---Omzunun üzerinden Esini görmek umuduyla etrafı gözetledim çaktırmadan. Görünürde kimse yoktu. Yeni çarptığım çocuğu görmüştüm sadece. Hey ne ara biz bunla göz göze gelmiştik ya?
Masaya yumruğunu vurunca herşey yere düşmüştü. Ayağa kalkmaya çalışırken yanındaki kişi onu tuttu boğuşma eşliğinde. Bunların hepsi bana bakarken olmuştu.
Benle göz gözeyken!Yine umursamama kararı aldım. Yeni fark ediyordum şu adamla fazla yakın olduğumuzu. Dikkatim dağınıkken bana dahada sokulmuştu pislik.
Sağ elini kalçamda hissedince bi anda şoka uğradım. Elini çekmeye çalıssamda başaramamıştım. İki kolumla var gücümle göğsüne bastırıp itmeye çalıştım ama yaptığım şey dahada yakınlaşmamıza sebep oldu. Lanet olsun! Bizi buraya getirten aklımıza inanamıyorum cidden. Boynumda gezinen burnu ve çıkardığı sesler tiksinmeme boyut kazandırıyordu.
O kadar çok korkuyordumki olacaklardan gözlerimdeki yaşlardan dolayı bulanık görüyordum.
"Yapma. Lütfen."
Yalvardım. Ama beni duymuyordu.
"Elimden kurtulamazsın."
Ağlamaya başlamıştım bile. Yardım istercesine etrafa bakıyordum. Ama onun masasına kaymıştı gözüm. Çarptığım kişiye..
Masanın boş olduğunu fark edince salaklığıma dair nice küfürler savurmuştum. Köprücük kemiğimde hissettiğim dudaklar artık herşeyin bittiğinin habercisiydi. Çırpındım. Yalvardım. Boşunaydı. Artık herşey bitmişti.
Gözlerimi kapatıp bir kabus olması için o kadar dua ettim ki. Arka tarafta bulunan odalara doğru sürüklüyordu beni.İki kol bedenlerimizi saniyeler içinde kuvvetle ayırınca yere düşmüştüm. O kişi.. oydu. Çarptığım gizemli. Ard arda yumruklar attı. Yerdeki adamın suratı kanlar içindeydi. Etrafta atılan çığlıklarla saniyeler içinde bar boşalmış içerde sadece biz kalmıştık.
Yerdeki artık bayılmış ve ölecek gibiydi. Dizlerimin üzerinde yanlarına gidip kolunu tuttum. Yumruğu havada asılı bana bakarken o öfkeli bakışlar bir an benide yakacakmışçasına kaynıyordu.
"Ölecek."
Sesim kısık ve titrek..
"Orospu çocuğu. Senle daha işim bitmedi."
Bu gizemlinin hızına yetişemiyordum. Yerden kaldırıp iyi olup olmadığımı kontrol ettikten sonra kolumu sıkıca tutmuş sürüklemeye başlamıştı. Sanırım sertçe tutuyordu ama uyuşmuş vücudum bunu hissedemiyordu.
"Bırak beni. Esine gideceğim."
Şu an Esin nerdeydi en ufak bir fikrim dahi yoktu. Resmen beynimi jöle kıvamına gelmiş hissediyordum. Sanki düşünemiyordum.
Sesli bir şekilde solurken cevap dahi vermemişti. Bir süre mekanın önünde bekledikten sonra vale önümüzde siyah lüks bir araçla durdu. Anahtarı gizemliye verip uzaklaştı. Ön sağ koltuğa bindirmeye çalışıyordu.
"Peki ya sen bana ne yapacaksın?"
Küçük bir çocuğun isyanı gibiydi. Kelimelerimi dahi seçemiyordum. Sanırım birdaha içki asla içmeyeceğim.
Sakinleşirken bana güven vermek istercesine dudaklarını araladı.
"Seni sadece evine bırakacağım."
Neden güvendiğimi hiç mi hiç bilmiyordum ama, amacına ulaştın gizemli. Yorgun bedenimi koltuğa bıraktım. Bacaklarımı dikkatlice içeriye alırken yarı açık gözlerimle onu izliyordum. Sırtımı kapıya çevirip koltukta yan uzanmak daha rahat olabilirdi.
Uykusuzluktan ve ağlamaktan kan çanağına dönmüş gözlerimi dikiz aynasında görünce şok olmuştum ama bir tepki verememiştim. Yerine oturmuş arabayı çalıştırıyordu gizemli.
"Neden bunları yapıyorsun?"
Zor konuşuyordum ve gözlerimi açık tutmaktada hayli uğraşıyordum. Gözlerimi yummadan önce o mavi gözleriyle buluştu yeşillerim.
"Yapmam gerekiyordu çünkü Lara."
Gözlerim kapalı bir şekilde dinledim. Ses tonu bir o kadar sert iken, konuşma sitili son derece düzgündü."Adımı biliyorsun. Evimide biliyorsun... Kimsin sen?"
Göz kapaklarımı açık tutmak için baş parmaklarımla yukarı doğru tutuyordum. Buna gülümsediğini sandım ama hayalde olabilirdi. Tek eliyle kollarımı kucağıma bıraktı.
"Tanışacağız. Ama şimdi değil."
Araba durana kadar biraz kestirdim. Kapımın açılma sesiyle uyanmış inmeye çalışmıştım ama ayaklarım vücudumu taşıyamayıp yarı yolda bırakmış bulunuyordu.
Beni havada yakalayan gizemli, kucağına tek hamlede aldı. Çenesinin altından gülüyordum. Kısık gözlerle 'ne oldu' dercesine bakıyordu. Birkaç kez ellerimi çırptım.
"Beni 2. kez kurtardın gizemli."
Biraz bekledikten sonra bir araba sesi daha geldi. Bir kız şarkı söylüyordu.
"...İçim yanar içim kanarda, isyaaa-"
Susturuldu büyük ihtimal. Bu çılgın Esinden başkası olamazdı."Anahtarlar bende."
Başka biri konuşurken birkaç şıkırtı ardından kapı açılma sesi geldi. Merdivenlerin ardından Esinin yatak odasına gittiklerini düşünüyordum ve doğruydu da zaten.
Odada bir süre bekledikten sonra bu beklemenin nedeni Esinin yatağa indirilmesi olduğunu anlamıştım.
Yatağa bırakıp önce sağ kolunu çekti. Sırtımdaki kolunuda diğer elinin yardımıyla çekmişti. Boynunda olan kolumu nazikçe tutup indirmeye çalıştı ama indirmek yerine hızla kendime doğru çektim.
"Hemen tanışalım. O zaman beni hep kurtarırsın değilmi gizemli?"
Sanki gülümsediğini hissediyordum.
"Kurtarırım. Sen uyu."
Ayak sesleri ve kapı kapanma sesi duyduğum son şeylerdi.
---
Okurken neler düşündünüz?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İHTİMAL: Tek Umut 🍁
Roman pour AdolescentsYıldız; ışığından vazgeçip gecenin puslu karanlığına karışınca, karar verdiği sonunun bedelini tek başına ödeyeceğini biliyordu. Bunun geri dönüşü de artık mümkün olmayacaktı. Ama o unutmuştu. Unutmaması gerekeni unutmuştu. O.. Ay'dan vazgeçmişti. ~...