21; lily

3.9K 375 95
                                    



britney spears - criminal.

Eğdi başını, ona uzunca bakmamak için, sanki o güneşmiş gibi, yine de görüyordu onu, aynı güneş gibi, bakmadan bile.

Lev Tolstoy söylediği cümlenin üzerinde parmaklarımı gezdirdim ve üzeri yıllarla paslanmış duyguların bana geçmesini bekledim. Ne kadar beklersem bekleyeyim o an ki hislerini anlayamadım.

Bakışlarım istemsizce çaprazımdaki sıraya kaydı. Rus edebiyatı dersindeydik ve çaprazımda oturan Taehyung, büyük bir dikkatle önündeki deftere bir şeyler karalıyordu. Belki de çiziyordu.

Uzattığı kahverengi saçları önüne dökülüyordu, yüzünü tamamen görmemi engelliyorlardı. Arada bir duraksıyor, deftere karaladığı şeyi tekrardan süzüyor, belki de çizdiği şeyi incelerken uzun ve ince parmaklarının arasında kalemi ritimle döndürüyordu.

Aldığı nefesleri duyabiliyordum. 

Aramızda bir sürü sıra olmasına, pencereden basketbol oynayan çocukların bağırmaları duyulmasına ve öğretmenin hiç susmamasına rağmen, onun o kısık nefes alışlarını duyabiliyordum. Belki de bu benim en güçlü takıntım haline gelmişti.

Çoğu şeyi takıntı haline getirmeyi severdim. Taehyung'ta onlardan biriydi.

Sanki kahverengi saçlarının arkasından güneş ışınları çıkıyordu ve o, tümüyle parlıyordu.

Lev Tolstoy bunu atlamış olabilir ama ben ona bakarken güneşin ta kendisini görüyordum.

Gözlerimi değil, kalbimi alan güneş ışınları vardı onun. Bedenimi değil, ruhumu ısıtan sıcaklığı vardı. Etrafımı değil, yalnızlığımı aydınlatan ışığı vardı.

Güneş gibiydi ama güneşten daha fazlasıydı aslında.

Kendisine olan bakışlarımı fark etmiş gibi karaladığı şeyi durdurdu ve bana baktı. Göz göze geldiğimiz ilk an sıcak bir şeye dokunmuşum gibi gözlerimi hemen çekip tahtaya diktim. Bakışlarımı fark etmiş miydi?

Daha dikkatli olmalıydım.

Zilin çalmasıyla birlikte ayağa fırladım ve daha öğretmen lafını bitirmeden, öğrenciler yerlerinden kıpırdamadan ve zilin sesi tamamen durmadan sınıftan dışarı fırladım. Arkamda kocaman şaşkın bir sınıf ve öğretmen bırakmak isterdim ama söz konusu ben olduğumda hiç kimse hiç bir şeye şaşırmıyordu.

Koridor boyu yürürken, sınıfın boşalmasını ve geri dönerek çantamı almayı bekliyordum. Koridorda dalgın dalgın yürürken önümden yürüyen üç kızın birbiriyle konuşmasına istemsizce kulak misafiri oldum.

"Ablam onun gerçekten raporlu bir hasta olduğunu söyledi."

Diğer kız onayladı. "Kafeteryadaki olayı duymadın mı? Ben canlı şahitiyim. Bir anda ortaya çıktı ve tuhaf şeyler yapmaya başladı."

Birisi güldü; "Normal insanlar yemeği ağzıyla yer, o kafasıyla yemeyi düşünüyordu herhalde, meyve suyunu kafasından aşağı boşaltırken."

"Jack bunu her ay gerçekleşen nöbetlerine denk geldiği için yaptığını söyledi."

"Ben de duyduğuma göre madde kulanıyormuş."

"Geçen ben barda gördüm. Dövmeli birisinin kucağında oturup ot çekiyordu."

"Ben çantasından silah taşıdığını duymuştum. Müdürü de okuldan atılmamak için böyle tehdit ediyormuş."

Sanırım, duyduklarıma göre ben hiç tekin birisi değilmişim. Kendim kendimden endişe duydum doğrusu? Acaba bütün bunları ne zaman yapmıştım?

all bright wonders like taehyungHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin