle bana bakıyordu.

Birden patron elini masaya vurduğunda irkilip bakışmayı kestik ve ona baktık. "Tüm söylentileri yalanlayıp daha inandırıcı bir şekilde çift gibi davranıyorsunuz.Yapacaklarınızı biz söyleyeceğiz zaten siz biz demesek beceremiyorsunuz.Herkesi inandırıp gözlerine sokacaksınız ilişkiyi resmen.Eğer yapamazsanız..."

Sandalyeden kalkıp bize doğru ilerlemeye başladı. "Sadece sahte sevgili olmaktan çıkarsınız.Size zorla gerçek bir ilişki yaşatmamızı istemezsiniz,değil mi?"

Dudağımı dişlemeye başladım her sinirlendiğimde yaptığım gibi.Jimin itiraz etmeye başladığında küçük bir itiraz bile bizi şirketten attırabileceği için ne kadar aptal olduğunu bir kez daha anladım. "Gerçek ilişki mi?Yapamazsınız,bizim de özelimiz var sonuçta insanız bizler."

Benim şirketimin patronu da gülerek bize yaklaştı. "En korktuğunuz şey şirketten atılmak değil mi?Eh,haklısınız tabii.Daha küçükken buraya geldiniz,yıllarca eğitim aldınız,çıkış yaptınız ve şimdi de Kore'nin en çok konuşulan müzik gruplarının birer üyesi oldunuz.Hala da çok çalışıyorsunuz.Atılmanın düşüncesi bile korkunç olmalı.Buna göre biz de bu korkunuzla tehdit ederek size istediğimizi yaptırırız."

Diğer patron da öne atılınca bir anlığına çok uyumlu bir kimyalarının olduğunu fark ettim. "Üstelik en başta bu oyunun detaylarını konuşmuştuk.Mesela kimse bilmeyecekti."

"Ama-"

Jimin tekrardan itiraza kalkıştığında ikisi de ölümcül bakışlarını ona çevirince Jimin masum bakışlar atarak başını tekrar öne eğdi.

İkimiz de aynı durumdaydık fakat onun daha çok ezildiğini fark etmek hoşuma gidiyordu.Sonuçta şu an tüm durum benim elimdeydi.

Patron azarı evresini geçtiğimizde Jimin ile tek kelime etmeden şirketin içindeki kafeye gitmiştik.

Boş bir masaya oturup Jimin'i beklemeye başlamıştım.Neden onunla kahve içmeyi kabul ettiğim hakkında hiçbir fikrim yoktu.

Baş ağrım asla dinmiyordu ve fazlasıyla üşüyordum bir yandan.Hırkama sıkıca sarılıp kollarımı ovuşturdum fakat bir işe yaramıyordu tabii ki de.

Jimin karşıma oturduğunda kollarımı ovuşturmayı bıraktım.Elindeki bardaklardan birini önüme koyduğunda teşekkür ettim ve kahveden küçük bir yudum aldım.

Jimin ile sık sık bakışıyorduk ama asla konuşmuyorduk.Bu durum gittikçe sıkıcılaşıyordu.Bunu bozmak için ona bakıp bitkince "Bugün yapılacak başka bir şey var mı?" diye sordum.

Seul'e yeni dönmüştük fakat döner dönmez şirketler bizi azarlamaya çağırmıştı.Ne kadar da harika bir durum.Bugün daha fazla bir şey olmamasını umuyordum.