Geçirdikleri son gece ardından Hoseok, ilk defa yaralarını ve hayatı boyunca işlemiş olduğu tek günahını birine anlatmanın verdiği huzursuzlukla çıktı Taehyung'un kolları arasından. Taehyung'un bileğini çevirip açık kahverengi kayışlı saate baktı. Sabah 6 olmasına rağmen odaları çok ışık almıyordu. Yatakta dikleşip uyuyan Taehyung'a baktı.
Nasıl olurda birisine güvenmişti? Yongsun'a, Jaehyun'a bile bahsetmemişti. Kırgınlıklarını hep içine atmış,kimseye anlatmayıp kendi kendine başının etini yemişti. Git gide psikolojisini bozmuştu bu durum. Kendi kendine derdini anlatıp kendince yanlış olan teselliler veriyordu. Bu yaşına kadar içinde tuttuğu bu acıları ilk defa birisine anlatmıştı. Kendini biraz daha rahat hissetse de gene de bir pişmanlık vardı. Taehyung kim oluyordu ki ? Sokakta dikkatini çeken biriydi sadece. Her gün çalıştığı ama hiç işlemeyen minik avukatlık bürosundan çıkar,mahalleye girerken aldığı ucuz mamaları köpeklere verir, çocuklara da hep balon alırdı. Evine gelene kadar dar mahalledeki herkese selam verir, eve gelince kapattığı pencerelerini açıp çiçeklerini sulardı. "Diğer herkesin yaptığı gibi" diye düşündü Hoseok. Diğerlerinin gün içinde yaptıklarını düşünmeye başladı ama hiçbirini hatırlayamıyordu.
Taehyung sadece dikkatini mi çekmişti, yoksa bu zamana kadar tüm dikkati zaten onda mıydı? Hoseok bu sorunun cevabı için düşünmeye başladı kendi kendine.
Kaç saattir düşündüğünü bilmiyor, konudan konuya atlayarak vaktini geçiriyordu Taehyung'un uyanmasını beklerken. Bacağında hissettiği hareketlenmeye gözlerini odalarında bulunan kahverengi işlemeli dolaptan ayırdı. Bacağına sarılıp yatmış olan Taehyung'a döndü. Kirpikleri hareketlenmiş, yavaşça gözlerini açmıştı. Etrafa bakıp gözlerini tekrar kapattı. Saçlarına kemikli ellerini daldırıp karıştırdı. Sallanan saç tutamları arasından gözlerinin hareketini izliyordu Hoseok. Yataktan destek alıp oturur pozisyona geçti Taehyung.
"Günaydın Hyu-- Hoseok." diyip güldü Taehyung.
Elleri kendi kollarında geziniyor, etrafı seyrediyordu yarı açmış olduğu gözleriyle. Hoseok ise hala ona dalmıştı.
"Günaydın Taehyung-ie."
Hoseok'un gülünce ortaya çıkan gamzelerini görünce şaşırdı Taehyung.
" 3 asır boyunca uyumuş gibi hissediyorum."
"Biraz öyle oldu sanki." diyerek güldü Hoseok.
Taehyung gözlerini Hoseok'un koyu kahvelerinden çekip saatine baktı. Saat öğleye oldukça yaklaşmıştı.
"Hayatımda ilk defa bu kadar çok uyuyorum galiba."
Taehyung ayağa kalkmış, valizinden kıyafetlerini çıkarıyordu. Hoseok da yere çömelmiş valizini karıştıran genci izliyordu. Aklına dün gece yaşananlar gelince astı suratını. Kendini Taehyung'a karşı mahçup hissediyordu. Alkolü fazla kaçırdığı için duygu patlaması yaşamış ve ağlamıştı. Gece boyunca Taehyung'un başını ağrıtmış olmalıydı.
" Taehyung, ben...Ben dün gece için gerçekten çok üzgünüm. Dertlerimle canını sıkmış olmalıyım."
Taehyung elinde tuttuğu kıyafetlerden hangisini giyeceğini seçerken Hoseok'a döndü.
"Böyle bir şeyi söylemiş olman canımı daha çok sıktı."
Taehyung'un cümlesini duyunca Hoseok'un gerginlikten kasılan yüz kaslarına rahatlama gelmiş, tebessüm etmişti.
×
İki genç tüm gün boyunca birlikte gezmiş, geminin içinde neler olduğuna bakınmışlardı. Akşam olunca yorulup acıktıkları için geminin alt katına inip restorana girdiler. Rastgele iki kişilik bir masaya oturduktan sonra masanın üzerinde sabitlenmiş duran menüye göz attılar.
![](https://img.wattpad.com/cover/196195055-288-k449140.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
another love in Titanic °Vhope°
Hayran Kurguvhope. titanik'te yaşanan başka bir aşk.