8.İskele

681 76 74
                                    

Rüzgar'dan;

Sabah uyandığımda, yataktan kalkmak istemiyordum , çünkü dünün yorgunluğu hala üzerimdeydi.Bir güçlükle yatağımdan kalkıp banyoya doğru yöneldiğimde Eslem'in kapısının aralık olduğunu farkettim.Kapıyı kapatacakken birden kendimi içeride buldum. Eslem yerde uyuyordu. Anlaşılan tüm gece iddiamız için sabaha kadar bileklik yapmıştı.Benim hayatım,gerçeklerim onun için bu kadar önemlimiydi ki. Bu kızı bir türlü anlamamıştım.İnsan bir gerçeği öğrenmek için sabaha kadar uğraşır mı?

Birden kolumdaki saate bakıp saatin on olduğunu farkettim ve Eslemi uyandırmak için ;

"Eslem" diye seslendim. Uyanmadığını görünce odadan çıkıp kapıyı sertçe kapadım.Ve salona gidip koltuğa oturdum. Acaba bu kız ne zaman uyanmayı düşünüyordu diye kendime sorarken: Eslemin;

"Olamaz ya geç kaldım!"

Diyen telaşlı sesini duydum . Ardından Eslem kapıyı açıp ;

"Neden beni uyandırmadın? Senin yüzünden geç kaldım işte"

"Benim yüzümden mi?"

"Evet senin yüzünden. Senin o iddiaların yüzünden.Sabaha kadar bileklik yaptım haberin var mı?"

Gülmeye başladım. O kadar çok konuşuyordu ki. Her şeye verecek bir cevabı vardı. Bende en sonunda dayanamayıp;

"Bu kadar çok konuşma. Ödemek zorunda olduğun bir borcun olduğunu unutma."

"Sende şu konuyu değiştirip durma. 100 tane bileklik yaptım biliyor musun? Yani bugün senin hakkındaki her şeyi öğreneceğim."

"Tamam Eslem öğreneceksin. Ama şu an işine gidip o bileklikleri sat ve bana olan borcunu öde."

Dedikten sonra Eslem hiçbir şey söylemeden çantasını açıp yaptığı bileklikleri önüme koydu ve teker teker saydı.

"Bak tam yüz tane işte. İddiayı ben kazandım canım.Neyse ya geç kaldım hadi akşam görüşürüz."

Diyip evden çıktı.Bende odama gidip dolabımdan kot bir pantolon ve beyaz bir tişört alıp giydim. Salonda olan telefonum çalıyordu, arayan Mahmut abiydi.Telefonu istemeyerekte olsa açtım.

"Efendim Mahmut abi"

"Rüzgar koçum hemen Hürriyet Parkı'na geliyosun. İşçiler eylem çıkardı sana ihtiyacımız var. Çabuk gel."

"Tamam hemen geliyorum." dedikten sonra hızlıca evden çıktım. Mahmut abi benim için önemli bir insandı. Ailemi kaybettiğim kazadan sonra bana sahip çıkan tek kişiydi o. Bu yüzden Mahmut abinin her istediğini yapıyordum. Benim acı hissetmiyor olmam da Mahmut abinin bir takım işlerini kolaylaştırıyordu. Hürriyet Parkı'na geldiğimde her yer adeta bir savaş yeri gibiydi ve Mahmut abide bir ağacın köşesinde duruyordu. Beni görünce sağ elini havaya kaldırdı. Bende Mahmut abiye doğru yürümeye başladım.

"Hayırdır abi noldu ?"

"Sorma ya işçilere maaşlarını vermedikleri için eylem çıkardılar. "

"Anladımda. Beni niye çağırdın?"

"Şeyy. Bak senden bir şey istiyorum Rüzgar. Beni tanırsın seni çok severim, hep iyiliğini düşünürüm."

"Abi bunları zaten biliyorum."

"Tamam. Şimdi sen gidip bir tane işçiye sataşacaksın ve kavgaya gireceksin. Bunu gören diğer işçilerde senin üstüne yürüyecek ve kalabalık dağılacak. Eylem ertelenecek. Bütün ilgi sizin üstünüzde toplanacak. Eğer bunu yaparsan patron bize karşılığınıda verecek. Ama karar senin kararın tabi. Sen bilirsin."

ŞİMDİ VE DAİMAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin