Elli Kiloluk Kız

57 9 13
                                    

Asel duyduğu şey karşısında şok oldu.
"Ya yerken kokusundan fark etmedin mi Umut? Buram buram tarçın kokuyordu kek!"
"Ne bileyim kızım! (öksürük krizi) Ben yola odaklanmıştım... Kekin neyli olduğuna dikkat etmedim ki..."
"Umut tamam, şey yap... Arabayı kenara çek. Kıpkırmızı oldun. Dur hadi dur dur!"
Umut hemen arabayı çekti kenara ve arabadan inip acıyla kıvranmaya başladı. Asel onu öyle görünce iyice telaşlandı.
"Asel... Başım... Başım dönüyor Asel benim... Midem de bu-" cümlesini bitiremeden ne yediyse çıkardı. (üzgünüm,iğrenmezsiniz umarım^_^)
"Allah'ım ne yaptım ben? Ay kafayı yiyeceğim. Umuuuut! İyi misin Umuuuut?!"
Umut ise bir eliyle ağzını kapatmış,mahcup bir şekilde Asel'e bakıyordu. Asel korkuyla Umut'un koluna tutunup şoku atlatmaya çalışıyordu.
"Umut,ben çok korktum. Bi-bilmiyordum alerjin olduğunu... Ben gerçekten çok özür di-"
"Su var mı Asel?"
"N-ne? Su... Su var tabi,hemen getireyim!"
Asel arabadaki poşetlerden buldu getirdi suyu. Umut yere oturmuş kendine gelmeye çalışıyordu. Asel de oturdu yanına ve korkuyla Umut'u izlemeye başladı. Umut'un zangır zangır titreyen ellerini görünce gözleri doldu Asel'in. 'Hepsi benim yüzümden... Doğru düzgün sevmeyi bile beceremiyorum!' diye geçirdi içinden. Umut yorgun gözlerle baktı Asel'e. Hiçbir şey demeden ayağa kalkmaya çalışınca Asel de hemen koluna girdi. Umut hâlâ boş gözlerle Asel'e bakıyordu. Asel üzerindeki o güçlü ve de bir o kadar halsiz bakışlara dayanamayıp başladı ağlamaya. Umut yine umursamadı onu ve arabaya doğru gitti. O can yakan sessizlikten sonra dediği ilk şey
"Ehliyetin... Var mı?" olunca Asel ruhsuz bir ifadeyle
"Var" diye yanıt verdi.
"Arabayı sen ku-"
"Kullanırım. Geç hadi, bin arabaya." dedi koluna daha sıkı sarılarak. Umut arabaya bindikten birkaç dakika sonra uyudu. Asel onun uyuduğunu görünce başladı hüngür hüngür ağlamaya. Ağlaması bitip tamamen kendine gelince (yaklaşık iki saat sonra falan*_*) arabayı kenara çekip Umut'u izlemeye başladı. İçine düşen 'öldü mü acaba' korkusuyla başını Umut'un kalbine dayadı. Kalp atışını duyunca büyük bir 'oh' çekti. Başı Umut'un kalbinde,atışını dinliyordu. Derken Umut şaşkınlıkla
"Ne yapıyorsun Asel?" diye sorunca korkuyla yerinden sıçradı. Hemen kendi yerine geçti.
"Şey,ben... Yaşıyor musun diye..."
Umut uykudan kalkmanın verdiği saflık ve sersemlikle
"Yaşıyor muymuşum?" diye sordu.
Sonra da gözlerini ovuşturup Asel'e içten bir gülümsemeyle
"İyiyim Asel,iyiyim. Az kalsın öldürüyordun beni ama iyiyim."
deyince Asel dolan gözleriyle Umut'a bakakaldı. Umut hem Asel'i hem de kendini iyi hissettireceğini düşündüğü için Asel'e yaklaştı ve kocaman sarıldı. Derin bir nefes aldıktan sonra
"Ağladığını görünce... İçim parçalandı Asel. Eğer konuşmaya başlasaydım,ki bu o haldeyken biraz zordu... Ben de ağlardım muhtemelen. O yüzdendi o tepkisizliğim. Umarım sana kızdığımı falan düşünmemişsindir. O an ağlayışın... Her şeye ağlıyorsun,karakterin bu sanırım. İki günde alıştım ağlamana resmen. Ama bu sefer çok başka ağladın. Gözlerindeki korkuyu gördüm... Köpek korkun gibi değildi bu,çok başkaydı... Gözünden düşen yaşlardan nefret ettim o an. Kendini de suçlu hissetme sakın. Bilmiyordun sonuçta. Şimdi sana sarılmayı bırakacağım ve bu olay yaşanmamış gibi devam edeceğiz yola. Ama unutma,ben iyiyim. Sen de iyi ol lütfen." dedi ve ayrıldı Asel'den.

"Keşke anneler otobüsle gitmeseymiş. Baksana aynı yere farklı araçlarla gidiyoruz."
"Yok Umut,annemler Bursa'ya gidiyor. Akrabalar Kütahya'da biz Bursa'daydık."
"Hmm;anladım. Niye hemen döndüler peki?"
"Bu akşam arkadaşının altın günü var... Ona yetişmek için..."
"Hey yarabbim! Ne kadar ilginç bir kadın senin annen ya."
"Öyle malesef..."
"Bu arada annenin adı neydi?"
"Annem Seda,babam Ömer, kardeşim Alya."
"Tamamdır prenses."
"Ben sana bizimkilerden bahsedeyim mi istersen? Sürpriz olmasınlar sonra sana."
"Asıl ben onlara sürpriz olacağım. Bırak sürpriz olarak kalsınlar."
"Yok yok,ben mola verince ararım annemle babaannemi. Merak etme,seni sevecekler."
"Umarım...Şey,yorulduysan kızımı ben kullanayım mı ?"
"Ya aslında çok iyi olur,ama... Kendini iyi hissediyor musun?"
"İyiyim,gerçekten. Çek hadi kenara."
"O sırada bizimkileri arayayım bari ben."
"Tamam biraz dururuz o zaman."

"Alo anne,nasıl gidiyor yolculuk? Anne 'otobüste niye havalandırma şeysi yok' diye şoförle kavga mı edilir? Neyse,sen onu bunu bırak da ben sana bir şey diyeceğim... Siz yola yarın kaç gibi çıkacaksınız? Yedi gibi ha? Baya erken kız... İyi iyi... Ben de yoldayım şimdi... Valla kız... Hattaaaa... Umut da var yanımdaaa! Yeminle kız... Bayramını yalnız geçirmesin diye gelmesini istedim,üç gibi çıktık yola... Tamam anne... Yok işte senden sonra arayacağım babaannemi... Sevinirler onlar da... Neyse,kapatayım ben... Hadi yarın görüşürüz bakalım..."
Annesiyle konuşmasını bitirdikten sonra babaannesini aradı.
"Alo,nasılsın babaanne? İyiyim ben de... Neler yapıyorsun? Oh mis,güzel güzel yeriz bayramda... Ben şimdi yoldayım,annemler yarın sabah yola çıkacak... Valla yoldayım babaanne... Hem,sana misafir de getiriyorum... Oğlan oğlan... Sadede arkadaşım... Dokuz-on gibi geliriz inşallah... Dayımın oğlunun sünneti var ya bayramda,ondan anneannemlere geçeriz biz. Sana bir uğrarız tabi canım... Ama bu gece orada kalırız... Anneannemlere de sürpriz olsun artık... Amcamlar da yarın gelsinler... Annemler öğlen gelmiş olur,öğlen yemeğinde sizde toplanırız artık... Tamam babaanne,öptüm hadi."
"Demek anneannene sürpriz yapacaksın?"
"Evet. Dayımlar Kocaeli'den geliyor her bayram, anneannemlerde kalırlar her geldiklerinde... Biz de normalde babaannemde kalırız. Neyse hadi çıkalım yola."

"Yavaş ye kızım,boğulacaksın diye korkuyorum ya!"
"Yok Umut yok,bir şey olmaz. Ben hep böyleyim. Çok acıktım,durdurma beni sakın!"
"Asel,pandaya benziyorsun. Yanaklara bak anam,patlayacak patlayacak!"
Asel ağzındaki lokmayı yuttuktan sonra arkadaki cips paketine uzanırken Umut kolundan tutup durdurdu.
"Dur artık,son paket zaten o. Onu da sonra ye kızım, ne bu acelen?"
"Sen benim lokmalarımı mı sayıyorsun? Sanki sadece ben yedim,beraber yedik onları!"
"Bana bir parça verip kendin beş parça yiyorsun... Ve nasıl böyle zayıfsın? İki poşet yiyecekten geriye sadece son bir paket cips kaldı, helal olsun valla."
"Ben sana demiştim,gördün mü elli kiloluk kızı?"
"Katlanan göbeğini görmeyi bekliyordum onca şey yedikten sonra...Yediklerin nerede senin ha? "

(Bakalım köyde neler yaşanacak:) Beklemede kalın lütfen♡)

Umut'lu Düşler~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin