107 9 14
                                    

Medya ; Eylül Ateş ❤

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Medya ; Eylül Ateş ❤

Her şeyden bıkan ama hiç pes etmeyen güçlü kızımız Eylül Ateş.

İyi Okumalar ❤

" Toprak, sevdiklerimizi aldığı için mi böylesine güzel kokar? "

Saatlerdir aynı şeyler, aynı sesler ve aynı olaylar. Öğrencilerin imdat sesleri, bizim haykırışlarımız. Ben ağladıkça beni susturmaya ve bana buradan kurtulacağımıza dair diyaloglar. Yorulmuştum, yorulmuştuk. Tam kavuştuk derken bir aksilik çıkmıştı. Neden ya? Neden? Neden bu güzel masalda kaybeden karakterler bizdik? Ya da bu bir masal değildi belki de. Biz masal zannediyorduk.

Herkes haykırıyordu resmen. Kocaman koridorun içinde kurtarılmayı bekliyorduk. Saatlerdir aynı sesler ;

" İmdattt! Kurtarın bizi lütfen! Buradayıız! "

Burak'ın kısık sesini duydum o an ;

" Güzelim, hadi kalkalım buradan. Biraz ileriye gidelim. Belki çıkacak bir kapı
buluruz. "

Burak'ın bana elini uzatmasıyla hızlıca kalktım ve o an karın bölgemde bir ağrı hissettim. Aniden Burak'ın üstüne düşmem ile göz göze gelmemiz bir oldu. Tekrar dudağıma yapıştı ve beni kendine mahkum etti. Öpüşmemiz bu sefer kısa olmuştu. Yine ayrılan taraf ben olmuştum. Burak'a kalsa saatlerce öpüşebilirdi.

" Burak, şu an ne haldeyiz görmüyor musun? Sen hâlâ ne derdindesin? "

" Ama güzelim ne yapayım? O güzel dudaklara hangi insanoğlu dayanabilir? "

" Şimdi sırası mı peki? "

Kafasını hayır dercesine sağa sola salladı. Hızlıca kalkıp biraz ilerledik. Kantinin cayır cayır yandığını görmemle aniden ürktüm. Burak hızlıca kollarını omzuma sardı. O sırada karşımda hiç tahmin etmeyeceğim birini gördüm. Haftalardır belki de aylardır görmediğim Çisem'i gördüm. Çisem ve Burak'ın en yakın arkadaşı hemde Çisem'in sevgilisi olan Volkan'ı gördüm. İkisi de burada bizim gibi mahkum kalmışlardı. Korkuyordum hemde fazlasıyla. Öyle ki onlarda korkuyorlardı.

" Eylül, benim güzel kardeşim. Seni gördüğüme o kadar çok sevindim ki. Oysa ki sana sürpriz yapmaya gelmiştim. "

Bana sıkıca sarıldı ve ağlamaya başladı. Dayanamamıştım. Ağlamaya başladım. Öyle ağlıyordum ki. Hıçkırarak. Öylesine sevdiğim bir insanı çok zor durumdayken bulmuştum. Bulduğuma çok sevinmiştim. O sırada Burak tekrar konuşmaya başladı ;

" Buradan kurtulmanın bir yolu olmalı! "

Burak hepimiz kulağını sağır edecek şekilde bağırdı.

" Millet, orada bir çıkış var galiba. Bir kapı var. Allah'ım şükürler olsun. Kurtulacağız galiba. Hadi gidelim..."

Hepimiz o kapıya doğru ilerliyorduk. O kapı belki de bizim geleceğimizdi. Bu yüzden şansımızı deneyecektik. Kurtuluşa doğru ilerliyorduk.

Kapıyı açtık ve yüksek bir yerle karşılaştık.

" Buradan atlamamız gerek. Önce ben atlıyorum. "

" Burak, ben yapamam. Sende atlama lütfen. "

Çok korkuyordum. Yapamazdım. İçimde tarifsiz bir korku vardı. Eğer ona bir şey olursa kendimi asla affetmezdim. Belki de her şey benim suçumdu.

" Yapmak zorundasın birtanem. Buradan kurtulmamız için yapmam gerek. "

Burak, hiç korkmadan kendini boşluğa bıraktı. Sonra aşağıdan Volkan'a bağırdı ;

" Hadi Volkan, sıra sende kardeşim. "

Volkan'da hızlıca atladı. Sadece balkon da Çisem ile ben kalmıştık. Sıranın Çisem'de olduğunu söyledim. Çisem'de korkuyordu benim gibi. Korkulmayacak gibi değildi. Yüksekti ve belki de düşsek biz ölürdük.

Çisem biraz korksa da atladı. Kolundan tutan Volkan olmuştu ve sıkıca sarıldı. Burak ise sadece yukarıya yani bana bakıyordu. Ben ise ona yapamayacağımı belirten bakışlar atıyordum.

" Tamam yapacağım Burak. Senin için, bizim için sevgilim. Atlıyorum. "

Arkamdan biri beni durdurdu. Boğazımda bir bıçak hissettim. Arkamı yavaşça döndüm ve şaşkınlıktan çığlık attım. Bu kişi Ege'ydi. Ege ise sinsice gülüyordu. Gülmesi bir anda kahkayaya dönüştü.

" Lan alçak! Şerefsiz! Bırak lan Eylül'ü. Çek o pis ellerini sevgilimin üzerinden! "

Burak öylesine sinirlenmişti ki. Ege ise kahkahalarla gülüyordu.

" Ne yapabilirsin Burak Taştan? Sen sadece bir hiçsin. Benim kim olduğumu biliyor musunuz siz ha? Ben Ege Zorlu'yum. Beni hiçbir güç durduramaz. "

" Lan şerefsiz! Bittin oğlum sen. Seni bitireceğim hayvan! "

Elimden hiçbir şey gelmiyordu. Sadece onları izlemekle yetiniyordum. Boğazımdaki bıçak daha da sabitleşti. Bir hareketiyle beni öldürebilirdi.

" Ege, yapma yalvarırım. Bak benim için hapislerde çürüyeceksin. Yapma lütfen! Hadi o bıçağı çek boğazımdan çok ama çok korkuyorum. "

" Bana bunu yapmayacaktın Eylül. Ben seni çok sevmiştim. Öyle çok sevmiştim ki. İnan bana seni her şeyden çok sevmiştim. Eskiyi unutmuştum. Ama sen ne yaptın? Beni bir oyuncak gibi kullandın. "

" Eskide ne yaşadın bilmiyorum. Ama inan bana düzelir. Sen benim en yakın dostumsun Ege. Ben seni hiç sevgili olarak görmedim ki. "

Ege birden ağlamaya başladı. Bir anda boğazımda ki bıçak gevşedi. Rahat bir nefes aldım.

" Ne oldu biliyor musun Eylül? Bir kızı çok sevmiştim. Benim Sevda'm. Ama o öldü. Hemde benim yüzümden. Onu ben öldürdüm. O gün sarhoş bir şekilde arabaya binmeseydim bunlar olmayacaktı. Bana bir şey olacak diye bindi o arabaya. Allah kahretsin! Keşke ben ölseydim! "

Bir anda yere çöktü ve hıçkırarak ağlamaya  başladı. Fırsat bilerek kaçmaya çalıştım ama elbisemin kuyruğundan yakaladı.

" Ama seni bırakmayacağım sevgilim. Seni vermeyeceğim. Sen benimsin. Tekrar o akıl hastanesine gidemem. Anladın mı? Ha? "

" Korkuyorum Ege. Yapma lütfen! Yapma! "

Bir anda Ege yere yığıldı. Ben o yüksek yerden hiç şüphesiz atladım ve Burak'a sıkıca sarıldım. Hıçkırarak ağlamaya başladım. Hıçkırıklarımın arasından konuşmaya başladım ;

" Gidelim buradan Burak. Yalvarırım gidelim artık. "

" Tamam sevgilim gidiyoruz. "

Bu yangından sağ çıkmıştık fakat önümüzde ki savaşlardan nasıl sağ çıkardık işte onu bilmiyordum.

                                  •••

8 MART DÜNYA KADINLAR GÜNÜNÜZ KUTLU OLSUN GÜÇLÜ KADINLARIMIZ. HEP YANIMIZDA OLMANIZ DİLEĞİMLE. 💪

Son GüzHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin