Konser bittiğinde üyeler her zamanki gibi mutlu ve gururlu hissediyorlardı. EXO-L ile buluştukları her an onlar için özeldi. Bakışları bile sevgi dolup taşıyordu. Sahneden ayrılmak istemeye istemeye indiler. Otele gitmek üzere arkada bekleyen araçlara yerleştiler.
Otelde herkes odasına dağıldı. Yarın yine Osaka'da ikinci konser yapılacaktı. Saat akşam dokuza geliyordu. Temmuz ayındaydık ve saat döndüğünde ailemin ölüm yıldönümü olacaktı. Onları ziyaret için Jeju'ya gitmem zaman alacak gibi görünüyordu. Belki büyükannemin ölüm yıldönümüne yetişirdim.
Telefonum çaldı. Arayan Sehundu. "Oh oppa, bir sorun mu var?" Saat geç olduğundan aklıma bir sorun olabileceği gelmişti. "Ya! Sorunu da nerden çıkardın? Herkesi çatı katındaki bara topluyorum. Yorgun değilsen sen de gel." Dedi. Sehun her zaman için grubu toplayan organizasyon meleğiydi. En küçükleri olmasına rağmen yüksek sadakat duygusu sayesinde bu konularda öncülük ediyordu. Odamda kendimi üzmek yerine biraz kafamı dağıtmak iyi olur diye düşündüm. Pijamalarımı çıkartıp üzerime bara uygun bir şeyler giydim. Asansöre doğru yürürken kendime güler yüzlü olmayı hatırlatıp durdum.
Çatı katında üstü açık bir bardı toplandığımız yer. Işıklı dekorlarıyla göz alıcı duruyordu. Müzik kısık seste çalıyordu bu yüzden kafa şişirici kulüplerden ziyade daha sakin ve sohbete elverişli bir ortam sunuyordu gelenlere. Bir iki göz gezdirdikten sonra bizim masamızı buldum. Yanlarına gittiğimde çoktan sohbete başlamışlardı bile. "İçecek bir şeyler alır mısın?" Diye sordu Jongin. Başımı evet manasında salladığımda eliyle garsona işaret verdi. Yemek yiyeli saatler olmuştu ve boş mideyle içmek istemiyordum. O yüzden alkolsüz kokteyllerden birini seçtim.
***
Havadan sudan sohbet ediyorduk. Belirli bir konu yoktu ama aralıksız konuşmaya devam ediyorduk. Konu konuyu açıyordu. Konserde gördüğümde aklıma takılan bir şey vardı. "Ah, sahi soracağım bir şey var. Numaralarınızın bir anlamı var mı merak ediyorum." Dedim. Baekhyun "Ya, nasıl bir aerisin sen. Bunu bilmiyor musun sahi?" Dedi biraz dalga biraz şaşkınlıkla. Beni engin bilgili bir EXO-L yapmak için fazlasıyla çaba harcıyordu. Güldüm, gerçekten onlara hayrandım ama onları araştıracak ne vaktim vardı ne de çabam. Zaten onlarla beraberken onları tanıyordum. Araştırma kısmını hiç düşünmemiştim. Sanırım bunun için yaşı azıcık büyük bir fandım. "Özür dilerim beni affet Baekhyun oppa!" Dedim birazcık abartarak. "Benimki doğduğum gün." Diye araya girdi Kyungsoo. Hemen arkasından Jongdae de ona katıldı ve elini kaldırarak "Benimki de." Dedi. Birden Chanyeol ve Sehun "Yalancı!" Diye bağırmaya başladı. "Ya ya ya! Yalan değil doğum günüm işte!" Diye mızmızlanarak cevap verdi Jongdae. Çok değil ama biraz sarhoş olmuştu. Yavaşlayan hareketleri ve ağır ağır konuşması buna işaretti. Gözleri, alkolün vücuduna dağılmasından sebep sinirlerinde oluşan uyuşuklukla daha da kısılmıştı. "İtiraf etmiştin ya oynarken hatırlasana. Çapkın!" Diye onu sıkıştırmaya devam ettiler. Derin bir nefes verdi. Başını sağ yana doğru büküp önündeki bardakla oynamaya başladı. O sırada araya Chanyeol girdi. "Bizim Jongdaemizin numarasının aslında gizli bir anlamı var. Yani varmış. Biz de sonradan öğrendik tabii. İlk aşkının doğum günüymüş, bir oyun oynarken itiraf etmek zorunda kaldı." Dedi Jongdae'yi kolunun altına alıp. Jongdae Chanyeol'ün kolundan sıyrıldı keyifsizce "İlk aşkım falan değil, kaybettiğim bir arkadaşım sadece." Dedi. Konu ne zaman buraya gelse rahatsız hissediyordum. Ve anlamsız bir şekilde konu sürekli buraya geliyordu. Yutkundum ve ne yapacağımı bilemedim. "Ah, saat geç olmuş ben yatayım artık siz de geç kalmayın dinlenin." Diyip apar topar bardan ayrıldım. Asansöre atlayıp katıma indim ve geniş koridorda koşar adım odama ilerledim. Kendimi yatağa attım ve bir şey düşünmemeye çalıştım. Gece yarısı dönmek üzereydi ve ben fazlasıyla yorgundum. Ailemin anma törenini yarın genişçe yapmaya karar verdim ve pijamalarımı giyip yatağıma gömüldüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Under the Same Sky
Fanfictionİsmim Ha Neul. Bu ismi ben seçtim. Gökyüzü ve cennet anlamına geliyor. Neden mi bu ismi seçtim? Nedeni belli. Gökyüzü. Gökyüzü bu dünyada en değerli buluğum şey, beni hayatta tutan şey. Kendimi bildim bileli hayatta bir başımayım. Yalnızlık zor. Da...