4 | Katrina'nın Tripleri

145 7 50
                                    

Aradan geçen bir ay sonrasında her şey eskisi gibiydi adeta. Salman ve Katrina o gün Ali'nin evinden sonra sadece iki defa görüşmüşlerdi. Onlar da telefonla yapılan görüşmeler olmuştu. Bir de, bir gün içinde çekilen ve editörlerin düzenlemeleri sonucunda iki gün sonra yayınlanan Splash Fashions reklamı olmuştu görüşmeleri. (Tarihlerin tutmadığının farkındayım. Bağlamak için 2017'de çekilmiş gibi yaptım.)

Twitter, Instagram, Facebook'ta ikisi de hit olmuştu bile. Herkesin aklında tek soru vardı: "Salman Khan ve Katrina Kaif onca şeyden sonra nasıl oluyor da bu kadar yakın olabiliyorlar?"

***

Havaalanına giriş yaptığında Ali karşıladı onu. Tokalaştıktan sonra Ali uçağın yaklaşık 15 dakika sonra kalkacağını bildirdi ona. Katrina hızlı adımlarla ilerledi ve bekleme bölümüne geçtiler.

Kadının gözleri etrafta geziniyordu. Onu arıyordu resmen. Ali bunu farketmiş olacaktı ki "Gelecek birazdan. Sabırsızlanma. Aradım, yoldaymış." dedi sırıtırken.

"Ne alaka canım... Aa... Ben öylesine bakınıyorum. Şey falan çok güzel."

"Hıhı şey."

Katrina Ali'nin olayı çakmasından sonra gözlerini devirdi. Telefonunu eline aldı. Saat 11.24'tü. Yaklaşık altı dakika sonra kalkacaktı uçak. Ama Salman hala oralıkta yoktu.

Katrina sıkıntıyla telefonunda gezinmeye başladı. Sonra malum olmuş gibi birden kafasını kaldırdı ve onu gördü.

Shera ve birkaç tane daha koruması ile birlikte geliyordu. Her zamanki ciddiliğini koruyor, o gözlükleri takıyordu yine. Oldukça sakallı gözüken yüzünü görünce gülümsedi.

"Salman sakal mı bıraktı?" diye gözlerini Salman'dan ayırmadan sordu Ali'ye.

"Film için gerekliydi. O yüzden sakal bıraktı. Avustralya çekimleri boyunca bu sakal ile olacak. Sonra da değiştirmeyi düşünüyoruz sakal stilini. Yani diğer çekimlerde."

Salman, Katrina ve Ali'yi görünce eliyle selam verdi. Ali ayağa kalktı. Katrina kılını bile kıpırdatmazken Salman yanlarına gelince gözlüğünü çıkardı ve "Selam." diye seslendi

"Hoşgeldin. Uçak birazdan kalkacak. Bilet işini hallet hemen. Son dakikada sıkışmasın."
Salman gözlerini bacak bacak üstüne atmış kadına dikti.

"Katrina?"

Katrina kafasını kaldırdı ve "Hı?" diyerek baktı ona.

"Hoşbuldum."

"Ayağa kalkıp selam mı vermem gerek illa ki? Hacıdan mı geliyorsun?"

"Ne bu şimdi?"

"Bir şey değil."

Katrina yine elini çenesine dayadı ve etrafına bakınmaya devam etti. Salman "Çattık ya." diye kendi kendine söylendi ve kafasını diğer tarafa çevirdi.

"Motoru soğutun biraz. Yolculuğumuzda bari olay çıkmasın. Adrenalinimiz bol nasılsa." dedi Ali ikisine de sitem ederek. Sonra Katrina elindeki telefona baktı yine. İki dakika kalmıştı. Ayağa kalktı hızla ve "Ben gidiyorum, otura oturan sıkıldım. İki dakika kaldı zaten." dedi ve kalkıp gitti.

Salman "Ne oluyor buna?" dedi Ali'ye bakıp. "Ne bu atar gider sabah sabah?"

Ali ellerini iki yana kaldırdı ve "Bilmiyorum." dedi.

"Yan yana falan oturmasak bari. Yer beni yolda bu huysuz."

Ali kıkırdadı ve "Yemez merak etme. İnsan yeme huyu yoktur yine de." dedi.

Salman da gülümsedi ve o da Katrina'nın arkasından gitti.

Biraz sonra uçağa girdiler. Salmanın aklına gelen başına gelmişti ne yazık ki. Katrina ile yan yana oturuyordu.

Katrina oturup kemerini bağlamıştı bile. Elindeki telefon ile uğraşırken Salman yanına gelip oturunca kapattı telefonu.

Kollarını önünde birleştirdi ve somurtmaya başladı yine. Salman da kendi telefonunu çıkardı. Eline telefonu aldığı anda telefonu çalmaya başladı.

Katrina göz ucuyla telefonun ekranına baktı. Tahmin ettiği gibi Iulia arıyordu.

Salman telefonu açıp açmamak arasında git gel yaşarken en sonunda açmaya karar verdi.

"Efendim? ... Yeni bindim. Daha havalanmadı. ... Hayır. ... Evet, burada tabiki de. ... Nasıl soru o öyle? Tabiki de gelecek. ... Saçmalıyorsun yine. ... Evet yanımda oturuyor. ... Bu seni neden bu kadar ilgilendiriyor? Romanya'ya gittiğinde yabancı erkekler ile dolaştığın zaman ben ses çıkarıyor muyum, hayır. O yüzden sen de kapa çeneni. ... Ne? Saçmalama. ... Katrina benim için belki bir kız arkadaşı değil ama çok önemli biri. ... Sana açıklama yapmamı mı bekliyorsun? ... Kapat şu telefonu Iulia. ... Tamam aramazsan arama. ... Düzgün konuş benimle. ... Ya bir git ya!"

Salman öfke ile telefonu kapattı ve dizine attı.

Katrina Salman'ın 'O benim için çok önemli biri.' dediğini hafızasında yer edindirirken bir yandan da istemsizce gülüyordu. Kulaklarında o dediği durmadan tekrarlanırken yutkundu ve derin bir nefes verdi dışarı.

"Neden sırıtıyorsun?" dedi Salman ciddi bir ses ile.

"Sırıtıyor muyum?" diye soran Katrina Salman'ın gözlerinin içine baktı.

"Pişmiş kelle gibi hem de."

"O ne be öyle? Beni pişmiş kelle ile bir mi tutuyorsun cidden? Yuh ya."

Katrina'nın yüzündeki gülümseme yok olmuştu resmen. Kafasını cama doğru çevirdi. Salman kaşlarını çattı ve "Sen neden bu kadar alıngan ve atarlısın böyle? Özel gününde falan mısın?" dedi.

Katrina gözlerini kıstı ve ona doğru baktı.

"Öyle olsa bile bundan sana ne?" dedi.

Salman güldü ve alt dudağını ısırdı. "Hala yapıyorsun. Garip olan da bu."

Katrina "Salman gıcıklığın falan hala aynı. Resmen hiç değişmemişsin bu konuda ya. Hiç yani! Gram fark yok." dedi çok yüksek olmayan bir ses ile.

"Ne yaptım yine?"

"Elinin körünü Salman."

Katrina eline yine aldı telefonunu ve şifresini girip sosyal medyada gezinmeye başladı.

Salman da kendi telefonu ile ilgilendi o sırada. Ali de geldi ve onların karşılarındaki yere oturdu. Shera ve Deepak koridorun yan tarafına geçmişlerdi.

Salman da Katrina da telefonlarını kapattılar ve boş boş bakınmaya başladılar. Ali ikisini şöyle bir süzdükten sonra "Muhabbetinize de doyum olmuyor." diye konuştu.

"Muhabbet edecek tat mı kaldı?" dedi Katrina Salman's laf sokarcasına.

Salman da kafasını oma doğru çevirdi ve "Ben ne yaptım be?" dedi.

Katrina göz devirip Ali'ye bakarak konuştu.

"Ben uyuyacağım. Rahatsız etmezseniz sevinirim." dedi. Çantasındankulaklığını çıkardı ve kulaklarına taktı. Telefonunu açıp kulaklık girişine taktı aygıtı. Salman ve Ali Katrina'nın bu haline bakıyordu şaşkınlık ile. Bunu fark eden kadın ikisine de ters ters baktı ve "Ne bakıyorsunuz? Çok mu anormal müzik dinliyor olmam?" dedi.

Salman da Ali de birbirlerine baktılar ve kaşlarını kaldırıp "Gergin." diye söylendiler kısık bir sesle. En azından Katrina'nın duyup celallenmeyeceği bir ses ile.

Yolculuk Katrina'nın sessiz ve gözü kapalı bir şekilde yatması ve Ali ile Salman'ın set hakkında konuşmalarıyla sona erdi. Salman Katrina'yı dürttü ve "Haydi Katrina. Geldik." diye söylendi. Katrina birden gözlerini açtı ve kulaklığını çıkardı. Kemerini çözdükten sonra da ayağa kalktı ve hiçbir şey demeden Ali ve Salman'ın önünden yürüdü.

Salman ve Ali hiçbir şey diyemeden onu takip ettiler, ve birkaç dakika sonra onları bekleyen arabaya binip otele geçtiler. Maraton başlıyordu.

Tere NaamHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin