Tere Naam

8 | "Ben galiba sarhoş oldum."

Öncelikle uyarımı yapayım, bölümden rahatsız olacak arkadaşlar varsa hemen atlayabilirler bölümü. Benden söylemesi, iyi okumalar.
.

Çekimler Avustralya'da nihayet bitmişti. Salman ve Katrina arası çok iyi sayılmazdı. Biraz kırgın ayrılacaklardır sanki. Bundan iki gün önce gece yaşananlar aralarındaki şeyin arkadaşlık olmadığını kanıtlamıştı. Bu gerçek ikisini biraz daha yabancı bir hale getirmişti.

Flashback, gece saat 11.43

Salman Katrina'nın kapısını çalmıştı. Kapı birkaç saniye sonra açıldığında gülen yüzüyle ona "Merhaba. Misafir Kabul ediyor musun?" diye sordu. Katrina bir Salman'a bir de şarap şişesine baktıktan sonra gelerek yanıtladı. "Elbette, geç." dedi ve kenara çekildi. Salman yine gülen bir surat ifadesi ile odaya girdikten sonra elindeki şişeyi masaya bıraktı. Ardından kanepeye oturdu ve "Nasılsın?" dedi ona doğru yürüyen Katrina'ya bakıp. Kadının giydiği ip askılı tişört ve dizinde biten şort Salman'ın gözünden kaçmadı.

Kadın yanına gidip oturdu ve "İyiyim. Sen nasılsın bakalım? Akşam üzeri yorgundun. Akşam yemeğe bile inmedin. İyi dinlenebildin mi bari?" dedi bacak bacak üstüne attıktan sonra.

Salman arkasına yaslandı ve gerindi.

"O kadar iyi uyudum ki. Sana anlatamam. Yaklaşık dört saat uyudum. Bu kadar uzun uyuduğumu hatırlamıyorum."

Katrina kaşlarını kaldırdı ve "Bravo." dedi ellerini çırparak. "Bir de bana dersin Uykucu diye."

Salman bunu duyunca kıkırdadı ve yeniden doğruldu yerinde.

"Odan çok sıcak cidden." dedi üzerindeki tişörtün yaka kısmını silkelerken.

"İstersen camı açayım. Şöyle güzel bir soğuk yeriz."

Salman kıkırdadı yine.

"Hıı. Aç da oramız buramız donsun değil mi?" dedi.

Katrina da güldü. Sonra aklına gelen şey ile merak içerisinde sordu: "Aç mısın? Yemek yiyebildin mi?" dedi. Salman kafasını iki yana salladı. "Yedim de geldim. Hallettim o işi."

Katrina kafasını aşağı yukarı salladıktan sonra "İyi bari, bende en fazla kraker var yiyebileceğin. Yemek falan hiçbir şekilde yok. Ama aç olsaydın da aşağıdan söylerdik. Aç kalmazdın yani." dedi.

"Teşekkür ederim."

Birkaç saniyelik sessizlikten sonra Salman konuştu.

"Haydi iki kadeh getir de bir şeyler içelim."

Katrina başıyla onayladı ve mutfak bölümüne gitti.

Salman telefonundan gezinmeye başladı. Katrina'ya Iulia ile ettiği kavgadan bahsetmemişti. Oldukça gürültülü ettikleri kavga sayesinde Salman değil dört saat, aslında dört dakika bile uyuyamamıştı. Katrina kafasına takmasın diye söylediği yalanı düşünürken, Katrina'nın sesiyle ayrıldı düşüncelerinden.

"Getirdiim." dedi Katrina elinde tuttuğu iki kadehi gösterirken. Ardından şarabı tirbuşon ile açtı ve eğilip kadehlere teker teker koymaya başladı.

Kadın şişeyi bir kenara koyduktan sonra Salman'ın yanına oturmuştu. Ardından ikisi de kadehleri aldılar ve tokuşturup "Şerefe." deyip yudumladılar.

"Mmh... Çok güzelmiş." dedi Katrina dudaklarını yalarken. Salman "Evet. Buranın özel bir şarapçısı var. Oradan aldım." diye yanıtladı.