Enes..Deniz mavisi gözlerini gözlerime dikmiş, olanca derinliğiyle bana bakıyordu.Usulca ellerimi tutup inci tanesi dişleriyle gülümsedi.Bir kez daha erimiştim.
"Ada.Uzun bir süredir senden hoşlanıyorum.Artık içimde tutamayacağım.Sevgilim olur musun ?"
Teneffüs zilinin sesiyle,kurduğum hayalden irkilerek uyandım.Haftada bir gün prova yapmıyorduk.Onda da dersleri dinleyecek mecalim kalmıyordu.Tek yaptığım uyuklayarak hayallere dalmaktı.Ekin zili duymasıyla koluma yapıştı. "Ay ben sensiz yapamıyormuşum ! Provalara gittiğinden beri depresyondayım.Bir an önce bitse de kurtulsam bu yalnızlıktan." Dediğini duymamla sinsice sırıttım. "Valla bu yalnızlık sendromu tamamen tercih meselesi.İstesen kalmazsın.." Hemen ardından tahtanın önünde uzun eşek oynayan(?!) Oğuz'a döndüm.Ah,müthiş zamanlama.Ekin bakışlarımı takip edip şuan rezil durumda olan platoniğini görünce gözlerini devirdi. "Ada,vazgeçin artık bu sevdadan.Ben bununla sıçmaya bile gitmem." Dediğine kıkırdaşsak da bir yanım hala Oğuz'a üzülüyordu.Belki de aynı durumda olduğumuz için ona yakınlık duyuyordum.İkimiz de karşılıksız seviyorduk sonuçta.
...
Ekin'le geçen dolu dolu bir günden sonra,hasret gidermenin huzuruyla evin yolunu tuttum.Bir türlü dedikodudan sıyrılamadığımız için biraz geç kalmıştım,her an otobüs kaçabilirdi.Hızlı adımlarla durağı görebilecek kadar mesafe katetmiştim ancak ilerdeki kavşakta belirip durağa dönen otobüsü görmemle yürümeyi bırakıp koşmaya başladım. "Dur !" Sesimi burdan duyurmam imkansız olmasına rağmen bir umut bağırmaya başladım."Hey bekle !" Elimi kolumu sallasam da,tüm çabalarıma rağmen fazla beklemeden gaza basıp giden aracın arkasından öylece bakakaldım.Bir sonraki otobüse daha 1 saat vardı.Harika.Sıkıntıyla iç geçirip yakınlardaki parkta beklemeye karar verdim.Durakta dikilmekten daha iyiydi.
Boş banklardan birine rastgele oturup etrafı izlemeye başladım.Güle oynaya salıncakta sallanan çocuklar,nasıl kaydığını göstermek için annesine bağıranlar,henüz yürümeyi öğrenememiş kucaktaki yavrular..Bu atmosferi seviyordum.Onların enerjisi bana da yansıyordu sanki.Hafif bir gülümsemeyle çocukları izlemeye devam ederken,köşeyi dönen tanıdık bir araba dikkatimi çekti.Gözlerimi kısıp biraz daha odaklanınca babamın şirket aracı olduğunu anladım.Kalbim hızla atarken içerde iki silüet olması kafamı karıştırmıştı.Araba iyice yanaştığında,az önce belli belirsiz olan gölgeler artık seçilebiliyordu.Önce babamı gördüm.Neşeyle bir şeyler anlatıyordu.
Babam.
Gülüyordu.
Mutluluğu karşısında afallarken gözlerimi yanındaki kişiye çevirdim.
Ve O'nu gördüm.
30'lu yaşlara yeni adımını atmış;köşeli kaşları,küt kesim saçları ve kemikli gözlükleriyle karşımdaydı işte.Gülerek dinliyordu babamı.
O da gülüyordu.
Mutlulardı.
Kulaklarım gördüklerimin etkisiyle uğuldamaya başladı.Sadece tek bir ses duyuyordum kafamda yankılanan.
Mutlular.Mutlular.Mutlular.
Beni fark bile etmeden geçip gitmişlerdi.Bankın üstünde bir su birinkintisiydim artık.Dökülmek istiyordum,buharlaşıp yok olmak istiyordum.Vücudum uyuşmuştu.İznimi sormadan süzülen yaşlara müdahale etmeden öylece durdum.Gördüğüm 5 saniyeyi kaç dakika daha tekrar oynattığımı bilmiyordum.Kafamı kaldırdığımda parkta tek tük insanın kaldığını gördüm.Hava bozmaya başlamış,kara bulutlar güneşin nöbetini devralmıştı.Acı acı gülümsedim.En azından gözyaşlarıma eşlik edecek biri vardı bugün.Yavaşça ayağa kalkıp gökyüzüne baktım.Yanağıma küçük bir su damlasıyla öpücük konduran bulutla sevişmeye hazırdım artık.
Kaldırıma oturdum.Soğuk..soğuk olsun istiyordum.Her yerim titresin,hissizleşip düşünmeyim istiyordum.O sahne kafamdan bir türlü gitmiyordu.Babam bu kadar gamsızken biz neden her gün ölüyorduk ? Neden ? Neden.. Dakikalarca kaldım yağmurun altında.Vücudumun her zerresi üşüyordu artık.Buharlı kesik nefesim,sıkıntılı bir ruhtan çıkmanın sevinciyle havada dans ediyordu sanki.Gözlerimi kaldırımın gider borusundan akıp giden sulara dikmiş onlar gibi kurtulmayı dilerken,önüme düşen gölge ve akabinde yağmur damlalarınım aniden kesilmesiyle irkildim.
Kafamı kaldırıp şemsiyenin sahibine baktığımda,şansıma bir kez daha lanet etmiştim.
...
Merhaba ! Eski kitabı takip eden birkaç kişiyi tekrar burada görmek o kadar güzel ki.Beni yalnız bırakmadığınız için çok teşekkür ederim.Ayrıca yorumlarınız,eleştirileriniz ve oylarınız benim için çok önemli.Unutmayın olur mu? Sizi seviyorum :*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KUZGUN
أدب نسائيAilesi paramparça olmuş,sinir hastalığına sahip bir genç kız. Hayatında her şey mükemmel giden,başarılı bir genç adam. Kaderin cilvesi bir tiyatro oyununda onları buluştururken,tamamen zıt bu iki karakter anlaşmak zorundalar. Biri,diğerinin öğretmen...