Gencin elinde tuttuğu defter gözüne ilişmişti. Hızla çantasına uzanarak kendi defterini çıkardı genç kız. Gördüğü resim ile gözlerinin dolmasına engel olamadı. Kim olabilirdi ki bu durumda ? Hatıraları bir anda zehirli bir ok gibi çakışmıştı zihnine. Okun işi bittiğinde zehir devreye girmişti. Çantasını yeniden sırtına takarak uzaklaşan bedene yaklaştı ve önünde durarak aniden sweatinin siyah kapşonunu indirdi. O defteri hep yanında taşırdı. Çünkü anlaştığı arkadaşına vermek isterdi.
"Sen.. Neden beni aramadın!"
Demek istedi genç kız fakat gencin kapşonunu indirdiği anda onu ittirerek bağırması ile diyememiş ve irkilmişti.
"Ne yaptığını sanıyorsun sen ?!"
Oğlanın anı çıkışı ile kız gözyaşlarını tutmaya karar verdi. Gözyaşlarını sildikten sonra kafasını kaldırdı ve elini kaldırarak defteri işaret etti.
"Bunu nereden buldunuz beyefendi?"
Genç oğlan kaşlarını çattı ve devam etti.
"Ne sikim saçmalıyorsun sen ?! "
Oğlan konuştuktan sonra eli ile ağzını kapadı ve derin bir nefes aldı.
"Seni ilgilendirmez hanımefendi. Şimdi basıp gider misiniz?!!"
Oğlanın sesi sonlara doğru yükselirken etraftaki insanlar onlara bakıyordu. Kız üzerine gelen bedeni durdurmak adına ellerini havaya kaldırdı.
"Hadi ama, kıza ne yapıyorsun hyung?! Sinirini ondan çıkaramazsın!"
Kızın işittiği sesin sahibi yakınlaşırken kız kendi kendine güldü ve karşısındaki bedeni süzdü. Bunun arkadaşı olması çok tuhaf geliyordu. Çünkü o arkadaşının tombik yanaklarını sıkmaya bayılırdı. Aşırı bir kilosu olmasa bile küçük bir tombiklik vardı arkadaşında. Gözlerini arkadaşının kahverengi gözlerine yerleştirdi.
"Bu. Bu gözleri her yerde tanırım. Soğuk bakışların altındaki çölü de iyi bilirim."
Dedi kendi kendine. Derin bir nefes vererek dikkat çekmeyi amaçladı. İstediğine ulaşınca gözlerini kıstı ve arkadaşının bedenine yaklaştı. Arkadaşı onu ittirse bile, Taeri her zaman istediğini alırdı.
"Çok değişmişsin Min Yoongi. Hem fiziksel hem de ruhsal açıdan, çok değişmişsin."
Genç oğlan gözlerini kısarak kızın yüzünü süzmeye başladı. En sonunda kızın kaşında duran kahveleri ile bir kez daha utandı yaptıklarından.
"Sadece biraz sinirli. Her şey üst üste geldi. Lütfen affedin hanımefendi."
Kız karşısında dikilen çocuksu bedene baktı ve gülümsedi.
"Sen Jeon Jungkook olmalısın."
Kız konuştuktan sonra küçük olan kaşlarını kaldırdı ve kızı süzmeye başladı.
"Ah hayır, beni tanımıyorsun. Sadece ismini kuşlar söyledi."
"Taeri"
Araya giren kalın ses ile küçük olandan bakışlarını kaldırdı ve Yoongi'ye döndü.
"Ben-"
Kız elini kaldırarak oğlanı susturdu.
"Sakın pişman olma. Çünkü ben üzgün değilim."
Oğlan özlemle uzun süredir göremediği yüzü süzdü durdu. Kızın da ondan ekşi kalır bir tarafı yoktu. İkiside birbirlerinin gözlerinde kaybolmak istedi o anda. Zaman durmuştu ve soru soran kimse yoktu. Çünkü ikisi kavuşmuştu. iki dost, kavuşmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAD BOY/ Kim Namjoon/ Tamamlandı✓
Fanfiction"Aç şu lanet gözlerini!" Dolabının yanına kıvrılmış küçük çocuk gözlerini daha sıkı yumdu. İstemiyordu karşısındaki kötü çocuğa bakmak. Biliyordu ki bakarsa canı yanacaktı. Her zaman olduğu gibi... "Sana diyorum lanet olasıca! Ne hakla benim kitapla...