Joohyun'un annesi, Seulgi'nin annesiyle kahve içmek için onların evine gelmişti. Seulgi ile görüşmek için en ufak bir fırsatı kaçırmayan Joohyun gelmemiş, Seulgi de odasına kapanmıştı.
Ödevlerini bitirmişti, azıcıkta konu tekrarından sonra kulaklığını takmış ve resim çizmeye karar vermişti.
Dün Joohyun kek yapmaya gelmeyince çok azıcık gözyaşı dökmüş, ayrıca başı ağrıdığından bugün okula gitmemişti. Yine de annesinin anlattığına göre; Joohyun sabah Seulgi'yi merak ettiği için gelmiş, başının ağrıdığını öğrenince, üzüntüyle boynunu eğerek geri gitmişti. İyi dileklerini unutmamıştı ve hemen iyileşmesini dilemişti.
Seulgi en sevdiği şarkı "Umpah Umpah" çalarken mutlulukla mırıldanarak resimindeki vazoda duran çiçeğe son rütuşları ekliyordu. Resim çizmekte gerçekten başarılıydı.
Zil sesini duymadan, kulaklığına dikkat ederek saçlarını toplamakla meşguldü.
***
"Ah Joohyun, sen mi geldin? Omma'n da burada, sen de gel." Bayan Kang'a yavaşça başını salladı. Ardından sesini daha canlı tutmaya çalışarak elindekini uzattı.
"Seulgi'ye çilekli kek yaptım, en sevdiğinden. Omma'm ve sizin için de yeterince var. Umarım, Seulgi şimdi daha iyidir." onu dün okul çıkışından beri görmüyordu, o kadar özlemişti ki hemen sımsıkı sarılmak için kolları karıncalanıyordu.
"Omo~ Seulgi buna çok sevinecek. Şu an biraz daha iyi ve bizim için de getirdiğin için teşekkürler tatlım." Bayan Kang devam etti:
"Neden keki odasına sen götürmüyorsun? Seni özlemiş olmalı..." Joohyun, tekrar gülümsedi ama mutlu değildi. Aklına gelen ihtimallerle gözleri dolmak üzereydi.
Ya Seulgi dün onu beklemediği için hastalanmışsa?
Ya ayrılmak isterse?
Ya da kekini beğenmez ve onu affetmezse?Şu an aklında olan tek bir şey vardı:
Kendisi çok hassas ve kırılgandı ama Kang Seulgi bu konuda kendisinin iki katıydı...
Suratı asılırken tezgahın üstünde duran laktozsuz sütü görünce ağlayacağını anladı. Bu evde laktoza alerjisi olan kimse yoktu, bazen Joohyun buraya geliyor diye, Seulgi her zaman evde bir şişe laktozsuz süt bulundururdu.
Bunlara rağmen onu ihmal eden o'ydu ve içten içe çok pişmandı.***
"Umpah Umpah" şarkısından sonra Twice'ın "Candy Pop" şarkısı çalmaya başlamıştı. Bu şarkıda en sevdiklerindendi. Resmindeki vazoyu, babasının ona aldığı özel boyama kalemleriyle memnuniyetle boyuyordu. Arkasından gelen adım seslerini duymazken yanı başına koyulan cam bir tabağa koyulan pembe kremalı keke gözleri kaydı. Tabağı tutan elin sahibine döner dönmez yanağında hissettiği yumuşak öpücüğü hissetmesi bir olmuştu.
Kulaklığını çıkarttı, yavaşça masaya koydu. Bu sefer hemen ardından dudağında iki veya üç saniyelik bir öpücükle karşı karşıya gelmişti.Seulgi ayağa kalkmıştı, amacı kapıyı kapatmaktı ama Hyun, gideceğinden korkup buna izin vermeden ona sımsıkı sarılmıştı. "Seni çok özledim. Çok korktum, hastalandın sandım." Seulgi de sarılmasına karşılık verirken Seungwan uğruna onu unuttuğu da aklındaydı tabii.
"Dün gelmedin...Benden sıkılıyor musun Joohyun-ah? " Joohyun daha çok sıktı onu, daha çok çekti kendine. Üzgün olduğundan sesi sanki daha mümkünmüşcesine soluk çıkıyordu
"Tabii ki, hayır." Joohyun, biraz önce Seulgi'nin oturduğu çalışma sandalyesine oturdu. Sonra ürkütmeden, yavaşça küçüğünü belinden tutup kucağına çekti. İkisinin ağırlığıyla sandalye biraz gıcırdasada, Hyun aldırış etmeden kucağında bir ayağı solunda, öbür ayağı sağında olan sevgisini göğaüne yatırdı. Kucağında olması başka şeyler düşünmesine neden olurken kötü hissedip bu düşünceleri savurdu. Kahverengi saçlarını okşarken kulaklarına doğru ne kadar üzgün olduğunu fısıldayıp durdu.Sonra sırtına ve beline geçip ellerini gezdirdi. Gövdelerinin arasında bir santimetre bile boşluk yoktu, bu da Seulgi'nin boynunda ılık nefesleri hissetmesine neden oluyordu.
Seulgi'nin kendisine biraz daha ısındığını hissedip sabırsızlanarak dudaklarına artarda minik öpücükler kondurdu. Sonrasında ise gelen nefes kesici, uzun bir öpücüktü. Küçüğü boynuna sarılıp kendisinin kucağında oluşunu umursamayıp istekle karşılık verirken morali anında düzeldi.
O an karar verdi:Kang Seulgi'yi bir daha asla ihmal etmeyecekti...
***
umpah umpah'a düşmeyen de ne bilim
8k olmuşuz, çok teşekkür ederim *-*
ŞİMDİ OKUDUĞUN
can i touch,seulrene
Fanfiction❝dudaklarına dokunabilir miyim seulgi?❞ ,kısa hikaye,