Eve geç döndüğüm için biraz tedirgin olmuştum doğruyu söylemek gerekirse. Normalde gece yarısını geçirmez iken, bu sefer gece yarısını geçmişti. Yanımda biri olsaydı korkmazdım, ama tek başıma eve dönmüştüm ve bu beni tedirgin etmeye yetmişti bile.
Eve girdiğim zaman koridorun ışığını açmış, montumu çıkararak kapının arkasındaki askılığa asmıştım. Dolu olan gözlerimi elim ile sildikten sonra, koridorun ışığını kapamış ve büyük adımlar eşliğinde odama ilerlemiştim.
Eski anılar gözlerimin önünden film şeridi gibi geçiyordu. Bu ise o anılara geri dönme isteğini veya o anıları özlediğim gerçeğini gün yüzüne çıkarıyordu.
Üzerimi değiştirdikten sonra yorganımı açmış, kendimi yatağa bırakarak yorganı üzerime çekmiştim. Saat sabah üçe yaklaşırken, uyuyamayacağımı anlamam kısa sürmemiş ve yatakta dönüp durmayı bırakmıştım.
Yattığım yerde oturur pozisyona geçmiş, yatağın kenarında olan cama bakmıştım. O tarafa doğru ilerlerken kollarımı camın önünde bulunan soğuk mermere koymuş, boş olan caddeye doğru bakınmaya başlamıştım.
Burada oturmayı seviyordum, buranın da bir anısı vardı ve özeldi. Her zamanki gibi.
Camdan dışarı bakarken düşüncelerim arasına dalmıştım. Yüzümde minik bir gülümseme oluşurken, içimde oluşmuş olan durgunluk hissi yerine mutluluğu, umudu bırakmıştı. Bu, ilk defa hoşuma giden bir durum olmuştu.
Dışarı bakarken bana doğru bakan birini gördüğümde, gözüm direk ona takılmıştı. İkimiz, birbirimizin gözlerine bakarken dışarıda olan bedenin yüzündeki gülümsemeyi görmüştüm. Korku giderek vücuduma yayılırken, dışarıda olan beden ise bana doğru adımlamaya başlamıştı.
Bana doğru yaklaştıkça yüzü, saçları, vücudu daha görünür olmaya başlamıştı. Tanıdığım, ve özlediğim beden bana daha çok yaklaşmış iken, yüzümdeki ifadeden şaşkınlığım belli olmuştu.
Tanrı aşkına, bu saatte burada ne arıyordu?
Kollarımı koyduğum soğuk mermerden çekmiş, camı açmıştım. O da yaklaşmış, camın önündeki sandalyelerden birine oturarak başını bana çevirmişti. Yüzündeki gülümseme, bir an olsun yok olmazken, yumuşak bir ses tonu ile konuşmuştu.
"Neden hala uyumadın?" diye sormuştu bir elini yanağıma koyarken.
Elimi yanağıma koyması ile beraber gülümsemiş ve elinin üstüne elimi koymuştum. Yüzündeki gülümseme giderek büyürken, sorduğu soruya aynı ses tonu ile cevap vermiştim.
"Sahilde vakit geçirmiştim, daha yeni eve gelmiştim."
Verdiğim cevap ile beraber gülümsemişti her zamanki gibi. Yanağımda olan elini çekmiş, elimi tutarak gözlerime bakmaya başlamıştı.
Gözlerinde olan parlaklıkları gördüğümde, aklıma gece olan manzaralar geliyordu. Siyahın hükmettiği kocaman alanda, parlak küçük noktalar... Gözleri de bu şekildeydi. Siyah bir kürede bulunan parlak noktalar.
Ve ben, onlara bakmayı çok özlemiştim.
Aramızdaki olan sessizliği istemeyerek bozmuş, bu şekilde konuşma başlatmaya çalışmıştım. Sorduğum soru ile beraber kıkırdamıştı zaten.
"Kardeşin nerede? Bu saatte hayatta dışarı çıkmazdın sen."
"Annemin yanında, onu oraya bıraktım ve buraya geldim."
Aldığım cevap ile beraber gözlerine bakmayı bırakmış, gülümseyerek başımı aşağı eğmiştim. Dışarıda kalan mermere bakarken, boşta kalan elini çeneme koymuş ve tekrar ona bakmamı sağlamıştı.
Tekrar oluyordu. Kalbim, tekrar kontrolsüz bir şekilde hızlı atıyordu.
"Biliyor musun, bunun rüya olmamasını diliyorum şu an,"
Kısık ve yumuşak ses tonu ile beraber konuşmasıyla vücudumdaki tüm kanın yanaklarıma gittiğini hissetmem bir olmuştu. O anın heyecanı ile beraber gözlerimi sıkı bir şekilde kapatmış, sonra da kıkırdadığını duymuştum.
"Seni o kadar çok özledim ki Doyoung.. Mavi saçlarını okşamayı, sıkıca sana sarılmayı, göğsümde uyuya kalmanı... Eskisi gibi olmak istiyorum."
Dudaklarını yanaklarımda hissetmem ile beraber gözlerimi açmış, karşımda olan siyah kürelere bakmaya başlamıştım. Gözlerinin biraz dolduğunu görmem ile beraber üzülmüştüm. Ellerimi, yanaklarına koymuş ve sessiz bir ses tonu ile konuşmaya başlamıştım.
"Doğruyu söylemek gerekirse," diye başlamıştım cümleme. "Ben de seni çok özledim Jaehyun."
Dediklerim ile beraber, yüzünde tekrar o gülümsemesini görmüştüm. Aynı şekilde ben de gülümsemiş, tekrar gözlerine bakmaya başlamıştım.
Havanın soğuk olmasına rağmen, ikimiz de birbirimizi ısıtmaya başlamıştık.
O gece, bir süre o şekilde kalmıştık. Yüzlerimiz birbirine çok yakındı, gözlerimize bakıp duruyorduk. Ve en güzeli ise, ilerleyen dakikalarda, dudaklarını dudaklarımın üzerinde hissetmiştim.
Ve ikimizin aklında da, aynı düşünce vardı.
'Bu gece yaşananlar, umarım rüyadan ibaret değildir.'
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ex Boyfriend •DoJae
Fanfiction"Eski erkek arkadaş olabiliriz, ama yeni başlangıç da yapabiliriz." Jung YoonOh + Kim DongYoung