🌈

283 95 93
                                    


" Yağmuru sevdiğini söylüyorsun ama yağmur yağınca şemsiyeni açıyorsun, güneşi sevdiğini söylüyorsun güneş çıkınca gölgeye kaçıyorsun, Rüzgarı sevdiğini söylüyorsun rüzgar çıkınca perdeni örtüyorsun. İşte bundan korkuyorum çünkü beni de sevdiğini söylüyorsun...
- William Shakespeare "

Bazen çok değişik hissedersiniz. Hayatınızda hiç yaşanmayan anlar yaşanır ve siz onun güzelliğini ya da şokunu atlatamazsınız. Ben şokundayım. Hayatımda ilk kez böyle bir durumla karşılaştım ve şoktayım. Yüzümü acilen bir soğuk suyla yüzümü yıkamam gerekiyordu. Yaşadığımız o andan sonra ben hiç birşey demeden hızla merdivenlerden çıkmıştım. Burak'ın o andaki hissini tahmin bile edemiyordum. Üzüldü mü ? Sevindi mi ? Yoksa o da benim gibi şoka mı girdi ? Bunları sonra düşünmem gerekecekti çünkü ben öncelikle şoktan çıkmam gerekiyordu. Hemen lavaboya gidip yüzüme soğuk bir su çarptım. Çarptığım su beni yine eskilere götürdü. O güzel günlere...

Küçükken babam ve ben su savaşı yapardık. Çok iyi hatırlarım 9 ya da 10 yaşlarındaydım. Bir pazar günü benim canım su savaşı yapmak istemişti. Elimizde hortumlarla birbirimizi ıslatmaya çalışırken, babam suyun soğuk tarafını açmış ve hava soğuktu. Annem bize yapmamamız için ısrar etmişti fakat biz söz dinlememiştik. Ben babamı sıcak tarafla ıslarken, babam yanlışlıkla beni soğuk tarafıyla ıslamıştı. Babama ne kadar suyun soğuk olduğunu anlatmaya çalışsam da, babam benim mızıkcılık yaptığımı sanıp inanmamıştı. Taa ki suya elini değdiresiye kadar. Ben iki hafta boğaz ağrısından duramamıştım. Sonra da boğaz ağrısı yerine gribe bırakmıştı. Her gün doktordan iğne yemiştim ve öyle kendime gelmiştim...

Lavobodan çıktıktan sonra merdivende Burak ile göz göze geldik. Bana masum bakışlarıyla bakıyor, sanki benden bir karşılık bekliyor gibiydi. Hiç yüzüne bile bakmadan merdivenlerden indim ve bizim kızlarla karşılaştım. Çisem gerçekten çok sevinçliydi. Belli ki onu sevindirecek bir olay olmuştu. O sırada ben konuşmaya başladım :

" Sahra, ne oldu bu deliye? Yine ağzı kulaklarına varıyor. " dediğimde Sahra istifini bozmadan cevap verdi :

" Sınıflarından bir çocuk buna çıkma teklifi etmiş. Bu salakta ona seviniyor. " dediğinde kısa süreliğine bir gülme krizine girmiştim. Çisem gerçekten çok garip bir kızdı. Küçücük bir olaya sevinecek kadar garip bir kız. Ben bu düşüncelerimdeyken Çisem'in kızgın ama bir o kadar da tatlı sesi duyuldu :

" Eğer deli gibi sevmek salaklıksa o zaman ben salağım! "

Yine aklıma Burak geldi. Tekrar tekrar o anı yaşamak istemiyordum ama yaşadıklarım sürekli bana onu anımsatıyordu. Sonunda dışarı çıktık ve bir banka oturduk. Banka oturduktan sonra Çisem okulun önüne doğru koşmaya başladı ve sesi duyuldu :

" Volkan, nasılsın hayatım? " diyerek çocuğun boynuna atıldı. Olayın asıl garip tarafı Burak ve yanındaki bir çocukla geziyorlardı. Biz hemen Çisem'in yanına gittik ve olayları idrak etmeye çalıştık. Ben ise şaşkınlıktan konuşmaya çalışıyordum :

" Çisem? Bu arkadaş senin sevgilin mi? " dedim ve Burak'ın gülümsemesi yüzüne daha çok yayıldı. Burak neden gülüyordu anlamıyordum. O sırada Burak kulağıma doğru eğilip, o etkileyici sözü fısıldayarak söyledi :

" Darısı bizim başımıza, Güzellik " diyerek bana gülümsedi. Sahra imalı bir şekilde konuşmaya başladı :

" Ooo Eylül, aranızda birşey varsa bilelim yani. Burak ile sevgili mi oldunuz? " diyerek bir nevi yakıştırma yapmıştı. Ben ise bu duruma katlanamayıp, sinirle konuşmaya başladım :

" Aramızda ne olabilir ki Sahra? Arkadaşın karşılıksız aşkı işte. "

Burak'ın yüz ifadesine baktığımda, yüzü asılmıştı. Burak bu sözüme elbette darılmıştı fakat elimden gelen herhangi birşey yoktu. Bu duruma karşı ona bir özür borçluydum. Ondan özür dileyecektim ve eminim herkes çok şaşıracaktı. Tüm olacaklara göğüs gerip, Burak'a seslendim :

" Burak, biraz yalnız konuşabilir miyiz? " dediğimde Burak'ın o ela tonundaki gözleri beni buldu. Eminim ki Burak çok şaşkındı. O sırada Burak konuşmaya başladı :

" Peki, konuşalım. İstersen biraz yürüyelim." dediğinde bu sefer de ben şaşırmıştım. Bana kızacağını sanmıştım fakat öyle olmamıştı. Burak ile beraber okulun bahçesine doğru yürüyorduk. Benim lafa girmem gerekiyordu ve konuşmaya başladım :

" Burak, az önce kalbini kırdım. Beni biliyorsun işte öyle her şeye çabuk sinirleniyorum. Sen bir de herkesin içinde söyleyince ağzımdan çıkanlara hakim olamadım. Özür dilerim..."

" Önemli değil, Eylül. Asıl özür dilemesi gereken kişi sen değilsin, o kişi benim. Yaptığım hatanın da farkındayım. Arkadaşlarının gözünün önünde yapmamalıydım..." diyerek benim kalbimi fethetmişti. Burak gerçekten iyi bir insandı ve mutlu olmayı hakediyordu fakat bilmiyordu ki onu mutlu edecek kişiyi yanlış seçmisti. Ben kalbimde ki o yangınla onun kalbinde çiçek açtıramazdım. Ben yüreğimde ki hüzünü onun kalbine taşıyamazdım. İşte sırf bu yüzden ben yanlış kişiydim...

Burak ile beraber bizimkilerin yanına doğru gülerek ilerledik. Bizim kızlar benim güldüğümü görünce onlar da gülümsemeye başladılar. İlayda her zaman ki gibi alaylı bir şekilde :

" Eylül, bakıyorum mutlusun. Burak'ın yanında yüzünde gülücükler açıyor. Burak'a bir oscar ödülü falan verilmeli." diyerek beni utandırmayı başarmıştı. Burak gerçekten çok eğlenceli ve komikti. Mutsuz bir insanı bile güldürebilme potansiyeli vardı. Tüm bu düşüncelerimden sıyrılıp sınıfa çıktık. Sınıfta herkes yerlerine oturmuştu. Bizim kızlar ve Burak'ın arkadaşları hep beraber yer arıyorduk. İlayda ;

" Eylül, bugün sen Burak ile oturacaksın. Hiç itiraz istemiyorum. "

" Nedenmiş o?! "

" Çünkü Çisem, Volkan ile oturacak. Ben de Sahra'ya önemli bir konu anlatacağım. El mecbur sen de Burak ile oturacaksın..."

Fazla itiraz etmeyip, Burak'ın yanına oturdum. Son zamanlarda Deniz Eroğlu denilen kız bana kafayı takmıştı. Her ders bana ters ters bakıyordu. Biliyordum Deniz Burak'ı seviyordu fakat bana olan öfkesini anlamıyordum. Burak'ın bana aşık olması benim suçum değildi. Gerçekten saçma bir durumdan sınıftaki tüm kızlar bana göz olmuştu. Burak ile asla sevgili olmayacaktım çünkü sınıftaki kızların kin ve öfkesini yeterince hissediyordum...

•••



Son GüzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin