Karakterler yavaştan geliyor. Bir sonraki bölümde de 2 önemli karakter gelecek.
Heyecanlı bir bölüm oldu. Sessiz bir yerde dikkatle okumanızı tavsiye ederim ;)
Multimedya: Lara
---
Hemen bu gün eve gitmeyi planlıyordum. Okul çıkışını beklemiştim bu yüzden.
Esin ve Aytaçın bu işe karışmasını istemiyordum. Bu yaşadıklarım benim sorunumdu, onların değil. Tek başıma gidip ne varsa kendim halledecektim.Aytaç arkadan yaklaşıp balonu patlatmıştı birinin kafasında.
"Sen görürsün AyTEN!"Kurban olan Aytaçı kovalıyordu şimdide. Bir süre düşüncelerimden kurtulup şapşallıklarını izlemeye başladım. Kağkağa atanların arasına bende katılmıştım.
2linin az arkasındaydım. Yürüme hızımı yavaşlatarak aramızı açmayı planlıyordum. Pekte umurlarında değildim zaten, kendi halerinde takılıyorlardı.
Bir süre sonra baya uzaklaşmıştılar. Arkamı dönüp hızla ilerledim. Burdan gitmem yolu uzatabilirdi ama bu durumda başka çarem yoktu.
Elimde tuttuğum not uçma tehlikesi geçirmişti. Allahtan uzaklaşmadan havada yakaladım. Arkamı döndüğüm an bana bakan bir çift mavi gözle bakışmamızı pek beklemiyordum. Yinemi bunlar gelmişti Aytaçı almaya?
Birkaç adım atmaya başlamıştı çoktan. Şu an söylerse birine herşey berbat olacaktı.
Arkamı döndüğüm gibi topuklarım kıçıma vurarcasına koşmaya başladım. Eve en yakın yoldan gidebileceğim sokaklara hızla girip çıkıyordum. En son nefes nefese kalınca durup gelen gideni kontrol ettim.
Şükür
Yoktu kimse. Koşmak anlamsız olacağı için yürümeye başladım. Füme renkli evimizi görünce azda olsa tedirgin olmuştum. Ya ummadığım birşeyle karşılaşırsam?
Kararımı değiştirmeden girmeliydim. Kapının önünde durmamı sağlayan şey tabikide anahtardı. Çağırdığını göre biryerlere saklamış olmalıydı.
İlk akla gelen paspastı, ama yoktu malesef. İki elim belimde bağçeyi taramaya başladım.Hey. O yapay çiçekmiydi?
Yanına yaklaşıp saksıyı elime aldığımda altından bir anahtar düşmüştü. Şu an bir gerilim filminin baş rol karakteri gibi hissediyordum kendimi. Fazla kaptırınca ağır çekimle kapıyı açtım.
Öhm öhm.
Kendine gel Lara.Gitmeden önce bıraktığım gibiydi herşey. Tek fark bu ev terkedilmişti. Mutfağa gittim. Son gün yine kavga etmişlerdi bu masada. Odama çıktım sonrada. Tamamen boştu fakat anılarım odayı doldurmuştu. Ne güzel oyunlar oynamıştım babamla çocukken. Nedenini bilmediğim bir şekilde yatak odasına gitmek istiyordum. Sanki birşeyler orda beni bekliyordu.
Oda kapısı tamamen açıktı. Girmeden ışıkları açtım. Rastgele düzeltilmiş bir yatak ve dağınık bir oda görmeyi beklemiyordum tabiki. Gardırop taki kıyafetler çok dağınıktı. Aynanın karşısındaki parfümler ve makyaj malzemeleri hepsi düşmüştü. Kesinlikle burda birşeyler yaşanmıştı. Ani bir şekilde toparlanmış olmalıydılar.
Annemin parfümünü koklamak istemiştim. Fakat altında bir mektup vardı. Heyecan ve gerginlikle alıp yatağa oturdum.
"Benim küçük meleğim. Bunu babandan gizli yazıyorum. Şu an bunu okuyorsan biz çoktan başka bir yere gitmiş olmalıyız. Seni kavga ve gürültülerimizle ne kadar üzdüğümüzü biliyoruz. Bunu inanki senin iyiliğin için yaptık. En doğru kararı verdin. Asla sana kızmadık bebeğim. Sana açıklayamadığımız o kadar çok şey varki. Tehdit ediliyoruz. Güvenliğin için bizden uzaklaşman tek çareydi. Seni asla bırakmamıştık. Sen bilmesende hep senden haberimiz vardı.
Ahşap bir kutu var yan tarafta.."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İHTİMAL: Tek Umut 🍁
Teen FictionYıldız; ışığından vazgeçip gecenin puslu karanlığına karışınca, karar verdiği sonunun bedelini tek başına ödeyeceğini biliyordu. Bunun geri dönüşü de artık mümkün olmayacaktı. Ama o unutmuştu. Unutmaması gerekeni unutmuştu. O.. Ay'dan vazgeçmişti. ~...