"Vaaay, Amcamın bu kadar harika birisi olduğunu bilmiyordum ! Baba, sen niye bu kadar harika değilsin ?"
"Hahahaha, maalesef ben Milos Amcan kadar yetenekli değilim evlat."
"Onu dinleme Adolph, bu herif benden daha yetenekli, sana yalan konuşuyor. Benim olmadığım bir zaman onu dövmelisin."
"Hehehe, benim de ellerim kaşınıyordu zaten Milos Amca."
"Sana kim bu lafları öğretti bakayım velet ! Hahaha."
Üçlü odada oturmuş konuşurlarken, nefis yemek kokuları burunlarına gelmeye başlamıştı bile.
"Annee ! Yemek hazır değil mi ?"
"Evet oğlum, Hloggar, Milos'u da al ve sofraya gelin."
****
"Milos Amca, gidiyor musun ?"
"Evet, evlat. Gitmeliyim, benim de bakmakla yükümlü olduğum bir ailem var, onların yanına dönmem lazım. Beş yaşına gelip testlerden iyi bir sonuç aldığında seninle görüşeceğim. Bakarsın seni başkente bile götürebilirim."
"Beni götüreceğine söz vermelisin !"
"Tabii ki söz veriyorum."
Milos, Gümüştaş'tan birkaç gün sonra ayrıldı. Geride bıraktığı günlerde Hloggar ve ailesiyle zaman geçirmiş, kendi acılarını biraz da olsa unutmuştu. Can dostunun böyle güzel bir ailesi olması onu gayet mutlu etmişti.
14 YIL ÖNCE,
Hindergrass Savaşı, Eniel Krallığı'nın uzun zamandır yaptığı en çetin savaşlardan birisiydi. Bizzat kendi üstatlarını çağırmışlardı. Majesteleri bölgeye çok önem veriyordu, alınacak tek kayıp onları kötü bir duruma sürükleyebilirdi.
Ateşkesin son günüydü, ordular dinlenmek için ateşkes imzalamış, savaş alanı temizlenmişti.
"Hloggar, sence kazanabilecek miyiz dostum ?"
Gür ve genç bir erkek sesi duyuldu.
"Dalga mı geçiyorsun Milos ?! Bunları ezeceğiz ve şanlı bayrağımızı Hindergrass'da dalgalandıracağız. Biz Eniel'iz, korkmayız, kaybetmeyiz !"
"Yüzbaşı Hloggar, efendim karşı taraf saldırıya hazırlanıyor !"
Asker bilgiyi acele etmeden söyledi ve orduya iletmek için emir bekledi.
"Hazırlanın, kenarlara yerleştirdiğimiz askerler de bizi beklesin, onları kapana alıp tek seferde yutacağız."
"Milos, sen ve Lisa'da hazırlansın. İkinize çok ihtiyacımız var. Onları kül edeceğiz."
"Tamamdır, kaptan !"
İkili bulundukları bölgeden ayrılmıştı. Yüz kişilik ekip Hloggar'ın önünde toplanmış, emirleri bekliyordu.
"Askerlerim ! Bugün buraya ölmeye geldik ! Bizden önceki dostlarımız görevlerini başarıyla yerlerine getirdi ! Bugün bu bin kişiyi toprağa gömecek ve krallığımıza yeni bir bölge kazanarak gideceğiz. Biz ölsek de diğer kardeşlerimiz yerimizi dolduracak ! Eniel Krallığı'nın çıkarları hepimizden üstündür ! Biz yaşarız, öldürürüz ve merhamet ederiz. Savaş kurallarımızı unutmayın, ancak ve ancak, onlara uymayan düşmanları da öldürmekten çekinmeyin ! Biz Ekip Yedi'yiz ! Biz Eniel'iz !"
Tüm askerler pürdikkat onu dinlemiş, daha sonra da kazanacakları zafer için şimdiden çığlıklar atmaya başlamışlardı. Onlar vatanlarına aşıklardı, hepsi gönüllü usta birlikti. Hloggar özel olarak çağırmış, onlara güvenini bu şekilde göstermişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Göklerin Ötesindeki Tanrı
FantasíaGöklerin şenliği kutsarken etrafı,kanın deli kokusu sarmıştı dört yanı. Kızıl şelalenin içindeki kesilmiş kafalar,kollar bacaklar toplamıştı akbabaları. Tek bir kızıl vardı ayakta kalan,yorgun gümüş gözleri zaferle dolu,hırpalanmış vücuduysa kanla k...