seni koruyacağıma söz veriyorum, kardeşim

1.5K 185 205
                                    

yangyang;

Dakikalardır peşinden koşturduğum Renjun sonunda yorulmuş olacak ki bir banka oturabilmişti. Yanına gitmeden önce ellerimi dizlerime yaslayarak biraz soluklandım. Nefeslerim düzene girdiğinde yavaş adımlarla yanına ilerleyip tam karşısında durdum. Çıkardığı seslerden ağladığını anlayabilmiştim ama beni görünce burnunu çekip ağlamıyormuş gibi yapmaya çalışmıştı.

Tek dizimin üstüne çöküp bacaklarındaki ellerini tuttum. Yaz olmasına rağmen akşamları serin olduğu için elleri üşümüştü. "Neden geldin?" Ellerini çekmek istediğinde parmaklarımı sıkılaştırdım. Yüzünü başka taraflara çevirip yüzüme bakmamakta inat ediyordu. Böyle yaptığında ağladığını farketmeyeceğimi sanıyordu ama sesi bile çatallaşmıştı.

"Kalbini onarmaya geldim." Yüzümü görmediğini bilmeme rağmen gülümsemiştim. "Önceliğin başkaları sanıyordum." Derin bir nefes alıp sakinliğimi korumaya çalıştım.

"Eğer gerçekten Haechan'ı kıskanıyorsan cidden kızacağım. Bana güvenmeyişin bir yana, Haechan'ın Minhyung için nasıl yanıp tutuştuğunu da mı görmüyorsun?" Tek elini avucumdan çekip yüzündeki yaşları sildikten sonra tekrar elimi tuttu. Bu kadar kızgın olmasaydım tekrar ellerimi tutmasındaki tatlılığına düşüp bayılabilirdim.

"Haechan ondan hoşlanıyor mu? En yakın arkadaşlar oldukları için bu kadar sinirlendiğini düşünmüştüm." Elimde olmadan şapşallığına gülüvermiştim. "Minhyung aptalı bile farketmiş cidden nasıl farkedemedin?"

Kaşlarını çatıp parmaklarımı sıktı. "Konduramamışım demek ki ne diye aptal muamelesi yapıyorsun?" Kıkırdayıp ellerimin arasındaki parmaklarını öptüm. "Özür dilerim. Barıştık mı?"

"Hayır hâlâ kalbim kırık." Ayaklanıp yanına otururken ellerini bırakmamıştım. Başıyla her hareketimi takip ediyordu. "Sana yalan söylemek istemezdim Renjun ama Minhyung tekrar Haechan'la konuşmaya çalışır diye korktum. Haechan şu ana kadar onunla hiç karşı karşıya gelmemeye çalıştı ve ben de bunu bozmak istemedim."

Ağzını açıp bir şey söylemek istediğinde ne diyeceğini tahmin ettiğim için konuşmasına fırsat vermeyip devam ettim. "Biliyorum, Minhyung ona zarar vermez. Fiziksel olarak zarar veremez ama içinde onu paramparça ediyor. Bir de ondan deli gibi hoşlandığı için her seferinde daha fazla yara alıyor. Tıpkı az önce basit bir konu yüzünden senin kalbini kırmam gibi. Beni sevmeseydin bu kadar üzülür müydün?" Başını iki yana sallayıp sıkıca sarıldı.

"Özür dilerim." Sarılışına karşılık verip sırtını sıvazladım. "Ama bana bir daha o kadar bağırma olur mu?" Geri çekilip kızarmış yüzüne baktım. "Ben sana bağırdım mı?"

"Evet, Minhyung bile korktu sesinden." Bağırdığımı nasıl farkedemediğimi düşünüyordum. Ona bu kadar bağırmış olduğum için kendimi kötü hissetmiştim. "Çok özür dilerim farkında bile değildim Renjun. Bir daha asla olmayacak böyle bir şey tamam mı? Söz veriyorum."

Ellerini yanaklarıma koyup gülümsedi. "Tamam, sakin ol. Artık önemli değil. İsteyerek yapmadığını biliyorum." Isınan ellerinin sıcaklığı yanaklarıma yayılırken ben de gülümsemiştim. "Bu arada, neden Donghyuck'a Haechan dediğini hâlâ söylemedin."

"Uzun hikaye boşver." Omuz silktiğimde ellerini çekti. "O zaman sorduğumda da böyle demiştin. Neden ona başka isim taktın? Ben de özel isim istiyorum."

Küçük bir çocuk gibi her şeyi kıskanıp durduğu için kıkırdadım. "Senin ismin zaten çok güzel Renjun." Mızırdandığında telefonumu çıkarıp rehberde kayıtlı olan ismini gösterdim. "Dünyayı Aydınlatan Renjun!"

habit, markhyuck.Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin