bölüm 4: bir saattir kulak misafiriyiz de...

423 50 127
                                    

Ellerimi cebime koydum. Akşamdı ve rüzgar oldukça fazla esiyordu. Doğrusu üşümüştüm yani ben de bir insanım neden üşümeyeyim?

Ten'in dibine girdim.

"Kardeşini ısıt Chittaphrrr..."

Johnny gülerek söylediğinde Ten gıcır gıcır parlayan ayakkabılarına baktı. Siftah yapamadık çünkü yaparsak ağzımıza sıçardı.

"Siktir olup gider misin? Ayakkabı fırlatamıyorum."

"Sese bak am... neyse korkuyorum bakma bana öyle."

İkisi arasında tartışırken Jungwoo'nun baktığı eve baktım. Bugün hiç görmemiştim sevdamı.

Jungwoo'yu da. Yola göz attım, önce sağ sonra sol.

"Birini arıyor gibisin yavru? Dökül bakalım koçum."

Kun omzumu patlayınca elini tuttum.

"Ciğerimi söktün."

"Kun yavaş! Ciğerini söktün."

"Beş dakika ciddi ol lan pezevenk bir sus ciğerim yanıyor benim."

Johnny gülüp kafasını eğdi.

"Ciğerim... ah ciğerim... ciğer... karabiber dök ye... karabiberim."

"Karabiberim..."

Ten ile Kun karabibere dalınca ayağa kalktım.

"Üç kişi siktiniz beynimi, kalk gidiyoruz tek Jisung'a var lan dondurma."

"Yaz meyvesi tadında dondurma gibidir Ten."

"Johnny... yalarım bilirsin."

Ten ve Johnny laga luga yaparken Kun ayağa kalktı.

"Kalleş it ben sana kola çekirdek ısmarlıyorum ama."

"Yürü o zaman bunlar birbirini yalasın."

"Ben dondurma istiyorum, topu sadece dondurma ve futbolda severim sorry canikohnny."

"Adamı deli etme hrrr..."

"Hoşt."

Ten koluma girerken Johnny Jisung'u yanına aldı.

"Jisung sen diğer koluma gir."

"Abi eğer giderken Chenle'yu alırsak..."

"Tamam be."

Yukarı doğru ikisi ile çıkacak iken Kun durdurdu.

"Ulan ters yön."

Jungwoo iti her ihtimale karşı kızı almış olabilirdi.

"Yukarı çıkalım Chenle eczanededir."

"Bu saate kadar eczane açık mı olur abi?"

"Nöbetçi değil mi?"

"Ama... evet öyleydi."

Zafer kazanmışçasına gülerken el hareketi çekmeyi de ihmal etmedim.

"Yalnız... yukarı mahalledeki... bakkala gitmeyelim."

Jisung duraklayarak söyledikten sonra yüzümü çevirdim.

"Sebep?"

Gözlerini kaçırdı.

"Canım öyle istiyor."

"Benim canım da..."

Chenle'yu içeride görünce koşarak girdi.

"Ne çabuk geldik iki adım sürdü."

Kenarda durduk. Kun şaşkınca söylerken Ten gözlerini devirdi.

『 The Girl İs Mine 』 ;  luwooHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin