Delphinus Amber Malfoy'dan
Kendimi çok garip hissediyordum. Ailemi bulmuştum. Kesinlikle bu kadar kolay olmasını beklemiyordum. Hatta Muggle doğumlu olduğumu bile düşünmüştüm. Ama bir Malfoymuşum. Annem bana tekrar sarıldı. Ağlamak istiyordum. Ama ben güçlü bir kızım. Ben bunları düşünürken babam konuştu.
"Kızım. Malfoy kadınlarının yüzüğünü takmanı istiyorum. Bir Malfoy olduğunu herkes duymalı. Ve Gryffindor'dan da bulanıklardan da uzak duracaksın. Anlıyorsun değil mi?"
"Bir şartım var"
"Ne şartı?"
"Gryffindor'da arkadaşlarım var. Onlar hariç kimseyle yakınlık kurmam ve Malfoy soyadını gurla taşır, herkesin gözüne sokarım. Ama onlara karışmayacaksın."
"Kimmiş onlar?"
"Weasley, Potter ve Granger"Diye cevap verdi Draco.
"NE! Onlarla arkadaş mı oldun?"
"Harry James Potter iki aydır bana olan yardımı etti ve neye ihtiyacım olsa karşıladı. Bana mülemmel davrandı. Kendimi özle hissettirdi. Bütün yanlışlarıma katlandı. O mükemmel biri. Ve şunu söylemeliyim ki kan durumları beni pek de ilgilendirmiyor. Ee?"
"Potter'la konuşabilirsin. Ama diğerleriyle o kadar samimi olma."
"Zaten sadece Potter'la samimi"Dedi Draco yine araya girerek. Delphinus güldü ve Draco'nun yanağından öptü.
"Seni seviyorum Ateş topu"
"Bende seni Su kütlesi."
"Heeeeeeeeeey"Draco sırıttı.
"Şuna bakın buz şelalesi, Slytherin kralı Draco Lucius Malfoy ikizi sayesinde buzları ertiyor?"
"Olabilir"
"Narcissa yüzük nerede?"Narcissa Malfoy yılanlı bir yüzüğü parmağından çıkardı ve lucius Malfoy'a verdi.
Lucius yüzüğü kızın narin parmaklarına geçirdi. Kadın yine sarıldı kızına. Dumbledore'un yönlendirmesiyle yetişkin Malfoy'lar gittiler."Siz de yemeğe inin artık"
"Peki profesör."İkizler müdürün odasından çıktılar. Draco kolunu ikizinin omzuna sardı.
"Herkesin gözüne sokalım bunu."
"Peki ama ilk Jamie'ye söyleyeceğim."
"O zaman önden git ve söyle"
"Gidiyorumm"Kız hızla ortak salona girdi. Yine bütün bakışlar ona çevrilmişti. Hızla Gryffidor masasına ilerledi ve Harry'nin yanına oturdu.
"Jamie ailemi bulduk"
"Nee! Bu harika bir haber!"Diye bağırdı ve kıza sarıldı.
"Bence de ama mensup olduğum aileden dolayı benimle konuşmak istemezsen seni anlarım."
"Hangi aile olursa olsun sen benim için değerlisin Delphi. Ee soyadın neymiş"
"Delphinus Amber Malfoy"
"NE!?"
"Şşşt. Sessiz ol!"
"Tamam sakinim. Draco Malfoyla ikiz misiniz?"
"Evet"
"Peki ama ailen benimle konuşmanı istemeyeceklerdir."
"Yoo izin kopardım bile"
"Ciddi olamazsın"
"Gayet ciddiyim."
"O zaman ailenle mutluluklar."
"Umarım"Dedi ve gülerek Harry'nin yanağını öptü. Arkalarından bir boğaz temizleme sesi geldi ve bütün öğrenciler oraya döndü.
Draco Malfoy konuştu."Çoğu kişi bilmesede ben kıskanç bir insanım ve şu an hayatımdaki en değerli kişi Potter'ı öpüyor. Potter hakkında fikrimi değiştirmeden bunu telafi etmelisin Amber"
Kız önce sinirle baktı ikizine ama hemen sonra gülümsedi ve ayağa kalktı. Sonra sarıldı ve vıcık vıcık bir sürü öpücük kondurdu Draco Malfoy'un suratına. Herkes şaşkınca onları izliyordu. Draco yüzünü buruşturdu ve kızı kendinden uzaklaştırdı.
"Tamam. Bir daha bunu isteyeceğimi sanmıyorum. Benim de bi karizmam var Su kütlesi."
"Ben de Jamie'yi öperim o zaman ateş topu"
"Orada dur. Beni öpmeyeceğin Potter'ı öpmen anlamına gelmez."
"Buna karışma bence"
"Tamam sustum"O sırada Lavender Brown ve Pansy Parkinson aynı anda ayağa kalktılar.
"Sürtük"
"Sen ne yaptığını sanıyorsun?"Diye çemkirdi Pansy.
"Ne yapıyormuşum?"
"Evet ne yapıyormuş?"Diye sordular Harry ve Draco aynı anda. Birbirlerine bakıp sırıttılar. Kızlar ve bütün okul afallamış halde onları izliyordu.
"Ne yani Draco Lucius Malfoy'u ya da Harry James Potter'ı öpemez miyim? Bütün sorun bu mu şimdi. Tamam sizi anlıyorum kıskanıyorsunuz ama ne yapabilirim ki. Hayatımda en çok değer verdiğim iki insan onlar sonuçta."
"Sen nasıl bi sürtüksün?"
"Bana bak Brown. Bir daha bana hakaret etmeyeceksin ve benimle düzgün konuşacaksın. Anladın mı"
"Yaa konuşmazsam ne olur?"Delphinus sırıtarak Draco'ya döner. Draco da ona sırıtır.
"Cevap versene. Ne olur? Hem sen kimsin ki? Bana ne yapabilirsin?"
"Bak Brown şu an beni olmadığım bir insanın davranışlarına sürüklüyorsun. Ama doğru. Neler yapabileceğimi öğrenmek için kim olduğumu öğrenmelisin ilk önce. Ben kim miyim?"
"Yetim muggle doğumlunun tekisin işte."
"Cık cık cık cık cık. Sen seçme törenini hiç dinlemedin mi. Kutsal 28. Sana ne çağrıştırıyor? Açık konuşmak gerekirse kan durumları umrumda bile değil. Ama biri beni aşağılarsa ailemin adını kullanmaktan çekinmem"
"Ha yani normal zamanlarda kullanmıycaksın"Diye araya girdi Draco. Pansy Parkinson tısladı.
"Kimsin sen?"
"Ah bende bu soruyu bekliyordum"
"Cevap ver"
"Çok mu istiyorsun öğrenmeyi. Ama baştan söyliyim ben de en az kardeşim kadar kıskancımdır"
"Kimsin sen!?"
"Delphinus Amber MALFOY"Diye söze girdi Harry.
"NE!"
"İnsanları baya korkuttun Delphi."
"Bana bulaşırlarsa korkuturum tabi."
"Herkes önüne dönsün artık!"Diye bağırdı Harry. Draco ona doğru yaklaştı ve fısıldadı.
"Eğer kardeşime zarar verirsen ya da onu üzersen elimden çok çekeceğin var demektir Potter."
Hermione ile göz göze geldiler o sırada. Draco'nun kalbi birden deli gibi atmaya başladı. Hafif kızarmıştı. Bunu fark eden Delphinus Draco'nun koluna girdi Harry'e öpücük attı ve Slytherin masasına Blaise Zabini'nin yanınına oturdular. Güzel bir ziyafet çektiler. Draco ara ara Hermione'ye kaçamak bakışlar atıyordu. Neyseki Delphinus ve Blaise dışında kimse fark etmişti. Delphinus bir an için Harry'e baktı. Tam da o anda gözleri buluştu. Oğlanın midesi takla atmıştı sanki. Kızda karnında fillerin dans ettiğini düşündü. İkiside kızardı. Bu daha ne kadar böyle gidecekti ki?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Delphinus Amber Malfoy
FanfictionDraco Malfoy'un bilinmeyen kardeşi yetimhaneden Hogwarts'a.