Sabah gözlerini açtığında onun gözleriyle uyandı. Ondan önce uyanmış, belki de kendini izliyordu dakikalardır. Ya da saatlerdir.
"Günaydın."
"Günaydın bayan Kaif."
"Beni mi seyrediyordun yoksa?" dedi gözlerinin birini ovuştururken.
"Evet. Sabahımı aydınlık ile doldurmak istedim, fena mı?"
Katrina gülümsedi ve başına götürdü elini.
"Çok fena başım. Kazan gibi adeta."
"O kadar iç diye ben mi dedim sana?" dedi Salman.
"Çok cozuttum değil mi? Acaba neler saçmaladım?"
"Ohoo, neler neler!.."
Katrina Salman'ın dalga geçen ses tonunu anlamıştı. Ayrıca Salman bayağı gülüyordu. O da güldü ve "Geç sen dalganı." diye homurdandı.
Sonra da yavaşça doğruldu ve gerindi. Üzerindeki pijamalara baktı ve "Sen değiştirdin üzerimi, değil mi?" dedi.
Salman sırttıktan sonra konuştu. "Evet."
"İyi inceleyebildin mi bari?"
"Asla." dedi ciddiyetini koruyarak.
Katrina kıkırdadı ve "Sen bayağı ciddisin." dedi.
"Evet. Ciddiyim, ben bir şey yapmadım aslında. Sana sarılıp uyumak haricinde. Sen yaptın."
Katrina elinin içini alnına vurdu. Gözlerini sımsıkı kapatırken.
"Ne halt yedim yine?"
"Sadece beni 4 saniyeliğine öptün."
"Azmış o neden?"
"Bilmem."
Katrina kıkırdadı ve alt dudağını ısırıp kalktı ayağa.
"Ben duşa gireceğim. Sen de kalk da odana gidip giyin. Kıyamam, gece bunlarla uyumuşsun bayağı."
"Sen kal deyince kıramadım seni."
Katrina gülümsedi. Ardından arkasını dönüp banyoya doğru ilerledi. Sonra da seslendi ona:
"Sen de giyin duş falan al, kahvaltıda buluşuruz. Bugün saat 11'de senin sahnelerin var. Benimki saat 3'te. Hazır ol. Ali sete gitmiştir bile. Haberleşirsin onunla."
"Tamam." diye karşılık veren Salman'ın hoşuna gitmişti bu uyarılar. Onu düşünüyor ve önemsiyordu.
Sonra yerinden kalktı Salman ve odasına gidip duşa girdi.
*
Bir saat sonra Salman Katrina'nın odasına gitti. Kapıyı çaldı. Katrina hazırlanmış bir şekilde ona baktı gülümseyerek."İnelim mi?" dedi Salman. Katrina kafasını salladı aşağı yukarı. Asansöre bindiler hiçbir şey konuşmadan. Sonra da açık büfe tarzındaki kahvaltılık kardan kendilerine uygun bir şeyler aldılar.
Sohbet muhabbet eşliğinde yaptıkları kahvaltı ikisini de mutlu etmiş gibiydi. Katrina başının ağrısı için kahve içmişti, biraz dinlendirmişti onu bu kahve.
İkisi de yukarı çıktılar. Saat 10.20'ydi. Katrina odasına girmeden önce "Hazırlanıp sete gitmem gerekli. Ben biraz dolanacağım dışarıda. Alışveriş merkezine falan giderim belki. Sonra da setim var benim de." diye tembih ve bilgilendirme karışımı bir şekilde konuştu.
"Bırakayım seni." dedi Salman.
Katrina kafasını olumlu anlamda salladı. "Olur."
"Ben hazırım, sen hazırlanırken senin odanda beklesem olur mu? Sıkılırım kendi odamda." dedi.
Katrina "Tabi olur, gel." diye onu içeri davet etti. Salman teşekkür ettikten sonra içeri girdi ve koltuklardan birine oturdu.
"Sen otur burada. Ben de giyineyim. İstersen televizyon falan açabilirsin."
"Tamam, sen rahatına bak."
Katrina kafasını salladı ve odasına gitti. Üzerini çıkardıktan sonra gardırobundan uygun kıyafetler çıkardı. Kot bir tulum giymeyi düşündü. Kot olması soğuktan dolayı iyi olurdu, onu korurdu en azından. Ayrıca giyeceği ayakkabılar ile de uyumluydu.
Katrina tulumu giydi ve sonra da arkasındaki fermuarı çekmeye çalıştı. Belinden az yukarısına kadar çekebilmişti. İyice zorlayınca takılmıştı fermuar. Aşağı indirmeyi denedi, yine olmadı. Devamını çekemeyince ne yapacağını düşünmeye başladı. Aklına içeride oturan Salman geldi.
"Salman'ı mı çağırsam ya? Of olmaz şimdi şey falan... Ya da çağırsam mı? Ya da şey yaparım. Başka bir şey giyerim."
Aynada kendine baktı, kendini inceledi. Çok güzel durmuştu üstünde. "Ya ama çok da güzel oldu. Of tamam ya çağırayım ne olacak sanki. Alt tarafı bir fermuar, varıp da ona beni giyindir demiyorum. Gerçi yazık dün gece beni giyimdirmiş falan. Of kıyamam ya yerim. Canım benim."
Katrina "Tamam çağıracağım." diye kendi kendine söylendi tekrardan. Sonra da "Salman? Bir bakar mısın?" diye çağırdı onu. Salman sesi duyduktan sonra ayağa kalktı.
"Bir şey mi oldu Katrina?" dedi odasına yaklaşırken. Katrina ise "Yardımına ihtiyacım var. Gel lütfen." dedi.
Salman yine de kapıyı tıklatarak girmişti içeri.
Katrina ona doğru döndü.
"Bir şey mi oldu?" diye sordu Salman kafasını içeri sokup.
"Gel lütfen. Fermuarımı çeker misin diyecektim. Yukarı çekmeye çalışırken takıldı da. Çekemedim."
Salman "Tabi, yardımcı olurum." dedi ve yanına gitti. Katrina arkasındaki saçlarını yanına aldı. Aynanın karşsındaydı. Salman onun arkasına geçti ve fermuarı tuttu. Katrina sırtına değen eller ile ürpermiş olsa da en fazla yutkunabilmişti.
Salman fermuarı aşağı indirmeye çalıştı. Takılmıştı. Hızlı bir şekilde aşağı yukarı hareket ettirmeye çalışınca açıldı ve yavaşça yukarı doğru çekti fermuarı. Bilerek, ya da farkında olmadan baş parmağı değmişti Katrina'nın sırtına. Belinden boynuna kadar.
Katrina gözlerini kapatıp yutkunmuştu o dört saniyelik sürede. Ona dört dakika gibi gelse de en sonunda bitmişti. Katrina gözlerini açtı. Salman Katrina'nın önündeki saçlarını tuttu ve nazikçe yine sırtına bıraktı. Sonra da eliyle biraz sevdi yumuşacık saçlarını."Oldu." dedi buğulu bir şekilde. Katrina kulağındaki bu ses ile yeniden ürperdi ve aynadan ona bakan adama baktı.
Salman kadının aynadaki yansımasına bakarak "Çok güzel oldu." dedi.
Boğazını temizleyip "Teşekkür ederim." diyen Katrina Salman'a doğru döndü.
Salman "Rica ederim." dedi ve gülümsedi.
Katrina aralarındaki mesafeyi biraz daha açtı geriye adım atarak.
"Ben... Makyaj yapıp geleceğim. Sen geç istersen içeri." dedi. Salman kafasını salladı ve odadan çıktı. Katrina yüzündeki kızarmayı farketti aynadan. "Ne yapıyorsun Katrina? Kendine gel. Alt tarafı bir fermuar çekti hemen şey yapıyorsun. Bir dokunuş ile bu kadar da salınmaz yani." dedi elleri yanaklarındayken.
Salman odadan tam uzaklaşmadığı için Katrina'nın heyecanlandığında hep yaptığı bu 'kendi kendine konuşma' şeyini duyunca sırıttı.
"Hala aynısın Katrina." dedi ve gülerek kanepeye oturdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tere Naam
RomanceBazı yarım kalan hikayeleri tamamlamak güç gerektirir. Bu yolda yürüyecek olan Salman ve Katrina'nın aşkını konu alıyoruz bu kurguda. 2017 ve sonrası diyerek başlıyoruz hikayeye.