Jisoo kafa dağatalım diye dışarı çıkma teklifinde bulundu. Ben de kabul ettim(ısrar üzerine). Hepimiz evlerimize gittik ve saat 21:00'da buluşmak üzere sözleştik. Ben eve gider gitmez odama çıktım ve yatağıma gidip bugün geçen tüm konuşmaları düşündüm. Jimin ve Rose gerçekten de haklılar miydi? Onaları affetmeli miydim? Diye düşünüp durdum. Ama sanırım onları affedecetim. Ama aramızdaki arkadaşlık ilişkisi sıkı olmayacaktı. Hiçbir gerekçe Junkook'un aldatılmasına gerekçe olmazdı. Bunları düşünürken saate baktım. Saat 20:00'dı. Kızlarla buluşmamızı hatırlayıp yataktan hızlıca çıktım. Hemen banyoya gittim ve dişlerimi fırçaladım. Daha sonra dolabımı açtım ve geçene senelerden kalma mezuniyet kıyafetimi giydim...
Daha sonra tekrardan banyoya gidip makyaj yaptım ve saçlarımı düzleştirdim. Hazırdım. Siyah bir el çantası aldım ve siyah uzun çizmelerimi giyip evden çıktım. Kızlar çoktan gelmişti bile. Jennie unniem çok güzel olmuştu.
Aynı şekilde Jisoo unniem de çok güzel olmuştu.
Jisoo: Kızlar!! Çok güzel olmuşsunuz.
Ben: Evet. Gerçekten güzel olmuşuz.
Jennie: Yaşadığımız olaylardan sonra gerçekten makyaj yapmak bile bana iyi geldi. Ne çektik bee! Bunu dedikten sonra hepimiz güldük ve Jisoo'yu takip etmeye başladık. Jisoo uniem bize bir bardan yer ayırmış. Ben çok icki içen bir insan değilim. Hatta benim ilk içki içme deneyimim olacak. Unilerim de çok içki içmezler fakat... Bugün kafa dağıtacaktık. Bara girdiğimizde oturduk ve bir garson yanımıza geldi. Jisoo uniem bir şeyler söyledi ama anlamadım. Ama ben soda istedim. Garson bana ters ters baktı ama... Daha sonra kafamı yana çevirmemle erkekleri görmen bir oldu. Kızlara da bunu söyledim ve erkekleri masaya davet ettik. Hepsi şıktı. Tae, Jennie'nin yanına, Jin, Jisoo'nun yanına,Namjon, benim yanıma, Suga ve JHope de karşımıza oturdu. Gece başlamaya başladı. Erkekler gayet güzel içiyorlardı. Unielerim ise yavaş yavaş içiyorlardı. Ben ise bir kere tadına bakmış ve beğenmemiştim. Aramızda en çok Tae içiyordu. Gece saat 00:00'a gelince ben lavaboya gitmek için izin aldım. Hesabı ödemiştik. Ben lavabodan gelince gidecektik. Lavaboya gittim ve tam masaya dönerken Tae ile karşılaştık...
Tae: Lisa! Bugün çok güzel olmuşsun.
Ben: Sağ ol Tae ama fazla içmissin. Hadi masaya geri dönelim.
Tae: Hayır!Lisa ben seni seviyorum.
Ben şok olmuş gözlerle ona bakarken Tae beni iki eliyle duvara kıstırdı. Kaçacak hiç bir yerim yoktu. Daha sonra Tae dudaklarını dudaklarıma bastırdı. Bense kurtulamaya çalışıyordum. Bu sırada Jennie uniem bizi merak edip yanımıza geldi ve bizi yakaladı...
Jennie: TAE!!!diye bağırınca Tae kafasını kaldırıp Jennie'ye baktı.
Tae: Efendim Jennie. dedi ve Jennie'ye baktı. Ben de bunu firsat bildim ve Tae'den kurtulup Jennie'nin yanına gittim...
Ben: Jennie düşündüğün gibi...
Jennie: Sus Lisa! Sus. Sen aşk acısı çekerken ben senin yanında oldum ama senin planların farklıymış. Yazıklar olsun sana!!! Jennie bunları söylerken ben ağlıyordum. Daha sonra Jisoo yanımıza geldi. Benim göz yaşalarım yağmur gibi yağıyordu. Jennie olayı Jisoo'ya anlattı. Jisoo bana dönerek...
Lisa: Lisa!!Bunlar doğru mu? Diye bağırırken ben hiçbir şey diyemiyordum sadece ağlıyordum. Daha sonra sendelemeye başladım. İçmemistim ama keşke içseydim. Arkadaşlarımın benim bunu yaptığımı sanmaları ve buna ihtimal vermelerinin yediremiyordum. Junkook'a olan aşkım gözlerimi böylesine kör etmişken ben böyle bir şeyi asla yapmazdım. Sendeleyerken Jennie'nin önüne yürüdüm. Tam konuşacaktım ki Jennie bana tokat attı. Zaten sendeliyordum ve tokatın etkisiyle soğuk zeminle buluştum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANKA
Fanfiction"Seni onun yanında gördüğüm hergün tüm bedenim kaskatı kesiliyor,kalbim paramparça oluyor. Seni kendimden daha çok seviyorum. Ama sen bunu asla bilmiyorsun".