Bölüm 8

13 3 0
                                    

Yukaradaki müziği açalım.
"Sude! iyi misin, noldu sana böyle?" Dedi. Cevap vermedim. Ağzından bir küfür mırıldandı.

"Arda mı yaptı sana bunu?!" Başımı onaylamazca salladım.

"Şş tamam, geçti." Dedi. Saçımı okşarken sonra aniden sarıldı. Ağladığım için hiçbir şey hissedemedim. Ama şaşırmıştım. Böyle bir şey beklemiyordum. Bende sonra ona karşılık verdim. Ağlamam biraz olsun dinmişti.

"Bana neler olduğunu anlatmak ister misin?" Dedi başımı aşağı yukarı salladım ve burnumu çektim. O ise beni izliyor ve bekliyordu.

"Ben Zeynep'e sinirlenmiştim. Sonra onu bir daha görmek istemediğimi söyledim. Sonra o da bana bağırmaya başladı. Kötü hissedeceğim her şeyi söyledi. Sonra beni evinden attı." Dedim ağlamam tekrar şiddetlendi. Barış'ın beni böyle görmesini istemediğim için Barış'a tekrar sarıldım kollarını belimden geçirdi ve ellerini sırtıma çıkarttı ve beni kendine iyice bastırdı. Bense özürlü gibi ağlamakla meşguldüm.

"Ben onu kardeşim gibi görmüştüm bunca zaman o benim küçüklüğümden beri arkadaşım hatta bebekken bile o vardı yanımda annemle Ayşe teyze sürekli görüşürlerdi. Onlar da kardeş gibi büyümüşlerdi. Annem ölünce..." Burnumu çektim ve devam ettim.
"Ayşe teyze de kahroldu. Sonra Zeynep onların yanında kalmam için çok ısrar etti. O zamandan beri onlarda kalıyordum. B-ben daha önce kendimi hiç bu kadar yalnız hissetmemiştim. Bu kadar ağlak bir insan da değilim." Kendimi geri çekince sırtımdaki elleride aşağı indi. Telefonumu elime aldım kamerayı açıp kendime baktım. Yine ve yine berbat görünüyordum.

"Yine çok berbatım değil mi?" Dedim. O ise hiç cevap vermeden beni izlemeye devam etti. Elimdeki telefonu bırakıp ona doğru döndüm. Gözlerinin içine baktım. İçi parlıyordu. Daha önce böyle gözüken gözler hiç görmemiştim kimse baksam normal bir göz gibi duruyordu. Ama bu göz çok tuhafıma gitmişti. Sanki bir şeyden etkilenmiş ama söyleyemiyormuş gibiydi. Düşüncelerimi kenara bıraktım.

"Barış"
"Beni götürebileceğin yakın bir otel var mı? Ben bilmiyorum çünkü." Dedim. Sesim güçsüzmüş gibi çıkmıştı.

"Hadi kalk ayağı." Dedi. Anlamazca baktım. O da bunu anladı. "Seni yakın ve bildiğim bir otele götüreceğim." Dedi. Başımı aşağı yukarı salladım. İki valizim vardı. Birini o aldı. Diğerini de ben aldım ve yola koyulduk. Bir BMW' ye doğru ilerliyordum. Barış elini pantolonunun arka cebine attı ve araba anahtarı çıkarttı. Omg. Bu araba çok mükemmel ama ya. Hayallerimin arabası. Elindeki valizi arka koltuğa attı daha sonra benim elimdeki valizi aldı. Onu da arkaya attı. Sürücü koltuğuna doğru ilerlemeye başladı. Bende o sırada ön koltuktaki kapıyı açmış arabaya biniyordum. Kemerimi bağladığımda o da hazır bir haldeydi. Arabayı çalıştırdı ve ilerlemeye başladık. Bilmediğim yerlerden götürüyordu bu çocuk beni. Koskocaman ve çok güzel olduğuna yemin edebileceğim bir otelin önünde durdurdu arabayı. Arabadan ikimiz de aynı anda çıktık. Arka kapıyı açtım ve valizlerin ikisini de aldım. Barış'ın yanına ilerledim. Elimdekileri almaya çalıştı fakat buna engel oldum. Bana anlamazca baktı. Bende omuz silktim.

"Otel burası mı?" Dedim. Başını salladı. Otel'i incelemeye başladım. Otelin ismi "Özdemir otel" dedim sessiz bir şekilde.

"Babamın oteli. Sen burada ücretsiz kalacaksın Sude. İtiraz istemiyorum. Babamı sevmem bende senin gibi, burda kalacakmışım gibi göstereceğim kendimi biri sana bir şey sorarsa Barış beyin asistanıyım dersin. Hiçbir şey diyemezler sana Sude." Başımı onaylamazca salladım.

"Birincisi ben ücretsiz bir yerde kalamam, ikincisi insanlara yalan söyleyemem. Ben başka bir otel bakacağım teşekkür ederim yardımın için" dedim ve elimi çırptım. Tam valizi alacakken ellerini geriye doğru çekti ve benim almamı engelledi.

Kimseye SöylemeHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin