10 - right people

27 2 0
                                    

E haliyle medya :)

-

Sabah aynı yerde uyanmayı beklemiyordum. Gece kalkardım dedim ama kalkamamışım. Doğrulup ayağa kalktım. Başım ağrıyordu. Telefonumu alıp gelen mesajlara baktım. Lucas iyi olduğuna dair mesajlar atmıştı. Telefonu geri bıraktım ve yatağımda yatan Shawn'e baktım. Aslında güzel bir geceydi. Ama hiç bir şey hatırlayacağını sanmıyorum. Dolaptan kıyafetlerime bakıyordum. Bugün bir işimiz yoktu ama yinede kenara ayırmak istedim. "Günaydın güzellik." hızla arkamı döndüm. Ne ara kalktı bilmiyorum. Çok sessiz davrandım oysaki. "Günaydın." 

"Nasıl güzel uyumuşum ya. Hep geleceğim bundan sonra." gözlerimi devirerek önüme döndüm. " İstersin sende. Mutlu uyanmışsın." evet neden gülümsüyorum ki? "Lucas'ın aksine.." al işte. Yine yaptı yapacağını. Yüzümdeki gülümseme bir anda soldu. Hatta düştü. "Bundan kimseye bahsetmeyeceksin. Özellikle Lucas'a.  Hem artık Lucas'ı buna katma. Bir problemin varsa yada sıkıntın benimle hallet." dedim. Ona ne kadar güvenmem gerek bilmiyorum. Ama gerçekten duyulmaması gereken bir olay.

Aslında bir şey yapmadık. Yapmadık canım sonuçta. Dinlendiriyordu, bende yanında uyuya kaldım. Evet! Bu kadar basitti olay.  "Tabii ki. Ama benim kimseyle derdim yok. Sadece seni doğru birine yönlendirmeye çalışıyorum. O doğru kişi değil." yanıma yaklaşıp elimi tuttu. "İnan bana."  Buna o mu karar veriyordu? Ahmak.

"Bu seni ilgilendirmez. Kalk evine git." dedim. Banyoya girdi ve kısa sürede geri çıktı. Üstünü giymişti. "Çok iyi ev sahibisin." kapıyı açarken Anna kapıda belirdi. "Bu hala burada mı?" Tanrım, şu mesele. "An, ne yapayım? Uyuya kaldık." oflarak mırıldandı. "Bir de uyuya kaldınız. Lucas aradı. Sana ulaşamadığı için buraya geliyor. Ve üzgün." duraksadı. "Dünden sonra." dedi. Siktir. Shawn'ın çıkması gerekiyordu buradan. "Arabası kapıda. Gitmesi gerek. Lucas anlar." An, tekrar mantıklı konuştu. 

"Evet, git artık." dedim. "Çok kibarsınız hanımlar." onu kapıya kadar eşlik ettik. Anne mutfaktaki işine döndü. Kapıdan çıktık ve arabasına bindi. "Dün geceyi unutmadım. Hatırlıyorum. O yüzden karar vermelisin. Değil mi?" cevap vermeyeceğimi bildiği için uzaklaştı. Kapıda hala onun arkasından bakıyordum. Ne kadar geçti bilmiyorum. Ve hava soğuktu. Yani rüzgar esiyordu.

"Bebeğim?" Arkamdan bana dokunulunca ufak çaplı bir çığlık attım. "Hey, benim." Lucas. "Beni korkuttun." dedim. ve ondan kendimi ayırdım. "Üzgünüm. Ama sen neden burada bekliyorsun. Beni mi?" güldüğünde bende güldüm. "İçeri geçelim."

Geçip koltuğa oturduk. "Eva da harika kahvaltı hazırladı. Acıktıysak yiyelim."  Anna konuşunca ona garipçe  baktım. Tabii onu ben çağırmışım gibi. Bu kızın her an beni kurtarması..

Lucas kalkıp bana baktı. "Sevgilim hazırladıysa yerim. Zaten midem çok boş. Doğru düzgün bir şey girmedi. " Onun yanında gergin hissetmem normal mi?  Sonuçta birlikteyiz. "Eva?" adımı seslenince ona baktım. Gülümsedim. "Daldın gittin." dedi. "Fark etmemişim." Anna bana bakıp tekrar önüne döndü. 

"Bugün Dom bana sürekli mesaj attı. Sana ulaşamamış." dedi. Bir yandan da yemek yiyordu. "Dom?" diye seslendim. Kafasını kaldırmadan konuştu. "Dominic işte." dedi. Anladığımı mırıldandım. Yemeğe devam ederken Lucas kendi çapında bir şeyler yapıyordu. Aklına gelen her şeyi konuşuyordu. Dominic ve benim işimiz vardı. Onunla alakası yoktu ama gelmek istiyordu. Yani tabii ki gelebilir ama bunu çık sık yapıyordu.  

"Ben hazırlanayım. Sen bekle biraz." ortalığı toparlamıştık. Lucas ile çıkacaktık ama öncesinde hazırlanmam lazımdı. "Tamam tatlım." dedi. Yukarı çıktım. Dolabımı biraz karışırdım ama istediğim gibi şeyler bulamadım.  Öylesine bir elbise buldum. Makyaj ise orada yapılırdı. 

kid in love : s.mHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin