7 | Dil Diyan Gallan Çekimleri

156 11 44
                                    

Aradan geçen bir hafta sonrasında Avustralya setleri neredeyse bitmişti. Salman ve Katrina gayet yakınlardı. Arkadaş gibi olsalar da her ikisi de yan yana geldikleri zaman ani his değişmeleri yaşıyorlardı. Katrina özellikle, çok fazla telaş yapıyor hatta o soğukta ter bile döküyordu bazen.

Sırada herkesin beklediği Dil Diyan Gallan çekimleri vardı. Set çalışanları yerini almış, Katrina'ya giydirilen kısa şort ve gömlek onu epey üşütse de, işi gereği böyle şeylere dayanmak zorundaydı.

"3, 2, 1. Kayıt!" diye bağırdığı zaman Ali, görevliler tarafından arkadan açılan şarkı ile Katrina yürümeye başladı. Karların üstünde ona bakan Salman'a yaptığı tebessüm ile Salman elini cebine attı. Katrina ona doğru iyice geldiğinde durdu. Salman ellerini o çok sevdiği saçlara daldırdı ve karıştırdı hızla onları. Katrinanın saçlarından aşağı dökülen parıltılı kağıtlar, ve Katrina gerçekten mükemmel gözükmüştü Ali'ye göre.

"Kestik! Harika oldu!" diye bağırdı yine. Katrina ve Salman normal hallerine döndüler.

"Üşüyor musun?" diye sordu Salman. Katrina kafasını olumlu anlamda salladı. "Oldukça soğuk. Üşüyorum."

Salman kadının altındaki kısacık şorta baktı.

"Hiç giydirmeselermiş keşke. Bu ne ya? Evli bir çift romantizm yapacaklar diye seni üşütmek zorundalar mı canım? İstersen Ali ile konuşayım. Başka bir şey giy."

"Gerek yok Salman. Birazdan çekeriz sonra bir şeyler giyerim. Sakin ol biraz."

Salman gözlerini devirdi ve Ali'nin "Devam ediyoruz!" sesi ile ona çevirdi bakışlarını.

"Katrina bir iki adım geri gel, Salman'ın yanından onun arkasına doğru geçip masadaki çiçeklerden alacaksın. Unutma yanından geçerken biraz boyun girintisine doğru kafanı it. Sonra hem yürüyüp hem de ondan bir ısırık alacaksın. Çileği Salman'a attıktan sonra Salman onu tutacak ve gülümseyecek. Sonra sen ona doğru yaklaşacaksın. En sonunda da Katrina geri dönecek, sen onu kolundan kavrayıp kendine doğru çekeceksin ve sonra da omzuna alıp yürüyeceksin. Anlaşılmayan bir şey var mı?"

"Yuh abi bu ne böyle? Nefes almadan konuştun Ali, anlamadık bir şey. Bir daha anlat."

"La havle ve la! Ne var anlamayacak Salman?"

"Buradaki yaş ortalamasından daha yaşlıyım ben. Anlamıyor olabilirim Ali."

Ali oflayıp pufladı ve bir daha anlattı sahneyi. Katrina olanları kıkırtılar ile izliyordu.

En sonunda sahne çekimine Ali'nin her zamanki "Kayıt!" sesi ile başlandı. Katrina yavaş yavaş yürüdü ve Salman'ın boynuna doğru eğilip yanından geçti. Hususi verdiği ılık nefes, Salman'ın şu soğuk havada daha da ürpermesine sebebiyet vermişti.

Katrina çiçeklerden birini aldı, sonra adımladı birkaç defa. Ağzına götürdüğü çilekten bir ısırık aldı Salman'a bakarken. Sonrasında onu adama fırlattı. Salman çileği tuttu ve gülümsedi. Katrina ona doğru yaklaştı. O sırada kardan olacak ayağı kaydı. Tam düşüyordu ki Salman onu kolundan kavradı. O da kaydı ve Katrina'nın yanına düştü.

Herkes ikisinin yanına toplandı. Salman kıkırdamaya başlamıştı. Katrina da kahkaha atıyordu.

"Nasıl bir sakarsın sen Katrina?" dedi Salman. Ali koşar adım yanlarına geldi. "İyi misiniz?" diye sordu. İkisinin de kahkahalar ile güldüğünü görünce "Gayet iyisiniz." diye söylendi.

Salman ve Katrina diğerlerinin yardımı ile ayağa kalktılar. Hala gülüyorlardı. Ali yerine geçti yine.

"Devam ediyoruz."

"Oha ya bari nasılsınız diye sorsaydın!" dedi Katrina.

"Sordum ama ikiniz de o kadar iyiydiniz ki, dediğimiz duymadınız Katrina hanım. Hala iyi olduğunuza göre artık devam edebiliriz çekimlere."

"Adam iş diyor sadece ya. İş ayında mı doğdun sen Ali?" dedi. Salman ikinci cümlesini bağırarak söylemişti.

Ali Salman'ı duymazlıktan geldi ve çekimlere devam ettiler. Sahne çekildi. Sonra Salman Katrina'yı omzundan indirdi.

"Bacakların çok üşümüş Katrina. Gidip bir şeyler giy derhal. Hasta olacaksın."

"Tamam giyeceğim. Ama çekimlere devam edeceğiz galiba."

Salman yanına asistanını çağırdı. Sonra da montunu getirtti. Katrina ellerini kollarında tutuyordu. Salman Katrina'nın elinden tuttu ve içeri götürdü onu. Sonra kuytu bir köşeye geçti ve Katrina'ya montunu giydirdi. Sonra arkasından sarıldı ona.

"Elimde olsa şu altındaki pantolonu sana giydireceğim şuracıkta."

Katrina buna karşı gülümsedi ve "Sakin ol biraz. Hasta olmam hemen ben." dedi.

Salman kadının önünü döndürdü kendine.

"Olmaz öyle şey. Biliyorum ben seni. Hasta oldun mu kurtulamazsın Katrina. Bir bakanın da yok evde. Ne yaparsın sonra yalnız başına?" dedi.

Katrina gülümsedi ve "Önceden hasta olduğum zaman bana sen bakardın. Resmen ellerine çorba yaptığını hatırlıyorum. Hatta bir keresinde içindeki şehriyeler hiç pişmemişti. Onu öyle içirmiştin bana."

Salman sırıttı ve kafasını yere eğdi.

"Hatırlatma şunu ya... Geç atmıştım şehriyeleri biraz. Çorba kaynamaya başladığında atılıyordu diye hatırladım o zaman ne yapayım ama?" dedi kafasını kaldırınca.

Katrina da gülümsedi ve bir süre oluşan sessizliğin arkasından Katrina omzundaki monta biraz daha sıkı sarıldı.

"Ona da çorba yapıyor musun Salman?" dedi kısık bir ses ile.

Salman gözlerini onun gözlerine dikti, ve kıstı.

"Ne?"

"Kız arkadaşın diyorum. Ona da yapıyor musun çorba o hasta olunca?"

Salman kaslarını çattı. "Ne alaka Katrina? Nereden çıktı şimdi bu?"

"Salman. Lütfen. Bilmek istiyorum."

Salman derin bir nefes verdi dışarı. Sonra kollarını göğsünde birleştirdi.

"Ben senden sonra hiçbir kadına çorba falan yapmadım. Gerçek bir sevgi göstermedim Katrina."

Katrina'nın güya güçlüymüş gibi görünmek adına çattığı kaşları birden düştü. Yüzündeki somurtma ifadesinin yerini acı bir gülümseme alırken "Öyle mi?" dedi ince bir ses ile.

"Öyle." dedi Salman.

İkisi de birbirlerine bakıyorlardı saniyelerdir. Arkadan gelen "Salman? Katrina?" diye seslenmeyi duydukları anda ikisi de irkildi ve başlarını sağa çevirdiler.

"Ne yapıyorsunuz burada böyle?" dedi Ali.

"Katrina üşümüş. İçeri girdik. Kadına öyle bir şort giydirmişsin ki Ali, resmen ben altımdaki şu pantolonu herkesin içinde çıkarıp giydirecektim."

Ali kahkaha attı ve "Ne yapalım, senaryoyu değiştiremezdim." dedi.

"Haydi, çekimlere başka bir yerde devam edeceğiz. Hazırlanın." dedi ve koşar adım dışarı çıktı.

Salman Katrina'ya dönüp "Haydi." diye söylendi. Kendi önden ilerlerken Katrina arkasından yavaş yavaş geliyordu.

Kadının gözleri dolmuştu o an. "Ben senden sonra hiçbir kadına çorba falan yapmadım
Gerçek bir sevgi göstermedim Katrina."

İşte şu söz her şeyi anlatmıştı. Hayatlarında bir boşluk gibi geçen beş yılda, Salman'ın hislerini özetlemişti. Katrina o an her şeyi unuttu ve "Hâlâ..." dedi ve adımlarını sıklaştırdıktan sonra dışarı çıktı.

Tere NaamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin