B-9 "DEĞİŞİM"

227 22 7
                                    

¤ İYİ OKUMALAR ¤

Bişeyler yapmalıydık. Bu katliamı önlemeliydik. Masum köpekler ölüyordu. Güzellik için. Şuandan itibaren güzelliğin hiçbir şey olduğunu anlamıştım. Doktor yanımda duruyordu. Aslında duramıyordu kıpır kıpırdı. Bir ileri bir geri gidiyordu. Kafasına parmak uçlarıyla vuruyordu ve ben sadece onu izliyordum. İzlemekten başka bir şey yapamıyordum. Ne yapacağımızı düşünemiyordum. Kalbim beynime hakim oluyordu. Paltosunu inceliyordum. Gözlerini , kaşlarını , ayakkabılarını , kravatını, dişlerini, parmaklarını, dudaklarını, saç kıvrımlarını, tırnaklarını, her detayını... Her detayını inceleyip beynime kazıyordum.

'Linda. Linda.Buldum!'

'Linda?'

'Ah pardon! Dalmışım. Ne buldun?'

'Uzay köpeklerinin hangi gezegenden olduğunu.'

'Hangisiymiş?'

'Tabiki de Itinera gezegeni!'

'Itinera ya.' Bulduğuna çok sevinmiştim. Bulamasaydı içinde kalırdı. Gezegen adının bize nasıl faydası dokunurdu bilemiyorum.

'Uzay köpekleri bakır ile beslenirler.'

'Değişikmiş.'

Doktor tam bana cevap verecekken araya bir kadın sözlerini ilişti.

'Doktor ve Linda bizimle geliyorsunuz.'

Konuşan kapıdaki kadındı ve yanında suratı metalik renkli iki cılızdan adam vardı.

'Tamam.' Şaşırmıştım. Kim kabul ederdi gitmeyi? Büyük ihtimalle kafasında bir plan kurmuştu. Onlar ilerlediler ve biz de ilerlerken bana göz kırptı. Her şey yolunda gibi mana çıkaran bir göz kırpması sezmiştim. Sorun çıkarmadım ve onları takip ettik. Her tarafı bembeyaz büyük seramiklerle kaplı geniş bir odaya girdik. Yine beyaz renkli bir masa vardı. Ardında da sandalyeye oturmuş arkası dönük biri vardı. Sağ elini şıklattı ve biz ve o kişi dışındaki herkes dışarı çıktı. Yavaşça bize döndü. Bir adamdı. Bir insandı. Çok tuhaftı. Her tarafı beyaz tüylerle kaplıydı. Üstündeki giysiler çoğunu kapatmıştı ama yine de fark ediliyorlardı.

'Seni tanıyorum Doktor. Ne planlıyorsan yapmaya çalışma.'

'Uzay köpeklerini öldürüyorsunuz. Sırf millet güzelleşsin diye. Bu durdurulmayacak bir şey mi? Göz yumulucak bir şey mi Bay Donnovan?' Konuşurken tüylerim diken diken olmuştu. Adam çok sakin görünüyordu.

'Biz herkesi mutlu etmeye çalışıyoruz Doktor.' Robot gibiydi. Sanki insan değildi. Cümleleri duygudan yoksundu. Yalındı. Bu Doktor'u daha da fazla öfkelendirmişti.

'Herkesi mi ? Tahmin edeyim bu herkesin içinde şirin mi şirin uzay köpekleri yer almıyor.' Hızla soluk alıp vermeye başlamıştı.

'Ozzet adamı bodruma kilitleyin.' İçeriye metalik boyalı bir adam girdi ve Doktor itiraz etmeden onu götürdü. Doktor'u götürürken adama saldırmıştım. Fakat diğeri beni tutmuştu.

'Kız burada kalsın.' Diğeri de dışarıya çıktı. Yalnız kalmıştık. Adam yanıma geldi. Buz kesmiştim. Etrafımda dolandı. Nefesini boynumda hissediyordum.

'Güzel kızsın Linda. Saçlarına yazık olmuş. Uzatmak istemez misin?' İsterdim. Fakat masumları öldürerek değil. Saç konumun ne yeri ne de sırasıydı.

'Hayır. Uzaklaş benden.' Ellerini boynumda gezdirdi. Geri çekildim. O bana yaklaşıyordu. Ben geriye doğru gidiyordum. Yaklaşıyordu. Gidiyordum. En sonunda sırtım duvar gibi bir yere çarptı.

'Kaçamazsın.' Nefesi suratımı kaplamıştı. Kaçacak yerim yoktu. Adamı benzetmeli miydim? Hayır. Şiddetsiz de çözebilirdim. Doktor gibi yapacaktım. Onun gibi davranacaktım. Gözüm sol taraftaki düğmelere ilişti ve birine bastım. Asansörün önünde duruyormuşum. Kapı açıldı ve hızlıca içeri girdim. Hemen soldaki kapama tuşuna bastım. Lakin adamın ayağı kapının kapanmasını engelliyordu. Bunu artık yapmak zorundaydım. Ayağımla ayağına bastım. Donnovan küçük bir çığlık attı. Kapı kapandı. Giriş kat tuşuna bastım. Kapı açıldığında koşmam gerekiyordu. Kapı açıldı ve koşmaya başladım. Arkama bakmıyordum. Arkama bakmıyordum ama beni takip eden birilerinin olduğunu hissedebiliyordum. Kapıyı da geçip Tardis'e ulaştım. Artık güvendeydim.Doktor'u kurtarmam gerekiyordu. Martha'nın söylediği gibi. Doktor bodrum kattaydı. Tardis'ten çıkamazdım. Beni yakalarlardı. Tek çözüm Doktor'un yanına Tardis'le gitmekti. Parmaklarımla kafama vurdum. Tardis'i kullanmayı bilmiyordum. Ne yapacaktım ben? Ofladım. Tardisin konsolunun etrafında dolandım. Tardis'in ışığına baktım. 'Yardım et bana.' diye fısıldadım. Camını elimle okşadım. Konsola baktığımda bir tuş hareket ediyordu. Bir sağa bir sola dönüyordu. Bunun bir anlamı olmalıydı. Tuşu çevirdim. Sonra yandaki bir tuş aynısı yaptı. Bir kaç tuşa daha baktıktan sonra en son olarak büyük kolu çevirdim. Sallanmaya başladık. Hareket ediyorduk! Teşekkürler Tardis! Büyük bir hırıltıyla bir yere indik. Hızlıca monitöre baktım. Doktor oradaydı! Doktor'a doğru koştum ve ona sarıldım. Kapımın önünde duran Ozzet bizi fark etmişti. Telaşla anahtarı deliğe sokup çevirdi. Doktor'u kolundan çekip Tardis'e ittim.

Oy ve yorum eksik etmeyiniz ;) Okuduğunuz için teşekkürler ^^

Linda'nın Hikayesi [Doctor Who]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin