bence benden ve karizmamdan etkilendin

1.8K 247 96
                                    

Donghyuck ağrıyan göz kapaklarını usulca araladı. Yatağının başında kendisine bakan, daha önce hiç görmediği bir oğlanla karşılaşmıştı ama rüyada olup olmadığından emin değildi. Gözleri aralandığında karşısındaki oğlan gülümsedi. "Sonunda uyandın, uyanmanı beklemek çok sıkıcıydı."

Donghyuck anlamaz bir ifadeyle oğlana baktıktan sonra yattığı yerde doğrulup etrafı inceledi. Burayı hatırlıyordu. Annesinin çalıştığı hastanedeki yoğun bakımdaydı. Elleri gayriihtiyari vücudunda dolaşırken kendine bir şey olup olmadığını merak ediyordu.

Yoğun bakıma düşecek kadar kötü bir kaza geçirmiş olma ihtimali beynini kurcalamaya devam etti. Baş ağrısıyla birlikte buraya nasıl geldiğini düşünmeye çalışırken hatırladıklarıyla duraksadı.

En son bisikletin kontrolünden çıkışını ve yere düşüşünü hatırlıyordu. Şu an hastanede olduğuna göre bayılmış olmalıydı. Az sonra kapıdan giren annesini görünce içi rahatlamıştı. Çünkü ismini bilmediği bu oğlan sürekli kendisini izleyerek sırıtıyor ve korkmasına neden oluyordu.

"Seni burada böyle karşılamak hoşuma gitmiyor oğlum. Hastalığın gayet iyiye giderken neden tekrar bayıldın? Bir sorunun varsa bana söylemeliydin." Annesini endişelendirmek hoşuna gitmiyordu ama elinden de bir şey gelmiyordu.

"Sonra anlatacağıma söz veriyorum anne ama ben buraya nasıl geldim?" Doktor Lee gülüp yatağın boşta kalan kısmına oturdu.

"Seni yolda baygın gören biri ambulans çağırmış. Bizimkiler de seni tanıyınca bana haber verdiler. Yoğun bakımlık bir şeyin yok merak etme, sadece gözümün önünde olman için buraya getirttim."

Donghyuck aldığı açıklayıcı cevaptan memnun bir şekilde başını salladı. "Peki bu çocuk kim?" Doğrulttuğu parmağın hedefindeki oğlan kadının konuşmasına fırsat vermeden elini uzatıp konuşmaya başladı.

"İsmim Yangyang, burada tedavi görüyordum ama annen sayesinde iyileştim. Ailem işleri yüzünden Çin'e geri döndü ve onlar gelene kadar burada kalmak zorundayım." Cümlesinin sonuna doğru yüzü düşmüştü ama tekrar gülümseyip dikkatle kendini dinleyen oğlana elini uzattı. Donghyuck uzattığı eli tutup sıktı. Sadece ismini söylese yeterliydi ama o bütün hayatını özetlemişti. "Memnun oldum Yangyang. Ben de Donghyu-"

"Biliyorum. Saatlerdir uyuyorsun zaten. Doktor Lee hakkındaki çoğu şeyi bana anlattı. Lütfen hep bayıl ve buraya gel. Burası dünyanın en sıkıcı yeri olabilir." Yangyang yataktaki çocuğun sözünü kesip nefes almadan konuştu. Donghyuck ondan korkuyordu ama yine de gülümsediğini gördüğünde içi rahatladı. Doktor Lee yabancı olana kötü bakışlar atıyordu. Yangyang az önce doktorunun oğlunun sürekli bayılmasını istediği için bu bakışların hedefi olduğunu anlamıştı.

"Bugün nöbetim yok bu yüzden birazdan işim biter. Hazırlanmaya başla istersen, evde biraz daha dinlenirsin." Doktor Lee'nin sözleriyle Yangyang'ın yüzü düşmüştü. İyileşmiş olmasına rağmen günlerdir burada tıkılı kalmıştı. Doktor Lee ona çok iyi davranmış ve eğlenmesini sağlamıştı ama o evine gittiğinde, çoğu yaşlı olan, hastalarla birlikte kalmak ve tüm gece uyumak zorunda kalıyordu. Annesi odadan çıktığında Donghyuck çocuğa bakıp gülümsedi. "Okula gidiyor musun?"

Yangyang başını salladı. "Evet, seninle yaşıtmışız hatta annen öyle söyledi." Donghyuck'un kafası karışmıştı. Nasıl bu kadar iyi Korece konuşabilirdi? Çinli olduğunu sanıyordu. "Çinli olmana rağmen nasıl benden daha iyi Korece konuşabiliyorsun?" Kendi gibi esmer olan çocuk aldığı soruyla kahkaha attı. "Sürekli gelip giderdik ama sonra buraya taşındık. Hastalığımın tedavisi için Kore'ye geldik. Hatta burada bir okula bile yazıldım ama hâlâ başlayamadım." Donghyuck'a göre bu çocuk fazlasıyla şanslıydı. Aslında ona göre okula gidebilen herkes şanslıydı.

"Hangi okula yazıldın?" Yangyang biraz düşündü, doğru hatırladığından emin olduğunda söyledi. "Hanguk Akademi, buraya yakınmış diye duydum. Sen hangi okuldasın?"

"Annemin çoğu şeyi anlattığını söylemiştin ama hakkımda pek fikrin yok gibi." Donghyuck başını eğerek histerik bir kıkırtı bıraktı. Yangyang kendini kötü hissetse de nerde hata yaptığını anlamamıştı.

"Ne yani okumuyor musun?" Yataktaki oğlan ellerini saçlarının arasından geçirip geriye taradı. Derin bir nefes alıp konuşmak için dudaklarını araladı. "Okuyorum tabii ki sadece okulda değil. Her neyse bunu sonra konuşabilㅡ bir saniye sen Hanguk Akademi mi dedin?" Az önce gayet sakin çıkan sesi farkettiği detayla fazlasıyla yükselmişti.

Minhyung'u hatırlamasıyla zihnine bir kaç saat önce yaşadıkları doluştu. Gözlerinin sulanmasına engel olamadığı için yüzünü eğerek bunu saklamak istedi. Yangyang sıkıntıyla oflayıp derin bir nefes aldı.

"Bize gelmek ister misin?" Donghyuck konuyu dağıtmak ve Yangyang'la arkadaş olmak istemişti. Nedensizce ona karşı içinde iyi hisler oluşmuştu.

"Saçmalama buna izin vermezler."

"Ben annemi ikna ederim. Hem çok sıkıldığını söylemiştin sana da değişiklik olur."

"Daha yeni tanıştık ve beni evine davet ediyorsun. Bence benden ve karizmamdan etkilendin." Donghyuck duyduklarının şokunu gözlerini irileştirerek attığında sırtındaki yastığı alıp karşısında dikilen oğlana fırlattı.

"Her zaman evde yalnız olduğum için seni iyi anlıyorum ve yardım etmek istedim ama senin bana dediklerine bak. Bütün aptallar beni buluyor zaten!"

"Tamam ya şaka yapmıştım sadece." Donghyuck bağırarak konuştuğu için Yangyang biraz gerilmişti ama bunu sesine belli etmeden konuşmayı başarabildiği için kendini içinden tebrik etti.

Kapının açılmasıyla Doktor Lee içeri girdi ve iki oğlana gülümseyerek baktı.

"Anne bu çocuk da bizimle gelebilir mi? Evde tek başıma çok sıkılıyorum o da burda sıkılmamış olur. Olur mu?" Donghyuck sabırsızlıkla konuşmaya başladığında annesi güldü.

"O çocuğun bir ismi var Donghyuck." Kadın oğlunun başını okşarken kolundaki hasta bilekliğiyle oynayan Yangyang'a baktı. "İstiyorsan gelebilirsin Yangyang, nöbetçi hemşirelerim de dırdırlarından şikayet etmemiş olur böylelikle."

Yangyang bilekliğiyle oynamayı bırakıp utangaçca başını eğdi. Herkese bu kadar rahatsızlık verdiğini farkedemediği için kötü hissetmişti. "Seve seve geleceğimi zaten biliyorsunuzdur ama hemşirelerin benden rahatsız olduğunu bilmiyordum. Ben konuşurken sırıtarak izliyorlardı ben de hoşlarına gidiyor sanmıştım."

"Senden ve karizmandan etkilenmişlerdir belki de." Donghyuck alayla konuşup dilini çıkardığında annesinin bunu görmemiş olmasını diledi.

"Ben çıkıyorum yarım saate aşağıda olun. Donghyuck sen de arkadaşına hazırlanmasında yardım et."

haechanın doğum gününe özel atmak isterdim ama internetini erkenden bitirip mal gibi kalmaya bayılan biriyim bilirsiniz beni :')

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

haechanın doğum gününe özel atmak isterdim ama internetini erkenden bitirip mal gibi kalmaya bayılan biriyim bilirsiniz beni :')

habit, markhyuck.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin