"Sadece konuştuğunuzu sanıyordum."
Tezgahın arka kısmında dururken yanımda duyduğum ses ile beraber başımı o tarafa çevirmiş, yanımdaki bedenin şaşkın bakışları ile karşı karşıya gelince gülümsemiştim. En az benim kadar onlar da şaşırmıştı.
Şaşırdıkları konu ise, eski sevgilimin buraya gelmesi ve içeride oturarak beni izlemesiydi. Eh, bir hayli hoşuma gitmiyor değildi.
Yarım saat önce buraya geldiğimde onlara hiçbir şey söylememiştim. O süre boyunca birkaç yere daha sipariş götürmüş, ondan sonra sipariş işini Johnny halletmeye başlamıştı. Kun onun yerine mutfağa geçtiğinde, Yuta her zamanki gibi kasadaki yerini almıştı.
Tabii ki tezgah bana kalmıştı. Sonuçta kimse buradaki pastaları düzenlemek ile uğraşmıyordu.
Beş dakika önce kapının açılması ile beraber kasada duran beden ile beraber gelen kişiyi karşılamıştık güler yüz eşliğinde. Birimiz onun gelişine olabildiğince çok şaşırırken, ben gülümseyen yüzümü bozmamış ve bir şey isteyip istemediğini sormuştum.
Normalde geleceğini düşünmediğim için ben de şaşırmıştım. Harika oyuncu olduğumu söylemek isterim.
İstediği siparişi hazırlayıp onun oturduğu masaya koymuş, ondan sonra da tekrar eski yerime geçmiştim. Kasada duran arkadaşım ise gelmiş ve benden laf almaya çalışmıştı.
Ona tüm olan biteni anlattığımda ise, şaşkınlığı giderek artmıştı. Ve bu yüz ifadesi onu komik yapıyordu.
"Yani sen şimdi diyorsun ki," diye başlamıştı sessiz bir şekilde cümlesine. "O olaya bir tanıklık getireceksiniz?"
Başımı sorusuna olumlu cevap olacak şekilde salladığımda bir süre yüzüme bakmıştı aynı ifade ile. Fazla duyulmamasını umarak güldüğümde ise, şaşkın olan ifadesinin yerini kaşları hafif çatık olan bir ifade almıştı.
"Sen değil miydin onu affetmeyecek olan?"
Dediği cümle ile beraber bu sefer şaşırma sırası bana geçmişti. Evet, onu hiçbir şekilde affetmeyeceğimi, konuşmayacağımı söylemiştim. Ama, bunları o anlık sinirli olmam ile söylemiştim.
Gerçi doğruyu söylemek gerekirse, gerçekleri duymak istesem bile o an ciddi olup olmadığımı ben bile bilmiyordum.
"Evet," demiştim şaşkın olduğumu belli eder bir şekilde. "Ama ona ne olduğunu bilmeden kızmam haksızlık."
Dediğim cümle ile beraber bir süre durmuş, ondan sonra da düşünmeye başladığını belli etmişti. Aslında, bir yandan haklıydı. Kalbimi kırsa bile, onunla gidecek ve gerçekler ile yüzleşmiş olacaktım.
Bunun verdiği his ise, korkudan başka bir şey değildi. Bende de suç olacağını, daha doğrusu olduğunu adım gibi biliyordum. Ama yine de, bana yine kendini hayran bırakmıştı.
O olaydan sonra ona bağırıp çağırmama, ondan ayrılmama rağmen pes etmemiş ve yine benimle konuşmaya çalışıyordu. Daha doğrusu çalışmaktan ziyade, konuşuyordu. Yüzündeki buruk ifade ise, her halinden belliydi.
Eskilerimiz aklına geliyordu. Eskiden yaşadığımız o anılar...
Hiçbir şeyi bitirmediği açıkça belli oluyordu. Çabalamasından, verdiğim eşyaları atmamasından, mektupları saklamasından, beraber söylediğimiz şarkıları gülümseyerek söyleyip dinlemesinden...
Jung Yoonoh, beni bir kere daha kendine hayran bırakıyordu. Kurtarmak için çabaladığı ilişkimiz konusunda, ona bir kez daha hayran olmuştum.
Aslında, şu an ona o kadar sinirli bile değildim. Konuşmamızda hiçbir sakınca göremiyordum. Sadece, içimdeki korku buna engel oluyordu.
"Yuta."
İsmini seslenmem ile beraber kasadan başını kaldırmış, bana bakmaya başlamıştı. Derin bir nefes alıp vermiş ve boğazıma dizilen kelimeleri zar zor birleştirip konuşmuştum.
"Ya.. Olmazsa?"
Dediğim cümle ile beraber bu sefer yüzünde minik bir tebessüm oluşmuştu. Önüme doğru gelmiş, bir elini saçlarıma atarak karıştırmaya başlamıştı. Bu hareketi ile beraber az da olsa rahatlarken, duyduğum cümle ile beraber gülümsemeye başlamıştım.
"Merak etme, olacağına eminim."
Başımı kaldırıp bakmış, bu sefer de ikimiz gülümsemeye başlamıştık. Gözüm duvardaki saate gittiğinde çıkmam gerektiğini söylemiş, personeller için ayrılan odaya girerek üstümdeki önlüğü çıkarmıştım.
Kalbim hızla atmaya bakarken kıyafet işini halletmiş, ceketimi alarak kendime son çeki düzeni vermiştim orada. Sonra da odadan çıkarak beni bekleyen bedenin yanına ilerlemiştim.
Aklımdaki düşünce ile beraber gülümsemiş, adımlarımı biraz daha hızlandırarak dışarıda duran bedenin yanına gitmiştim.
'Olacak, hiç bitmemek üzere...'
![](https://img.wattpad.com/cover/192619632-288-k825601.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ex Boyfriend •DoJae
Fanfiction"Eski erkek arkadaş olabiliriz, ama yeni başlangıç da yapabiliriz." Jung YoonOh + Kim DongYoung