0.8

42 2 0
                                    

Saat 10'a yaklaşırken nasıl davranacağımı bilmiyordum. Bana zarar verseydi dün verebilirdi yada önceki günlerde. Ona güveniyordum. İçimde ona karşı bir güven vardı. Kimseye bu kadar çabuk güvenemezken o bir mesajla güvenimi kazanmıştı. Belki de dediği gibi doğru insan oydu ve kaderin iplerini eline almıştır.

Son kez aynadan kendime baktım. Kot bir şort üzerinede siyah saten bir crop giymiştim. Saçlarımıda salık bırakmıştım. Derin bir nefes alıp merdivenlerden aşağı indim. Sehpanın üzerinde duran telefonumu alıp ona mesaj yazmaya başladım.

Umay: Geldiğinde zile bas gözlerim kapalı bir şekilde kapıyı açacağım.

+7890: Tamam güzelim.

+7890: 2 dakikaya ordayım.

Whatsapp'dan çıkıp kapının hemen arkasında onu beklemeye başladım. Çok geçmeden zil çalınca gözlerimi sıkı sıkı kapatıp kapıyı açtım. Kim olduğunu görmek isterdim ama gözlerimi açmayacağım demiştim. Kısık sesli mırıldanışı ve gülüşü kulağıma geldi. Çok güzel gülmüştü. Omzumu tutup arkamı döndürdü. Gözlerime bir bez parçası bağladı ve tekrar kendine çevirdi. Kalbim deli gibi atıyordu.

Kaç dakika geçti bilmiyorum ama hâlâ sarılmamıştık. Hemen dibimde duran bedenini hissedebiliyordum. Ellerimle ilk önce kollarına dokundum sonra yavaş bir şekilde boynuna çıkardım. Parmak uçlarımda yükselerek kollarımı boynuna doladım. Kaskatı kesilen vücudu hemen kendini toparladı ve bana karşılık verdi. Birbirimize çok sıkı sarılıyorduk. Kafasını boynuma gömdü ve kokumu içine çekti. Sağ elini saçlarıma getirdi. Saçlarımı nazikçe okşuyordu. Beni daha çok kendine bastırırken bende elimle kafasını boynuma bastırıyordum.
Yalandan değil gerçek bir sarılmaydı.

Çok uzun bir süre daha aynı pozisyonda kaldık. Benden ayrılınca kollarımı boynunda çektim. Sesini duymak istiyordum ve eminim böyle bir tanıdığım yoktu. Karşımda duran adam tam bir kas yığınıydı ve uzundu. Benim çevremdekiler benden azıcık uzundu.

"Sesini duymamda bir sakınca varmı?" Sessiz bir şekilde güldü tekrar.

"Sakıncası yok güzelim." Dedi.

Kesinlikle tanımıyordum. Benim arkadaşlarımın sesi bu kadar erkeksi ve güzel değildi. Kalbim teklediğinde ne demem gerekiyordu  bilmiyorum.

"Sarılmamıza izin verdiğin için teşekkür ederim. Seninle burda kalıp daha çok sarılmak isterdim ama bu kadarı yeterli. Hadi içeri geç." Dedi.

Arkamı dönüp içeriye bir adım attım. Kafamı geriye çevirip ona baktım. Yüzünü gizlemişti. Bütün vücudumu ondan yana çevirip kollarından çekip tekrar sarıldım, anında karşılığını alırken yüzümde bir tebessüm peydah olmuştu. Güven duygusunu şimdi daha güçlü hissediyordum. Onun kollarında kendimi dünyanın en güçlü insanı gibi hissediyordum. Elleri ilk önce sırtımı bulurken yavaşça aşağı indi. Çok yavaş bir şekilde inerken hafif de olsa tedirgin olmuştum. Kalçamın biraz üstünde durdu ve kendine bastırdı.

Ayrılan ilk kişi ben oldum ve hızlıca kapayı suratına kapadım. Son yaptığımdan dolayı utanıyordum ama yapmasaydım pişman olacaktım. Pişman olmaktansa utanmayı tercih ederim. Yüzümdeki aptal sırıtışla koltuğuma oturdum. Telefonumdan bildirim sesi geldiğinde ekranı açtım.

Sedefcağız: O adamın kim olduğunu yarın ayrıntılı bir şekilde istiyorum.

Siktir.

Merhabalar ve güle güle.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Dec 18, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

S İ G A R A  Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin