UNUTULMAZ -8-

110 48 0
                                    

gözlerim doldu telefonu kapadığım andan ağlamaya başladım kendimi zor tutmuştum zaten hıçkırıklarım devam ederken sim kartını çıkardım ve kırıp attım evet ailemi sevmiyordum ama yinede dokunuyordu bana böyle olması böyle bitmesi yineden canından bir parça koparmış olmak yine kötüydü Sinan ın yanımda olması beni birazda güçlü hissediyordum sarılıp başımı omzuma koyup ağlamaya başladım hıçkırıklarım çoğalıyordu

***

ne kadardır ağladığımı bilmiyorum gözleri yanıyordu artık banyoya gidip elimi yüzümü soğuk suyla yıkayıp tekrar salona Sinan ın yanına indim koltukta oturmuş haberlere bakıyordu yanına oturup düşüncelere bıraktım kendimi ailemin bana yaptıkları gözümün önünden gitmiyordu bir defasında abim ile parkta oyun oynuyordum çok ağır şakalar yapıyordu bana her zaman annemden izin almadan çıkmıştık evden o salıncakta sallanıyordu parka gitme olanağımız yoktu çok azdı annem hiç izin vermezdi bize yine öyle bir günde kaçmıştık evden ben kaydıraktan kayıyordum yine merdivenleri zorla çıkarken kaydırağın başına geldiğimde ayakta duruyordum arkamdan gelip beni korkutmuştu bende korkudan kaydırağın tepesinden düşüp kafamı taşa çarpmıştım ağlıyordum korkudan canımın acısını da unutmuştum anneme ne diyecektik abim yanıma gelip kafama dokunduğunda onunda eli kan olmuştu beraber ağlamaya başlamıştık eve gittiğimizde korktuğum başıma gelmişti canımın acısının üzerine birde dayak yemiştim ne pansuman yapmışlardı ne de doktora götürmüşlerdi iki gün sonra komşu Hülya teyzem götürüp pansuman yaptırıp Mr çektirmişti Allah korumuştu hiç bir şey çıkmadığına sevinmiştim bütün mahalle acıyan gözlerle bakardı bana abimim suçu olmasına rağmen hep ben suçlu olurdum yıllarca da hep öyle oldu artık kurtulmuştum artık bana kötülük yapanlar yoktu artık özgürdüm hiç olmadığım kadar eve şuan yaptığım salaklık olabilir ailemi ayaklar altına almak ama banada aynısını yapıyorlardı bu düşüncelerden kurtulup Sinan a sarıldım ve hiç konuşmadan saatlerce bekledik

***

Bunu kutlamalıyız diye bağıran İrem e aldırmadan Sinan ın yanına gittim

"çok çok teşekkür ederim iyi ki varsın "

"bir telefon senin mutluluğundan daha önemli değil bunu asla unutma başta biraz mutsuz olsan da "

"tamam unutmam ama bu olayı unutalım ve kendimize yeni bir sayfa açalım olur mu

"

"tamam unuttuk gitti İrem e katılmak istermi sin biri bara gitmek için bahane arıyor galiba

''Olabilir aslında bende çok sıkıldım yalnız siz olmadan İrem le kız kıza ancak bunu kabul ederim''

Gülmeye başladı otoriter bir ses tonuyla

''hayır''

Demesiyle biraz moralim bozuldu

''ama neden ya kaç gündür dışarı çıkmıyorum ne olurdu çıksak gezsek hem korkma kaçmam''

Sinan a kabul ettirdikten sonra İrem ve Demir abur cubur almak için dışarı çıktılar gülmeye başladı gülüşü çok güzeldi gülüşünün içinde kaybolmak isterdim ve aklıma Ensar geldi onun gülüşü de böyle kocamandı içinde kaybol ucam sanıyordum o kadar güzeldi ki onu her uzaktan bakışımda defalarca aşık oluyordum ya da öyle sanıyordum her neyse artık onu düşünmek istemiyorum yanında o yoktu bir kere bile gelmemişti yanağımdaki ıslaklıkla birden ürperdim elim yanağıma gitti ıslaktı ağlıyordum ve kalbim çok acıyordu bana bakmamasına rağmen onu sevmiştim ve aşıktım nasıl oluyordu bu Sinan ağladığımı fark etmişti ve yüzümü ellerinin arasına aldı

"ağlamana gerek yok hayatım "

"ondan ağlamıyorum eskiler aklıma geldi "

"ondan mi ağlıyorsun yinede göz yaşlarına değmez boş ver geçmişi bu günü yaşa "

Zar zor gülümsedim ama nerden bile bilirdi ki içimdeki acıyı Sinan la oturup film izlemeye başladık ortalama bir saat sonra İrem ve Demir geldi kutlama için yer bulduğunu dile getirdi ve yarın akşam İrem le tek başımıza kafe bar tarzı bir yere gidecektik gece yarısına kadar oturduk sonra İrem yeni bir film öne sürdü AYNI YILDIZIN ALTINDA daha önce duymuştum ama hiç izlememiştim beylerde onayladı ve izlemeye başladık kanser hastalarını ele alan bir filmdi ve çok etkilenmiştim ve bir o kadarda güzeldi ve saat çok geç olmuştu film bitti ve hepimiz odalarımıza çekildik moralim nasıldı bir fikrim yoktu mutlu ya da üzgün değildim hissizdim bunu fark etmiş olmalı ki Sinan

"hala yüzün asık ve üzgün gözüküyorsun yoksa pişmanımsın anneni aradığına ?"

"hayır üzgün değilim mutluda değilim hissizim annemi aradım diye pişman değil bu yaşıma kadar pişman olacağım bir hareket te bulunmadım "

bir birimize sarılıp uyumaya karar verdik ve uykunun kollarına kendimi bıraktım gece bir ara uyandım Sinan hala yanımdaydı ve melek gibi gözüküyordu çok ama çok yakışıklıydı yüz hatları çok düzgündü ve bir o kadar kusursuz bu anin her saniyesini salisesine kadar değerlendirmeliydim çok masum gözüküyordu birden kehribar sarısı gözlerini görünce ürktüm

"demek fırsattan istifade beni kesiyordun ha"

"şey ee yoo öyle bizi sen hem uyumuyor muydun ?"

"bilmem "

yüzüme yaklaştı ve burnumdan öptü şaşırmıştım sabahın ilk ışıklarına kadar hiç uyumadık ve öylece bir birimize baktık.

UNUTULMAZ... Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin