"Poşetler de tamam.."Konuşan Seokjin'in ardından Namjoon ve Taeri arabadan inerek binaya adımlamaya başlamıştı. Gencin yüzüne bakmaya utanan kız kendi kendine gülümsedi. Daha sonra teklifine bir yanıt alamadığı aklına geldi.
Somurttu.
Belki de istemiyordu genç adam.
Belki de kalbini kırmamak için öyle davranmıştı.
Yok öyle bir şey diye isyan etti kalbi.
Ya olursa? Dedi kız.
Neden olmasın?
Sus
Tamam.
Sadece sus.
"İçeri girmeyecek misin?"
Namjoon'un cümlesinden sonra kız kafasıyla genci onayladı ve ayakkabılarını çıkararak evin içine adım attı.
"Biz geldik~"
Kızın bağırmasıyla herkes gülümsemişti. Kız, küçük köpeği kapşonundan çıkararak ceketini çıkardı ve askılığa astı.
Daha sonra minik bedeni kavrayarak banyoya ilerledi."Banyoyu kullanıyorum"
Soru şeklinde söylediği cümle ile Jin onu onaylamış ve poşetleri yerleştirmeye devam etmişti.
Kız mutlulukla suyu ayarladı ve kenarda duran bebek şampuanını alarak köpeğin bedenine sıktı. Daha sonra nazik hareketlerle tüylerini temizlemeye başladı.
******
"Bunların hepsi on dakikada mı oldu?"
"Yani, sayılır."
Herkes salonda oturuyordu. Köpek ile ilgilenen Taehyung ve Jimin ikilisi hariç herkes sessizdi. Arada sırada küçük köpeğin sesi ile gülüyorlarken arada sırada soru cevaplıyorlardı.
"AARGH!!"
Köpeğin ani bağırma sesi ile Taehyung korkuyla çorabını bıraktı. Çorabı alan köpekse onunla kenarda oynamaya başladı.
Bir anda ayaklanarak kardeşine bakmaya karar verdi Taeri. Hızlı adımlarla odaya ilerlerken bileğinden çekildiğini hissetti.
Şaşkınlıkla ağzı açık kalan genç kız sırtın duvarla buluşmasıyla karşında ona gülümseyerek bakan bedene dikti gözlerini.
"Demek günlüğümü alan kız sendin."
Namjoon, genç kızı şaşırtan bir şekilde rahatça konuşuyordu.
"Kı-kızmadın mı?"
Gülümseyerek kızın endişeli suratına baktı. Günlüğünü aldığını biliyordu. Nereden bildiğine gelecek olursak, hadi ama parmak izini bırakacak kadar saf bir kızdı.
"Tabii ki de kızdım. O benim özel eşyam fakat sana kızmak gibi bir düşüncem yok. Sadece, bunu bir daha asla yapma"
Kız hızla kafası ile onayladı. Onun aklında kendisine bağırması ve aralarında büyük bir kavganın çıkması vardı. Kesinlikle anlayışla karşılayacağını düşünmemişti Taeri. Genç kızın kalbi yine çok hızlı atmaya başlamıştı, engel olamıyordu. Gencin duymasından ölesiye korkuyordu lakin yapacak bir şeyi yoktu. Çünkü kalbi onun için çarpıyordu.
"Unutmadan, arabada söylediğin şey. Cevabını merak ediyorsun değil mi?"
Kız hızla başıyla onayladı genci. Daha sonra olanlar aklına gelirken utançla başını eğdi. Çenesine dokunan parmaklarla kafasını yukarı kaldırdı ve gencin gözlerine odaklandı. Genç adam gamzelerine gösterecek şekilde gülümsedi ve elini kızın yanağına koyarak yavaşça yüzüne eğildi.
İşte o an.
Kız gülümsedi. Gülümsemesi ise gencin yumuşak dudakları ile taçlandı. Özlem'le öptü dudaklarını. Sanki ipekten yapılmış bir çiçeği öpüyormuş gibi hissetmişti. Masum öpücükleri yavaş yavaş vahşi bir alırken ikisi de durması gerektiklerini fark etti ve ayrıldı. karanlık odayı iki gencin nefes alış verişleri doldururken genç adam gülümsedi ve nefes nefese konuştu.
"Bu sorunun cevabı için yeterli mi?"
Arsızca olacaktı belki ama kız başını olumsuz anlamda salladı.
"Fazla utanmazsın"
Bunu beklemeyen kız hızla savunma moduna girdi.
"Fazla dürüstüm"
Namjoon ufak bir sırıtış sergiledikten sonra konuştu.
"Madem o kadar dürüstsün söyle. Beni öpmek mi istiyorsun?"
Ah hadi ama! Nasıl bir soruydu bu böyle?
Kız utançla başını eğdi ve konuştu.
"Evet"
"Peki.."
Derin bir nefes aldı genç.
"Peki hayatıma rağmen beni kabul edecek misin?"
Namjoon'un sorduğu soruyla kız kıkırdadı. Namjoon genç kıza beklentili bakışlar gönderirken kız kıkırtısını keserek konuştu.
"Asıl sen beni hayatımdaki kargaşaya rağmen kardeşimle birlikte kabul edecek misin?"
Bir anda dudaklarına konulan buse ile kız donmuştu. Olayları idrak etmek için çabalıyordu.
"Seni her halinle sever ve kabul ederim Taeri"
Gencin alnına bir öpücük kondurdu genç kız. Daha sonra saçlarını okşayarak başını gencin omzuna koydu.
"Sen iyi bir çocuksun Namjoonnie"
Genç adam kıkırdadı ve elini kızın beline sararak kendine çekti.
"Bu 'günlüğünü okudum' anlamına mı geliyor?"
Genç kız güldü ve Namjoon'un boynuna minik bir buse kondurarak kokusunu içine çekti.
"Öyle olsa bile sen benim kötü çocuğumsun. Kötü etiketi yapıştırılan bir perisin. Merak etme kalbimin en derinlerinde yerindesin."
.
.
.
Finally!
.
.
.
Umarım bu kısa kurguyu beğenmişsinizdir *-*Bitirdiğin tarihi buraya yazar mısın??
Ponponçikolataların gücü adına~
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAD BOY/ Kim Namjoon/ Tamamlandı✓
Fanfiction"Aç şu lanet gözlerini!" Dolabının yanına kıvrılmış küçük çocuk gözlerini daha sıkı yumdu. İstemiyordu karşısındaki kötü çocuğa bakmak. Biliyordu ki bakarsa canı yanacaktı. Her zaman olduğu gibi... "Sana diyorum lanet olasıca! Ne hakla benim kitapla...