Bitik bir halde Jimin ve Rose'yi dinliyordum...
Jimin: Lisa. Öncelikle Rose ve ben Junkook'a karşı bir ihanette bulunamadık. Bu olayların tüm sorumlusu Rose'nin annesi ve benim babam. Bizim ailelerimiz çok yakın dostlardı. Junkook'un babası ve benim babam aynı şirkette çalışıyordu. Her şey iyi giderken lise 1'de Rose ile tanıştım. Onu görür görmez sen Junkook'u nasıl seviyorsan ben de öyle sevdim.
Jisoo: Hiçbir sevgi Lisa'nın sevgisi kadar büyük olmaz.
Namjon: Jisoo lütfen bölme!!!
Jimin: Rose'yi seviyordum ve Junkook'a sürekli anlatıyordum. Junkook ve Rose'nin anneleri ise okuldan arkadaşlardı. Sürekli Junkook ve Rose'nin nişanlanması için uğraşıyorlardı. Biz ise Rose ile birbirimizi seviyorduk. Junkook senden yardım alıp Rose'ye açılacağı sırada Rose'nin annesi bunu öğrenir ve Rose'yi kabul etmesi için tehdit eder. Rose de maalesef kabul eder. Ama biz Rose ile hiç kopamadık. Işte bu... Rose, Jimin bunları anlatırken ağlıyordu. Bense ne diyeceğimi bilemiyordum. Haklı olabilirlerdi. Fakat bilmiyordum...
Ben: Benim düşünmem lazım. Off. Kafam çok karışık.
Jimin: Tamam Lisa. Düşünmekte özgürsün. Dedi ve kalktı. Onun arkasından da diğerleri kalktı. Ben Jisoo ve Jennie ile baş başa kaldık. Ben onlara bakınca tekrardan gozlerim doldu. Jennie bana sarıldı. Ardından Jisoo'da...
Ben: Kızlar. Sizce haklılar mi?
Jisoo: Hiçbir fikrim yok. Aslında bir yönden de haklılar. Amaaaan!!! boşverin!! Hadi giyinin dışarı çıkalım. Biraz kafayı dağıtırız.
Jennie: Eveeet!!! Lisa itiraz etme.
Ben: T-t-tamam.
Jisoo: HADİ HAZIRLANIN!!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANKA
Fiksi Penggemar"Seni onun yanında gördüğüm hergün tüm bedenim kaskatı kesiliyor,kalbim paramparça oluyor. Seni kendimden daha çok seviyorum. Ama sen bunu asla bilmiyorsun".