20. Bölüm: "Kaderin Lekesi."

1.1K 86 72
                                    

Hoşunuza giden kısımlara ve buraya, 🗝️ alayım.

🥀

Elimi yüzümü yıkayıp tekrar odama geçerken kafamda Cihangir'in gezdiğini fark ettim gerçi ne aklımdan ne de kalbimden çıkıyordu ama neyse.

Yere eğilip ayıcığımı kaldırmak üzere hareketlendim, ayıcığımı parmaklarımın arasında tutarken kalbime giren ani kasılmayla canım bedenimden çıkıyor gibi hissettim, saniyeler içinde ayıcık elimden düşerken nefes alamamdan ötürü kıpkırmızı olduğumu hissettim.

Elimi kalbimin üzerine koyarak kendimi sakinleştirmeye çalışırken bacaklarım beni taşıyamadı, dolabın bir köşesine çöktüğümde ayağımla kapıyı kapatarak odada yalnız kaldım, annemin bu kasılmalarımı görmesini istemiyordum.

İnlememek için dudaklarımı birbirine bastırarak gözlerimi yumdum, ölüm günüm bugün müydü? Cihangir'e veda bile etmeden mi ölecektim? Bu düşünce beni yerden yere vururken dişlerimi sıktım.

Doktor zamanımın daraldıkça kasılmalarımın artacağını ve eninde sonunda bir gün bu kasılmalara yenik düşeceğimi açık açık söylemişti.

Ölmek istemiyordum.
Yaşamak istiyordum.

Okula gitmek, arkadaş edinmek, deliler gibi gezmek istiyordum neden bu yaşımda neden sürekli öleceğim korkusuyla yaşıyordum?

Kaç dakika oturduğum yerde kaldım bilmiyordum ama son hatırladığım şey acıdan titrediğimdi bazen bu acı o kadar beni mahvediyordu ki ölünce bu acı geçecekse ben ölmeye razıyım diye geçiriyordum içimden.

Annem normalde beni sıklıkla kontrol ederdi ama şu an teyzemlerle konuştuğundan ve beni uyuyor diye sandığından yanıma gelmemişti, iyi ki gelmemişti çünkü beni o halde görmesini gerçekten istemiyordum. Korkudan karşımda deli gibi ağlıyor elinden bir şey gelmediği için neredeyse cinnet geçiriyordu, ben ölünce nasıl hayatına devam edecekti hiç bilmiyordum keşke hiç doğmasaydım da annem ve babam böyle bir acı tatacak olmasalardı...

Yatağa geçip bitkin halde uzandım az önceki kasılmamın bedelini büyük ihtimalle gün boyu yataktan çıkamayacak ödeyecektim, dolmuş taşmış gözlerle duvara bakıp ağlamamak için kendimi zor tuttum, yakın bir zamanda ölecek olmam gerçeği beni kahrediyordu.

Keşke ömür bir başkasına armağan edilebilseydi veyahut alınabilseydi.

Yatakta cenin pozisyonu alıp gözlerimi yumdum son günlerimi dolu dolu yaşamak istiyordum ama çürük kalbim buna müsade etmiyordu.

Gözlerimin perde arkasında Cihangir'in gülümseyen dudaklarını, parlayan gözlerini görünce dudaklarım titredi ve daha sonra gözümden birkaç damla yaş aktı.

Ölüm kimilerine iki hece beş harf, kimilerine göre ise iki heceye sığmayacak kadar sonsuz bir acı, beş harfle anlatılamayacak kadar derin bir yaradır.

🥀

"Delirdin iyice Nuray," diye konuştu babam ben uykunun kollarında saklanırken. "İki dakikada bir kızın nefeslerini kontrol ediyorsun, rahat bırak kızı." Duyduğum cümlelerle içim acıdı ve bunun için gözlerimi açmadım.

"Kaç saattir uyuyor endişeleniyorum," diye fısıldadı annem, "Ödüm kopuyor bir şey olacak diye." ikisi birlikte sıkıntılı nefesler alıp verirken gözlerini kapalı tutmaya devam ettim.

Texting| Umutsuz Çığlıklar Mezarlığı.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin