Bölüm 10 - Öldüğünü Sanıyordum

9 0 0
                                    

Gece kaçta yattığımı hatırlamıyordum ama sabah çalan telefona saydırarak uyanmıştım. Teknik olarak bugün izinliydim ama gelen telefon şirkettendi. Akşamdan kalma olduğumdan her yanım ağrıyordu. Telefonu cevapladım. Acil bir toplantıyı haber vermek için aramışlardı yönetim departmanından. Yataktan çıktım ve aynadaki korkunç görüntüyle karşı karşıya kaldım. En az 15 saat hazırlanmam gerekiyordu bir insana benzemek için.

Neyse ki toplantıyı öğleden sonraya koymuşlardı. Duş alıp bir şeyler yedim ancak midem hala kötü durumdaydı. Şirkete gitmek üzere bindiğim takside ne yapacağımı düşünüyordum. Dün gece kötü bir finalle kapanmıştı. Bugün doğum günümdü ama yenilenmiş, mutlu falan hissetmiyordum. Daha çok kasvetli bir ruh halindeydim çünkü Jongdae ile böylesi bir durumda olmak isteyeceğim son şeydi. Ancak dün yaptıklarını göz ardı edemezdim. Ona gerçekten kırgındım, gerçekten fazla üzgündüm. Bu yüzden gördüğümde konuşmama kararı aldım. Bir süre görüşmesek ikimiz için de daha iyi olacaktı.

Şirkete vardığımda toplantının başlamasına beş dakika kalmıştı. Hızlı adımlarla asansörden inip toplantının yapılacağı salona doğru yürüdüm. Acele ediyordum çünkü üyelerden biriyle karşılaşmak istemiyordum. Salona girdiğimde dileğim gerçek olmuştu. Tüm üyeler karşımdaki masada oturuyordu. Donuk ifademle içeri girdim. Masada bana ayrılan yer tam da Jongdae'nin karşısındaki sandalyeydi. Evren benimle ciddi ciddi dalga geçiyordu. Odada üyeler hariç menajerler yönetimden birkaç insan ve koreograflar vardı. Yönetimden kim olduğunu dahi bilmediğim biri sunuma başladı.

Anladım ki bu sunum ve toplantı benimle ilgiliydi. Konser arası vermiştik ve sözleşmemin yenilenme tarihi gelmişti. Sözleşme iki yıllık kalmaya devam mı edecekti yoksa uzatılacak mıydı? İlk imzalarken konuşulmuştu bu ama tamamen unutmuştum. Hala kim olduğunu bilmediğim kadın üyelerden kendine konum olarak en yakın olduğu için söze Jongdae başlasın demişti. Başlayacağı söz benimle çalışmaktan memnun olup olmadığıydı. Koreografilerden ve pratiklerden aldığı verimdi. O söze başlamadan ben ayaklandım. "Aslına bakarsanız tüm bu toplantıyı ayarlamadan önce benimle görüşebilirdiniz. Çünkü ben sözleşmemin uzatılmasını talep etmiyorum." Sözlerim bomba gibi düşmüştü ortaya. Özellikle yönetim ekibi bana kindar bakışlar atıp kendi aralarında fısıldaşmaya başlamıştı. Üyelerden kimse tek kelime etmiyordu. Menajerler de ne olduğunu anlamaya çalışıyordu. Garip bir durum yoktu aslında. Babamın şirketinden çekip gitmiyordum ya, burada kalmak istemek zorunda değildim. "Ha Neul-ah, her şey iyi gidiyor sanıyordum. Bilmediğim bir sorun mu var?" Dedi Gu Young oppa. İstemsizce bir an için gözlerim Jongdae'ye döndü. Çok kısa bir andı ve gerçekten istemsizceydi bu bakış. Göz göze geldiğimiz salisede çektim bakışlarımı. Zaten size bakan birine bakmak hep garip hissettirmiştir. "Sorun yok." Dedim fakat sesim çatallaşmıştı. Yutkundum. Beynimde durduramadığım bir kaset tekrar tekrar çalıyordu. Dün gecenin kayıtları... Sürekli dönüyordu ve zihnimi meşgul ediyordu o yüzden o an da yine dönüp duran anlar ağlama isteği uyandırsa da kendimi tuttuğum için sesimin çatallaşmasıyla sınırlı kaldı. "Ekleyecek bir şey yoksa bence toplantıyı burada noktalayabiliriz. İlginiz için teşekkürler." Dedim. Eğer bir gün şirkette küçülmeye gitme kararı alınırsa atılacak elemanlar listesinde zirveye yerleşmiştim yönetimin gözünde. Umrumda bile değildi. Bu kararı sinirle de almamıştım. Sorun var mı dediğinde bir anlığına Jongdae'ye baksam da sorun o değildi. Ben sadece 10 yılımı burada geçirmek istemediğimi düşünmüştüm. Başından beri böyleydi. Zaten 2 sene sonunda ayrılmak istemezsem tekrar başvuruda bulunurum diye hesap etmiştim. O yüzden bir anlık bir öfkeyle kapıyı vurup çıkmamıştım. Bunu ben bilsem de dünkü olanlara şahitlik eden üyeler durumu böyle değerlendirmemişti.

Junmyeon peşimden gelmişti. Ona döndüm. "Biraz konuşalım mı?" O kadar anaç bir insandı ki onu reddedeceğim için kendimi kötü hissediyordum. "Konuşacak bir şey yok, gerçekten ben başından beri sözleşmeyi uzatmayı düşünmüyordum." Dedim. "Lütfen." Dedi sadece. İkna olma sürem bu kadardı işte. Yine de herkese karşı böyle değildim ama Junmyeon'u reddedemedim. Başımı sallayıp ördek yavrusu gibi onun peşinden gittim. Girdiğimiz odada yine üyeler tam ekip karşımda oturuyordu. "Oppa, yalnız konuşacağımızı sanmıştım!" Dedim. Sesim biraz sinirli de çıksa ona saygısızlık etmek istemediğimden tabii ki bağırmamıştım ama tavrımı da belli etmem gerekiyordu. "Birazcık otur Ha Neul lütfen." Dedi ve omuzlarımdan aşağı bastırıp beni koltuğa oturttu. "Bakın bu kararın ne sizle ne de dün yaşananlarla bir alakası yok, bu benim önceden beri aklıma koyd-"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Sep 28, 2019 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Under the Same SkyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin