"Ne çocuğu ya?"
"Alo! Maç, maç aga kalk kalk kalk kalk!"
Donghyuck belimden tutarken ayağa kalktım.
"Bilmemezlikten geliyorsun. Sen o olmalısın. Beraber maç yapmıştık, yukarı mahalle ile ilk maçımızdı ve sen benim bacağımı kurtarmıştın."
"Yeni öğreniyorum, üzgünüm."
Şaşkın şaşkın bakarken çekilip takımındakilerin yanına gitti.
"Ne oldu?"
"Ten, Jungwoo daha önce bizimle maç yapmadı mı?"
"Ben ne bileyim? Millet ve biz seni bekliyoruz, bitirelim şu işi kardo."
Kollarımı sıvayıp ilerledim.
"Başlayalım bakalım."
;;;
"Hâlâ mı eziksiniz ya. Bir insan hiç mi değişmez."
Taeyong donurmasını yalarken üstüne döktü.
"Tanrı çarptı, bize ezik derseniz böyle olur."
"Hiç değişmedin Yoon Oh, ezik olduğun gibi bana karşı aksiliğin tam hız devam ediyor. Dökülse de ne olur ki."
"Of sus ya çenen dursun tamam aksi ve eziğim."
"Ama tahtından inmiş ve züğürtleşmişsin."
Jaehyun gözlerini devirip elindeki kolayı kafasına dikti. Beş saniye sonra Ten yanıma gelip koynuma girdi.
"Bir şey diyeceğim, sen Jungwoo'ya olan sevginden hayal de görüyorsun galiba."
"Ne sevgisi?"
"Beraber anınız bile olmuş oğlum, olmayan anınız. O çocuk farklıydı."
"Kimdi ki? Doğru Jungwoo gibi biri değildi. Kafanı kırdırtma benim ne sevgim olacak ona?"
"Ya abiler, hepimiz toplaştık çok iyi oldu, herkes aynı değil mi?"
Jisung araya girip gülerek konuştuğunda Taeyong da güldü.
"Ya çok iyi oldu..."
Sonra gülmesini yarıda kesip gıcık tutmuş gibi öksürdü.
"Ben dayanamıyorum barış sağlasak beraber olmaz mı?"
"Jaemin, atalarımızdan gelen kavgayı çiğneyelim mi diyorsun? Zaten yavşak birisin, Jisung'a sarkıntılık ediyormuşsun yerimde zor duruyorum."
"Ben Jisung'u kardeşim gibi seviyorum. Uydurma Chenle."
Jisung elindeki kola şişesini havaya kaldırdı.
"Donlarını fırlatıyordun yalan mı?"
"Of Jisung sana mı fırlatıyorum ben onları? Ben..."
"Bence de buluşalım!"
Jeno araya girip konuşunca derin nefes aldım.
"Her neyse zaten sahibi var."
Chenle 32 diş gülünce elimdeki kola şişesini sıktığımın farkında bile değildim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
『 The Girl İs Mine 』 ; luwoo
ספרות חובבים"Jisung, beni bilirsin. Sayıyorum, kaç." Yukhei'nin babası Kore'de alelade bir mahallede ayakkabıcı dükkanı işletmektedir. Evin biricik üyesi Bayan Wong kanserden dolayı ölünce Çin'e yerleşirler. Fakat Bay Wong, Yukhei yeni olgunluğa eriştiğinde ha...