Yatağın kenarına doğru kayıp konuştu.
-Yanıma yatar mısın? ( Jimin)
Ben ona şaşkınca bakarken o mahçup gözlerle bana baktı.
-Ah özür dilerim sanırım bu biraz - ( Jimin)
Dediğini yarım bırakan şey benim hızla yanına yatıp ellerimi beline dolamam olmu...
Gözlerim tekrar ve tekrar sulanırken sesimi yükselterek konuşmaya başladım.
-NEDEN BÖYLE YAPIYORSUN? TEKRAR KARŞILAŞTIĞIMIZDA BENİ HATIRLIYICAĞINA SÖZ VARMİŞTİN JİMİN!! NEDEN ŞİMDİ BENİ HATIRLAMIYORSUN? Şaka mı yapıyorsun!? Seni burda bıraktığım için mi! Jimin yapma...
Dizlerimin üstüne çöküp işaret parmağımı kalbimin üstüne koydum. Kısılan sesim ile daha acınası görünüyordum.
-Burasu çok acıyo... Ben dayanamam... Senin beni unutmana dayanamam...
Hayır bayılmamalıydım. Kızlar sesimi duymuş olacak ki içeri girdiler. Kapıdan bana ve Jimin'e bakıyorlardı.
-Bakın gerçekten sizi tanımıyorum. Lütfen ayağa kalkın. Yoongi Hyung bir şey de. ( Jimin)
-Prenses biliyorsun durumunu zorlama. ( Yoongi)
Zor da olsa ayağa kalktım. Jimin'in yattığı sedyenin yanına çömlerek ellerini tuttum.
-Jimin yapma... Tamam o zaman en baştan başlayalım. İsmimi biliyor musun?
Jimin kafasını olumsuz anlamda sallarken öbürleri bana deliymişim gibi bakıyorlardı. Ama Jimin sadece hatırlamak istiyormuş gibi görünüyordu.
-Hadi Jen gidelim. ( Jisoo)
Arkamı bile dönmeden seslendim.
-Hayır gelmiyicem. Jimin hatırlayınca onu burda bıraktığım için bana çok kırılır.
Arkadaki çocuk konuşunca ben hariç herkez ona baktı. Ben kafamı yatağın kenarına gömmüştüm.
-Ben Taehyung. Jimin i tanıyorum. Sen böyle yaptıkça daha çok üzülüyo. Hadi bi kafeteryaya falan gidin. ( Tae)
Haklıydı. Böyle yaparak onu daha üzüyordum. Kafamı kaldırdım ve ayağa kalktım.
-Haklısın. Hadi gidelim. Jimin gelicem birazdan.
Kızlarla beraber kapıdan çıktık.
-Jennie gel üstlerimizi değişelim rahat edersin. ( Rose)
'Peki' diye mırıldanıp tuvaletin yolunu tuttuk. Üstlerimizi değişicez derken Ben Rose ninkini Rose de benimkileri giyicek.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Aynaya bakmadankızlara döndüm.
-Hadi kafeteryaya gidelim.
Lavobodan çıkıp merdivenlerden indik. Kafeteryaya geldiğimizde 11 tane çikolata aldık. Rose ve Lisa kahve içmedikleri için 9 tane kafve aldık. Kim ne içiyo bilmiyoruz ama olsun.
Küçük adımlarla yukarı çıktığımızda unniem yalandan bir sinirle konuştu.
-Çıldırmak yok?!
-Yok.
Kapıya geldiğimizde Jisoo'nun kahvesini verip içeri girdim. Kızlar kalabalık yapmak istemediklerini söylediler. Herkeze kahvesini verip konuştum.
-Daha iyi mis-
-Hatırlamadığım için üzgünüm. Sadece sana benzeyen bir kızın fotoğrafına sarılıp ağladığımı hatırlıyorum. Gerçekten üzgünüm. ( Jimin)
Böyle yapıcağını biliyordum. Başkalarına bağırsada bana asla kıyamazdı. Burukça gülümseyip konuştum.
-Asıl ben özür dilerim. Az önce öyle çıkışmamalıydım. Senin elinde olan bir şey değil bu.
-Biz dışarda olucaz. ( ?)
-Yoongi şunlara dikkat et paralarını bitirmesinler. ( ?)
-Kimse çıkmadan önce isimlerinizi söyleyebilir misiniz?
-Ben Namjoon o Hoseok o Jin . ( Joon)
Çıkıcak olan üçlüyü gösterip dsvam etti.
-Tae, Jungkook, Yoongi. ( Joon)
-Teşekkürler.
Namjoon nazikçe güldü. Üçlü çıktıktan sonra Jimin'e döndüm.
-Bir şeye ihtiyacın var mı?
Kafasını olumlu anlamda salladı. Yatağın kenarına doğru kayıp konuştu.
-Yanıma yatar mısın? ( Jimin)
Ben ona şaşkınca bakarken o mahçup gözlerle bana baktı.
-Ah özür dilerim sanırım bu biraz - ( Jimin)
Dediğini yarım bırakan şey benim hızla yanına yatıp ellerimi beline dolamamdı. O da çok beklemeyip ellerini boynuma doladı.
