Bölüm 5

11 3 4
                                    




Zeynep'in Ağzından:

"Kızım çok ama çok özür dilerim ne olur affet beni!" dedi. Erdem amca Sude kahrolmuştu zaten nerden çıkmıştı bu adam şimdi.

"Sakın bana kızım deme!" dedi Sude ona karşılık vererek sinirle arkasını döndü. Ağır ağır yürümeye başladı. Başımı Arda'ya çevirdim. Sanırım o da Sude'nin bu haline üzülmüştü. Yüzü birden düştü. Sonra başımı Barış'a çevirdim. Acıyormuş gibi bakıyordu Sude'ye. Sude ondan hoşlanıyordu, söylemese bile ben bunu anlayabiliyordum. O daha kendine bile itiraf edememişti onu sevdiğini. Onun için bir yandan seviniyor bir yandan üzülüyordum. Başımı tekrar Erdem amcaya çevirdim. Kahverengi saçları, kahverengi gözleri vardı. Yakışıklı bir adamdı ama Serap teyze onu nasıl sevdi veya nasıl ona katlandı anlamış değilim. Erdem amca ağlıyor muydu? Yok canım o gördüğüm terdir herhalde Erdem amca ağlamaz. Yanına gittim. Gözlerinin içine baktım. Gözleri kızarmıştı ve sulanmıştı. Gerçekten de ağlıyordu. Bende ağlıyordum şaşırarak ağlıyordum hemde. Sude'yi bilerek yalnız bıraktım kafasını toplamaya ihtiyacı var çünkü.

"Neden onu terk ettin, Erdem amca? O bunları hak edecek ne yaptı! Gerçekten de dediği gibiydi biliyor musun, sen onu her yönden eksik bıraktın. O sürekli intihar etmeye kalktı ve ben sürekli buna engel oldum. Sense bir anda karşısına çıkıyorsun ve ağlayarak insanların gözünü boyamaya çalışıyorsun Erdem amca! Ne yapmaya çalışıyorsun ben neler olup bittiğini tam anlamıyla öğrenmek istiyorum!"

"Haklısın kızım ben onu her yönden eksik bıraktım! Ama benimde geçerli sebeplerim vardı. İnan bana! Bana ne kadar kızarsa kızsın o hep haklı olacak çünkü ben onun yaşamaması gereken eşeyler yaptım. O kadar pişmanım ki! Sana yarın hepsini anlatacağım Zeynep! Sude seninle küçükkende çok iyi anlaşırdı. Anlaşılan hep devam edecek seni sevmeye. Olsun beni sevmesin varsın seni sevsin. Ama ben Sude'nin kalbini kazanmak için elimden gelen her şeyi yapacağım."

"İnşallah dediğ-" cümlemi tamamlayamadan Erdem amcanın yüzüne yumruk indi. Yumruğu atan kişiye baktığımdaysa Barış kaşları çatık bir şekilde vurmaya devam ediyordu. Bir çığlık attım.

"Ba-barış napıyosun?" dedim. Barışsa kaşları çatık bir şekilde Erdem amcaya bakıyordu.

"Ulan it herif hiç mi acımadın kızına bunları yaşatırken! O kız ne kadar acı çekti biliyor musun? Bana yaşadığı şeyleri anlatırken içindeki acıyı gördüm ben! Kızının bunca yaşadığı şeyden sonra bir de gönlünü almaya mı çalışacaksın? Seni babalığını ben..." dedi Barış. Ben ondan böyle bir şey beklemiyordum. Nasıl yani içindeki acıyı gördüm derken? Sude yaşadığı her şeyi Barış'a mı anlattı yani? Oh my god! Ben şok ben iptal.

"Eğer bir daha seni Sude'nin yanında görürsem çok kötü şeyler olur!" dedi ve Sude'nin gittiği yere doğru ilerlemeye başladı. Bende arkasından gittim tabi ki de

"Barış, sen okulda değil miydin nerden biliyorsun bizim buraya geldiğimizi!"

"Benim her yerde tanıdığım var. Onlara sordum mu nerede ne yapıyor hepsinin bilgisini alıyorum." dedi tekdüze bir sesle.

"Anladım. Peki neden Sude için babasına yumruk attın sonuçta Sude'yle babasını ilgilendirir bu konu." dedim bende sadece tepkisini merak ettiğim için sormuştum. Gözlerimin içine baktı. Ama anlayamadığım bir şekilde bakıyordu. Neden böyle bakıyordu ki şimdi.

"Uzun hikaye boşver." diyip kestirip attı konuyu.

"Pekala ben gidiyorum sonra görüşürüz." dedim ve el sallayıp gittim. Eve vardığımda kendimi yatağa bıraktım ve derin bir uykuya daldım.

Kimseye SöylemeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin