o kızlara iğrenç bir homo olduğunu söylemeliydin

1.5K 200 188
                                    

yangyang;

Sabah okula geldiğimde sınıfıma çabukça varabilmiştim çünkü diğer günlerin aksine bugün bir kız bile yaklaşmamıştı yanıma. Hatta beni gören çoğu kız da gözlerini devirip geçmişti yanımdan. İçime ister istemez "acaba dünkü gaz olayını mı öğrendiler?" düşüncesi düşerken hemen nereden duymuş olabileceklerini sorgulamıştım. Mark bilmiyordu, Renjun da söylemez diye umuyordum.

Bunların dışında kötü bir şey de yapmadığım için iç rahatlığıyla kafamı sıraya koydum. Gözlerimi kapatacakken yanıma gelen aşina olmadığım bedenle yerimde doğruldum. Elinde bir paket tutuyordu. Yine bir kız bana hediye getirdiğine göre, demek ki popülarritemden hiçbir şey kaybetmemiştim.

"Bunu sana getiriyordum ama son anda arkadaşlarımdan öğrendim gerçek yüzünü." Anlamadığımı belli edercesine yüzümü buruşturdum. "Gerçek yüzümü mü?" Makyaj yapmayınca bu kadar değişeceğimi düşünmemiştim doğrusu. Sadece iki kapatıcı için beğenilmek canımı acıtmıştı.

"Okulun magazin sitesinde gördüm. Sevgilin varmış." Kız yüzünü düşürürken girdiğim şoktan çıkmakla uğraşıyordum. "Sevgilim mi?"

Elindeki paketi suratıma atıp bağırmaya başlamıştı. "İnsanların duygularıyla oynamaya utanmıyor musun? Bir de beni arayacağını söylemiştin, yalancı!" Elimle yüzüme çarpan paketin acısını dindirmeye çalışırken kız sinirli sinirli solumakla meşguldü. Kim benim hakkımda böyle şeyler yazıyordu bilmiyordum ama bulursam acısını fena çıkaracağım kesindi.

"Sevgilim falan yok benim, kim uyduruyor bunları?" Kız sakinleşmek ister gibi gözlerini kapatıp derin bir nefes aldı. "Üstüne bir de 'Daha fazla kızlarla uğraşmak istemiyorum, sevgilim rahatsız oluyor' demişsin. Tanrım, iki gün önce bana beni arayacağını söylemiştin ve sevgilin var öyle mi? Hâlâ nasıl yalan söyleyebilirsin?"

Kucağımdaki paketi tüm siniri ve nefretiyle alıp koşarak sınıfı terk etmişti. Sevgilimin olmadığına ve öyle bir şey demediğime adım kadar emindim. Okula bile yeni gelmiştim. Kim hakkımda böyle şeyler sallayabilirdi? Sinirle aklıma gelen ilk kişi olan Minhyung'un yanına gittim. Sıraya koyduğu kollarına yaslanmış uyuyordu.

"Sensin değil mi bunları yazan? Hyuck seninle barışmıyor diye hıncını benden almaya çalışıyorsun." Yüksek çıkan sesimden rahatsız olmuş olacakki homurdanarak gözlerini açtı. "Ne saçmalıyorsun sabah sabah?"

Elimi sertçe yaslandığı sıraya vururken sesim hâlâ yüksek çıkıyordu. "O aptal magazin sayfasının yazarı kim? Hangi ruh hastası benimle dalga geçmeye cesaret ediyor?" Sakince ayağa kalkıp ceketinin yakalarını düzeltti. "Bilmiyorum ama bilsem de sana söylemezdim. Seninle bir antlaşma yaptık ve ben yapmam gerekeni yaptım. Sen ise bir işe yaramadığın yetmezmiş gibi bir de gelmiş bana hesap soruyorsun. Gördüğün gibi hâlâ Hyuck ile barışmadım ve sana tekrar yardımcı olmayı da asla düşünmüyorum."

Tüm sakinliğiyle cümlelerini peşpeşe sıralarken dün gece bunları söylemeyi planladığını düşünmüştüm. "Antlaşma falan kalmadı. Sen akıllanmadığın sürece Hyuck seninle asla barışmaz. Ayrıca Renjun'a da dün yeterince rezil oldum yüzüme bile bakmaz artık. Kısacası sen de bir işe yaramadın dostum." Sinsice gülümseyip 'hah'lamıştı. "Sen öyle san."

Onu umursamayı bırakıp tekrar sırama döndüm. Sayfa sahipleri gibi gizli bilgileri en iyi kim bilir bilmiyordum. Koca okulda tanıdığım sadece iki kişi vardı ve Renjun da pek bunları bilecek tipte biri değildi. Dersin başlamasına daha çok olduğu için başımı yeniden sıraya koydum. Tam gözlerimi kapatacakken omzumda hissettiğim elle korkuyla doğruldum. Kimse uyumama izin vermiyordu.

Arkama dönüp omzumdaki elin sahibine baktım. Az önce yüzüme bile bakmayacağını söylememe rağmen şu anda Renjun arkamda durmuş beni izliyordu. "İyi misin? Bağrışmalarınızı duyunca merak edip geldim." Oturması için kayıp yanımda yer açmıştım.

habit, markhyuck.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin