''Öykü, beni gör. Öykü ben buradayım. Öykü beni tanıyorsun öyle değil mi? Öykü lütfen beni bul.''
Rüyamda duyduğum bu ses ile nefes nefese uyandım.Uyandığımda saat 12'ye geliyordu. Oha oha oha ben bu kadar uyudum mu? Şuan kendi uyuma rekorumu kırdım resmen. Vatana millete hayırlı uğurlu olsun.
Yatakta biraz daha esnedikten sonra ayağa kalktım ve yatağı düzelttim. Hala devam eden esnemelerim ile birlikte ancak lavaboya ulaşabilmiştim. Yavaşça musluğu açtıktan sonra soğuk suyu avucuma doldurdum ve soğuk su ile yüzüğümü buluşturdum.
Eskisinin aksine ne soğuğu ne de sıcağı seviyordum artık. Ne fazla ne az her şey orta karar olması gerektiğine karar verdim.Aslında ben karar vermedim çevrem beni buna zorladı.
Yüzümü yıkadıktan sonra aşağıya indim. Okula bir alakam kalmamıştı çok fazla uğramıyordum bu sıralar. O yüzden mutlaka yarın okula gideceğimi veya zorla gönderileceğimi biliyordum.
Aşağıya indiğimde İnci Teyze yoktu fakat Doğukan koltuğa kurulmuştu ayrıca kucağında siyah bir bilgisayar duruyordu. Acaba ne yapıyordu? Merak ediyordum haliyle ne telefonuna dokunmama izin verirdi ne de bilgisayarına.
Tabiki bazı durumlar haricinde örneğin film izleyeceğimiz zamanların dışında. Hani söylemiştim ya size hafızamı kaybettiğimi işte hayata tekrar tutunmamı sağlayan ögelerden bazıları da diziler, filmler ve animelerdi.
İngiliz dizilerinden en çok Doktor Who ve Teen Wolf'u, Kore dizilerinden ise Boys Over Flower ve Love Rain seviyorum. Shorlock Holmes en sevdiğim film. Animeler ise say say bitmez. Naruto, mirai nikki, tokyo ghoul, ao haru ride, avatar aang, avatar korra ve henüz adını söylemediğim onlarca anime.
Eved onların hepsi benim hayatım :3
''Doğukan Kahvaltı yaptın mı ?'' dedim bir yanda da gözlerimi ovuşturarak.
''Hıhı'' dedi umursamazca.
''Doğukan bilgisayarda yine birşeyler mi oynuyorsun?''
''Hıhı''
''Doğukan sen salaksın biliyosun değil mi?''
''Hıhı''
O bunu der demez gülmeye başlamıştım . Ben böyle gülmeye başlayınca kaşlarını çatarak bana doğru baktı. Dediği şeyin farkına varmış olacak ki
''Öykü!!'' diye beni uyardı.
''A-ama çok güzel hıhı diyorsun '' dedim gülmeye devam ederek.
''Küçük kızımız büyümüş de bana şaka yapıyor.'' dedi o da gülerek.
''Ha ha ha '' dedim yapmacık bir şekilde
''Ben her zaman şaka yapıyobiliyordum ama sen beni fark etmedin.'' dedim ve anında aklıma rüyam geldi. Bakışlarımı yerdeki renkli halıya kenetlledim.
''Ne oldu?'' diye sordu ani tepkime karşılık olarak.
''H-hiç bir şey. Hadiii kahvaltı yapalım.'' dierek konuyu değiştirdim.
''Peki bakalım hadi kahvaltıya gidelim.''
''Gidelim derken? Doğukan senin türkçe öğretmenin kim? O gidelim değil yapalım olacak.'' dedim bilmişçe :)))
''Asıl senin türkçe öğretmenin kim? Kahvaltı yapmaya gidiyoruz. Hadi bakalım şanslı günündesin. Üstüne bi hırka al çıkıyoruz. Bugün eve dönmek yok.''
'' Neden bugün eve girmeyeceğiz ki?'' diye sordum nedenini anlamayarak.
''Hmm çünkü ben öyle istiyorum.'' dedi az önceki bilmişliğimi tekrar ederek.
''Hadi gidelim o zaman.'' dedim bende.
Elindeki bilgisayarı kucağından indirdi. Askıya doğru ilerleyip hırkalarımızı aldım. Beraber kapıya doğru gidip dışarıya attık kendimizi.
Sonunda normal geçecek bir gün...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İmkansızı İsteme
ChickLitGiderken birine çarptım hiç bakmadan özür dileyerek devam ettim. Adam gülmüştü. Arkamı döndüğümde bir direğe çarptığımı fark ettim çünkü adam direğin çaprazında ilerliyordu. Takım elbiseli 30 yaşlarında bir adamdı ve bana gülmüştü bir de direkten öz...