1. BÖLÜM "KANLI KURŞUN"

29 3 0
                                    

Merhaba sayın okuyucularım. Emeklerimin karışılığını hak ettiğim şekilde alacağımı düşündüğüm ve size gönül rahatlığıyla sunduğum bir kitapla karşınızdayım. Umarım sizinde hoşunuza gider. Sormak istediklerinizi yorum kısmından şahsıma iletebilirsiniz.

Parmaklarımı siyah kupanın kulpuna bir yılan gibi doladım. Burnumdan aldığım derin nefes bedenimi dolaşıp saniyeler içinde ağzımdan dışarı aktı. Ilık olduğunu fark ettiğim kahveden bir yudum aldım. Tadında boğazımı yırtacak cinsten bir acı vardı ama aldırmayıp bir yudum daha aldım.
Masamdan kalkıp cama doğru yürüdüm ellerim soğuk pürüzlü duvara deyince bir an irkildim bu irkilme her bir hücremi uyarır cinstendi sanki.

Gecenin zifiri karanlığını aydınlatan sarı bir sokak lambası tüm geceyi aydınlatmaya ant içermişcesine parlıyordu.

Gözlerimi sokak lambasından ayırıp hastane kapısındaki insanlara çevirdim. Herkesin ayrı bir hayatı, ayrı bir öyküsü vardı bunca insanı birleştiren tek şey hastane kolidorlarıydı. Kimi karısını, annesini kimi ise daha doğmayan çocuğunu kaybetmişti bu kolidorlarda.

Duvarların dili olsa boğazı yırtılana kadar çığlık atardı şahit olduğu şeylere.

Bu gün diğer günlere nazaran çok daha yoğun ve yorucu geçmişti. Tüm gecenin sessizliğini bir çırpıda yok edecek gibi çıkan ambulans sesleri kulakları çınlatıyordu. Doğruldum kollarımın bağını çözdüm ve koşar aldırmalarla getirilen hastanın yanına yöneldim.

Sadece bir kaç dakika önce duyuyan ambulans seslerinin ardından hastaneye göğüsünü tutan sedye üzerinde yatırılmış bir adam belirdi. Bir kaç ambulans görevlisi sedyedeki adamı ameliyathaneye yetiştirebilmek için canları pahasına koşuyordu. Yaralı adam o kadar derbeder haldeydi ki elini yarasından çekse tüm şehir kana bulanacaktı sanki. Anlından düşen ter damlaları yavaşça boynuna doğru yol alıyordu. Siyah saçları darmadağınık bir haldeydi.

Kolumdaki siyah tokayı elime alıp sertçe topladığım uzun saçlarımı geriye attım. Bir yandan koşarken bir yandanda ona ne olduğunu öğrenmeye çalışıyordum. Göğüsündeki bir kurşun yarasıydı, muhtelemen de çok derindeydi bu kanamayı daha da tetikliyordu.

Ameliyathaneye alınan hastanın yarası pek iyi görünmüyordu. Göğüsü kurşunun etkisiyle parçalanmış ve çok kan kaybetmişti. Kurşunun çıkarılması onun ölümüne sebep olabilirdi ama kurşun çok derinde olduğu için orda kalırsa yaşamasıda pek mümkün görünmüyordu. Her iki yolda şuan için iç açıcı görünmüyordu.

Kurşunun yerini tam olarak tespit ettikten sonra elime bir makas alıp hastanın üstündeki gri tişörtü yırtıp yarayı görünür hale getirdim. Klepsle olabildiğince dikkat ederek kurşunu yuvasından çıkartarak su dolu kaba attım. Kurşunun su ile buluşması bir kaosa neden oldu. Kulakları tırmalayan bir uğultuyla kan ile su şehvetle birbirlerine karıştı.

Artık su eski berraklığını ve saflığını karanlık kan damlalarının kollarına teslim etmişti.

Kurşunun delip parçaladığı yaranın onarılması için kızıl kanın hakimiyet kurduğu bu yarayı dikmem gerekiyordu. Her bir dikiş darbesi eti deliyor ve her iki tarafı birbirine kavuşturuyordu.

Başarı ile biten bir ameliyatın ardından hasta dinlenmesi için odasına alınmıştı. Saat gecenin bir yarısıydı ve benimde nöbetimin bitmesine bir kaç saat kalmıştı. Gözlerimin altı çukurlaşmıştı kendimi her an o çukurların içinde bulacakmışım
gibi hissediyordum.

Kurşun YarasıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin