"Şimdi sen ve Jungwoo arkadaşsınız?"
Ten inanmayarak bakınca kafamı salladım.
"Oğlum kimi yiyorsun çocuğun sana bakışlarını herkes biliyor, ya öldürecek ya da sikip öldürecekmiş gibi bakıyor yani nasıl bir arkadaşlık bekliyorsun?"
Ten'in omzunu tuttum.
"Bak kardeşim, Jungwoo ile arkadaşız. Sadece arkadaş. Tamam mı? Daha ilerisi yok, gerisi de, sende iyi anlaşsan güzel olur aslında çünkü kendisi tam bir sır küpü ve anlatmaya niyetli değil."
"Ben pek inanmıyorum ama hadi hayırlısı."
"Sen bak kendi derdine."
Önüme dönüp aklıma gelen şarkıyı mırıldanırken Chenle dik dik bana bakıyordu.
"Ne oldu?"
"Bir kez göz kırpsana."
"Ne?"
"Kırp."
Kırpınca hafif çığlık attı.
"Ben de erkeksiyim."
Jisung'a göz kırptı.
"Olmadı, ben senden daha erkeksiyim."
Hayal kırıklığı ile Jisung'un tersine kollarını birleştirip yere doğru baktı Chenle.
"Ama seni böyle seviyorum Chenle."
"Erkeksilik göz kırpma ve havalılık ile mi ölçülür? Seni denedim ben bebeğim."
Chenle gülerek önüne döndüğünde Jisung'la sarıldılar. Jaehyun ise Kun ile bizden çok farklı kenara sinmiş telefonları ile bir olmuştu.
Akşamlarımızın böyle geçeceğini dün tahmin etmemiştim. O sırada camda olan Yuqi telefonla uğraşanlar hariç herkesin dikkatini çekti.
Sigarasından çıkan duman bulut oluşturuyordu. Sağında olan çekirdeğini eline alıp çitlerken Ten el salladı.
"Yenge çekirdek atsana!"
"Ne yengesi?"
Karanlıktan yüzünde yaptığı hareketler gözükmüyordu.
"Ya yenge hani Jungwoo..."
Işık açılınca elindeki sigara ile avucunda duran çekirdeği yere attı. Sonra kapanınca Yuqi pencereye çıkıp Ten'e küfür etti.
"Jungwoo seni siksin, her neredeyse ona söyle hangi cehennemin dibinde?"
Camı kapattıktan sonra tekrar açtı.
"Al çekirdeği de."
Ağzını poşetle kapatıp yere atınca Ten koşarak yerden aldı. Arkasını dönmüş Yuqi'nin hâlâ pencerede olduğundan habersiz tersledi.
"Ne kaba bir kız."
"Sensin o çırpı bacak, camı hâlâ kapamadım."
Ten ağzını o yapmış, çekirdekle beraber elini beline götürüp döndüğünde Yuqi dil çıkarıp camı kapattı.
"Şıllık."
Poşetle beraber çekirdeği camına fırlatıp yanımıza oturdu.
"Ben çitlemiyorum git sen al Johnny."
"Bende yiyemem ama seni yerim."
"Senin tarihin geçmiştir şekerim seni yerdim ama..."
Sonunda Jaehyun yere telefonunu fırlattı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
『 The Girl İs Mine 』 ; luwoo
Fanfiction"Jisung, beni bilirsin. Sayıyorum, kaç." Yukhei'nin babası Kore'de alelade bir mahallede ayakkabıcı dükkanı işletmektedir. Evin biricik üyesi Bayan Wong kanserden dolayı ölünce Çin'e yerleşirler. Fakat Bay Wong, Yukhei yeni olgunluğa eriştiğinde ha...