14 yıl önce
"Hac...hacılar maç ya...ya...yapsak?"
"Oo' mc yaralı kekeme? Bu ne cesaret?"
"B...ben... şu sa... salağı dö...döve... döveceğim."
Donghyuck Mark'ın üstüne atlayıp tokatlarken Ten kolundan tutup çekti.
"Mark'ı ben de dövmek isterim ama bilirsin. Yukarı mahalleden bir çocuğun dövmesi hele hiç hoş değil dövülecekse ben döverim."
Mark sürekli gıcık davranırdı ama kıyamıyorduk.
"Yanındaki kim?"
"Ta.. Taeyong."
Taeyong dediği kişi gülümseyerek konuştu.
"Donghyuck istersen ben anlatayım. Şimdi bizim mahalledeki çocukların canı sıkılmış. Maç yapalım dediler. Kaybeden takım dondurma alacak."
"Dondurma ne ya?"
Yoon Oh yüzünü ekşitip konuştuğunda Taeyong gözlerini devirdi.
"Zengin değiliz, banka soymadık. Size yakışmaz sonuçta kraliyet soyundan gelmesiniz güzel bir hediye almamız gerek ama durumumuz buna yetiyor. Senin yetiyorsa... ki yetiyor bize soslu tavuk alırsın."
"Hah, çok komikmişsin."
Yoon Oh, Taeyong'a sırtını dönüp derin bir nefes aldı ve önüne döndü.
"Her neyse, şimdi mi olacak?"
Young Oh'dan çıkan soruya dik dik baktı Donghyuck.
"Ne za... zaman ol... olmas... olmasını dilersen o zaman."
"Biz 11 kişi değiliz."
Kafamdan sayı sayıp 10 kişi olduğumuzu çıkardım.
"O sizin sorununuz."
"Jisung!"
Yanaklarını doldura doldura geldi.
"Sana zahmet Kun, Renjun, Yuta, Dongyoung ve Jeno'yu kapsana."
"Peki abi."
Jisung koştura koştura gidecek iken durdurup yanaklarından öptüm. Çok tatlı duruyordu. Sonra poposuna vurup gönderdim. O sırada Taeyong, Donghyuck ile konuştuktan sonra döndü.
"Jeno bizim takıma ait. Çocuk deli danalar gibi koşmasın."
"Hayır bize ait. Gidin mahallenizden başka birini bulun."
Taeyong kaşlarını çatıp yürüdü.
"Sen ne ayaksın oğlum?"
"Ayak değilim insanım."
Bunu dediğimde Taeyong dudaklarını birbirine sıktı. Yavaş yavaş yanaklarını şişirdi ve bol tükürüklü bir kahkaha attı.
"Hiç güleceğim yoktu, o pencerede duran Jaemin bizimle gelirse gelir olmadı napalım? Hansol var... Jaemin ve Hansol 11 etti."
"Ta... ta... takımımız full Çi.. Çinli."
"Bizde de var yani merak etme. Mesela ben, Kun, Ten konusu karışık ama Çinli işte. Renjun Çin vatandaşı o yüzden Çinli ve Chenle var."
"Bizde Sicheng... neydi onların adı... Xiaojun var, Hendery var ve..."
"Yangyang var."
"Bu ne ya ipini koparan Çinli Kore'de."
Yoon Oh çıkışırcasına konuştuğunda döndüm.
"Sen de bir sene sonra Amerika'dasın. İpini koparan Amerika'da mı diyelim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
『 The Girl İs Mine 』 ; luwoo
Fanfic"Jisung, beni bilirsin. Sayıyorum, kaç." Yukhei'nin babası Kore'de alelade bir mahallede ayakkabıcı dükkanı işletmektedir. Evin biricik üyesi Bayan Wong kanserden dolayı ölünce Çin'e yerleşirler. Fakat Bay Wong, Yukhei yeni olgunluğa eriştiğinde ha...
