Bölüm 6 - Hayat Terk Etmek İçin Fazlasıyla Güzel

13 1 0
                                    

19 Temmuz 2005, Jeju

"Hwa Young benim güzel kızım ağlama artık." Dedi büyükannesi. Ailesini kaybedeli henüz iki hafta olmuştu. Büyükannesi kendi acısını bir kenara koyup torunuyla ilgileniyordu. Biricik oğlunu kaybettiği için içi yanıyordu. Ailesiz ortada kalan torununa ne olacak diye düşünüyordu. Çok yaşlıydı, bu kadar üzüntü yaşlı bedenini hasta etmeye yetiyordu. Yine de acı çektiğini küçük torununa belli etmiyordu.

Mutlu olmayan bir ailede yaşıyordu ama onları her şeyden çok seviyordu Hwa Young. Sürekli kavga da etseler onlardan başka kimsesi yoktu. Büyükbabası genç yaşta hayatını kaybetmiş, büyükannesi babasını bir başına büyütmüştü. Annesi ise kilisenin yurdunda büyümüş bir kimsesizdi. Ailesi öldükten sonra hayatta kalan tek aile ferdi yaşlı büyükannesiydi.

Anne ve babasının kavgası esnasında yaptıkları trafik kazası sonucu bu hayatta tek kalmıştı. Ne annesi ne de babası o kazada sağ kalabildi. Kendi ise arkada oturmanın ve emniyet kemeri takmanın avantajıyla -ki ne kadar avantaj sayılıyorsa- hayatta kalmıştı. Doğru düzgün bir şeyler yemiyor ölen ailesi için sürekli ağlıyordu Hwa Young. Küçük kalbi bu acıya dayanmıyordu. Böyle bir kaybı kabullenmek istemiyordu. Ay gökte yükselirken büyükannesine sarılıp uykuya daldı. Büyükannesinin yaşlı kalbinde de durum pek farklı değildi. Acı öylesine büyük gelmişti ki yaşlı bedeni bu üzüntünün ağırlığına daha fazla dayanamadı, yenik düştü.

20 Temmuz 2005

Sabah olduğunda eve giren güneş ışınları küçük Hwa Young'ın gözünü aldı. Gözlerini ovuşturarak yatakta doğruldu. Büyükannesi hala uyuyordu. Günlerdir bir şeyler yemediğinden midesi gurulduyordu. Mutfağa gidip bir şeyler atıştırdı. Büyükannesi dün gece uyumadan onu yıkamıştı. Saçları dağınık görüntüsüne karşın mis gibi kokuyordu. Dolaşan saçlarını çözmek için tarağı aldı ve saçlarını özenle taradı. Çok güzel bir çocuktu Hwa Young. Görenlerin dönüp bir daha bakmak isteyeceği kadar güzel.

Gece rüyasında annesini görmüştü. Annesi ona büyükannesini üzmemesini, temiz ve özenli bir çocuk olup derslerine iyi çalışmasını söylemişti. Annesinin sözünü dinleyecekti. Artık ağlamayacak ve büyükannesine sahip çıkacaktı. Beraber yaşayacak ve mutlu olacaklardı. En azından o böyle düşünüyordu. Saatler geçmesine rağmen büyükannesi yataktan kalkmıyordu. Yanına gidip büyükannesini dürtükledi. Kalkması için onu ne kadar sarsarsa sarssın büyükannesi hareket etmiyordu. Deli gibi bağırmaya başladı. Büyükannesinin buz gibi soğuk yüzünü elleri arasına aldı. Özenle hazırlanmış Hwa Young bu halini büyükannesine göstermek istiyordu ama o uyanmıyordu. "Büyükanne! Uyan lütfen! Uyan! Sen de gitme! Yalvarırım! Yalvarırım..." Ağıtları, ağlayışları, çığlıkları neredeyse tüm adadan duyulacak kadar güçlüydü. Büyükannenin evinden gelen çığlıkları duyan komşular koşup gelmişti. Ağlamaktan kıpkırmızı kesilen Hwa Young sinir krizi geçiriyordu. Sakinleştirmeye çalışmak nafileydi. Geride kalan son aile ferdi de onu terk etmişti.

Hayatta hiçbir dayanağı kalmamıştı Hwa Young'ın. Yaşı küçük olsa da bugüne kadar yaşadığı hayat onu olgunlaştırmıştı. Ölmeyi de yaşamaya çalışmayı da çok iyi biliyordu. Hayatın zorluklarının da farkındaydı. Onu sakinleştirmeye çalışan ellerden sıyrılıp koşmaya başladı. Büyükannesinin evinden adanın diğer bir ucuna doğru deli gibi koşuyordu. Gözyaşları bir an olsun dinmiyor art arda düşen damlalar yüzünü sırılsıklam ediyordu. Nefes alamıyordu ama durmayı düşünmüyordu bile. Daha fazla dayanamayan zayıf bacakları gücünü yitirdi ve hızla yere düştü.

***

Güneş batmak üzereydi. Gökyüzü kızıllığa bürünmüş okyanusla beraber milyar wonluk bir tabloyu andırıyordu. Hwa Young bir uçurumun kenarına oturmuş bomboş bakışlarını okyanusa dikmişti. Saatler olmuştu. Ağlamaktan göz pınarları kurumuştu. Düşmenin etkisiyle birkaç yeri yaralanmıştı ama hissetmiyordu bile. Düşünüyordu. Ama bir çıkar yol bulamıyordu. Minicik yaşına rağmen kocaman düşünceleri vardı. Yine de olduramıyordu. Televizyonlarda, haberlerde sürekli gördüğü bir şey vardı. Ya da birilerinden duyduğu bir şey.

Under the Same SkyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin