” ALLAH ”
Duydun mu sessizliği ne çok sessizlik çıkarıyor. Sessiz bağrışlarını, sancılarını duyuyor musun? Allah’ın sesi sessizliğin, Allah’ın varlığı yalnızlığın… Ses çıkarma hiç konuşma sus yanaklarında topla heceleri, kalbine yükle kelimeleri ama konuşma… Kapat gözleri ve önüne sert bin bir türlü dertleri, kapat yalnızlığa kendini. Yürek dolusu Allah de, nurlan ışık saç ve deki; Ben yalnız Allah’a anlatırım dertlerimi, bazen de Allah’ı anlatırım dertlerime..
Namaz kılan bilir; Güven nasıldır? Dua nasıldır? Kulluk nasıldır? Yürürken bile tevazu nasıldır? yalnız namaz kılan bilir. Çünkü o Günde beş vakit temizlenmiştir. İnsan güzeldir, güzel yakışır. Güzellik temizliktedir, temiz olmak yakışır. Temizlik namazdır, İnsana namaz yakışır. Yalnız namaz kılan bilir. Allah’a yakın olmanın aşkını, düşünsene kainatın sahibi seni seviyor ve seni namaz gibi bir nimetle nasiplendiriyor. Ya nasipsizler den olsaydın? Sevdiğin bir sanatçıyla tanışmak istemez misin? Ne heyecan verir değil mi? Ya da eşi benzeri olmamış bir kitabı yazan yazarla tanışmak? Ya bir ressam’la? Peki bunların tümünü yapabilen biriyle tanışmak, hem iyi sanatçı, hem iyi yazar, hem iyi ressam ve en güzel en iyi bir dost seni yoklukta bile seven. Ne heyecan verici değil mi? Bunlar bir kişide varken neden ayrı ayrı insanlara bakalım ? O kişi Allah, ikinizde birbirinize üç harf ile sesleniyorsunuz. Duyamıyor musun? O sana ‘kul’um derken, sen ona ‘Aşk’ım diyorsun. Sen Ona Rabbim de o sana yettim der. Rabbin sabırlıdır, isyan etsen de bekler. Kulum dönecektir der. Düşünsene kaç yaşındasın? Yıllardır bekletiyorsun. Hadi kalk ve geldin de… ve deki; Ey özleyen geldim, artık sensin özlenen…
Namaz kılan bilir Rabbini; Bir maç sevgisi vardır onda, bir tiyatro sevgisi vardır onda, bir aşk sevgisi vardır onda. Aşk sevgisi secde ettirir ben kulum sen rab’sın dedirtir, aşkın en güzel secdesi.. Tiyatro gibi sever, oyunu dünyadır. Seyircisi Allah, oyun süresince izlenir oynayan kul. Rolü kulluk, oyunculuğu samimiyeti mutlu eder seyircisini, ve namazdır oyunun bitimi selamı seyircisine rükusu dur. Bir maç gibi sevgisi vardır namaz kılanın çünkü bilir oyuncuları takımını, topu rabbi’dir kovalar onu. Normal maç gibi değil maçı, yirmi iki kişi bir topun peşinde koşup cümle alem o maçı izlemesi değildir sevgisi. Onun sevgisi cümle alem bir Allah’ın peşinde koşmasıdır. Maçı Allah’ta, golleri takva derecesi ligi dünya, Ahiretin deki Allah kupası. Cennet ise kazancı… Var mı bundan daha karlı dünya maçı?
Oruç tutan bilir; nefsi arzuları bastırmasını, nefsin aşka hicreti. Oruç sadece açlık değil, susuzluk hiç değil. Oruç; dilsizlik demek. Nefsin dilsizliği, Oruç tutan aslında toktur. Düşünsene biri kolunu sımsıkı tutuyor, ama hiç bırakmıyor ve öyle geziyorsun. Onun varlığını yada seninle oluşunu unutur musun? Oruçta öyle, Allah için dünyaya küsmüşsün. Tamam bu nimet Allah’tan geldi o gönderdi ama yemek kolay ben Allah için yemiyorum demek zor. O elini bir tuttu mu niyet ettiğinde bir daha bırakmaz. Açsındır ama kalbim yer aşkı lime lime, aşkını doğra Allah’a katre katre. Oruç tutan bilir aşkı, aşk için açlığı… açlığın içindeki aşkı..
Tevekkül eden bilir; Allah’ı çünkü her an yanındasın dır. Allah ile doldurur kalbini, dert onun için oyunda derece atlamak gibi mutluluk verici. Çünkü derde sabretmeyi bilir. Tevekkül eden eşini bile dua ile arar çünkü bilir dua ile gelen sevgili, Allah’ı hatırlatacaktır sevgisi. Herkesin nasibi saklı, dua ile bul onu ve güzel bir eş olsun dua ile ulaştığın. Tevekkül eden bilir; Sen Allah’a yakış ki, Allah sana yakışanı nasip eder..
Üzülme, inan o kadar seviliyorsun ki bir fark etsen üzülmezsin. Üzülme çünkü bir tek Allah anlar seni, zor olacak tabi hayat zor olmasa zorun da değeri kalmazdı. Baktın olmuyor her şey zor geliyor zorluk aşılmıyor. Sende samimiyeti zorlukta ara, bir kerede sen zorlukla oyna yen onu sarıl Allah’a ve he rgece… Evet her gece deki; Allah’ı dinliyorum, gözlerim kapalı…