10.Bölüm "GÖREV"

91 42 7
                                    

Öncelikle "İHTİMAL" okurlarıma teşekkür ediyorum ^,^ Umuyorumki böyle büyümeye devam ederiz.

Fazla konuşmim, hadi okuyabilirisin.

Multimedya=Sarp

---

Artık boğazım yanıyordu. Çabalarıma rağmen kısık bir iniltiden başka duyulan hiçbirşey yoktu. Tek koluyla bütün vücudumun hareket kontrolünü sağlamıştı.

"Sakin olsana!"

Kollarımı ve bacaklarımı olabildiğince hareket ettirmeye çalışıyordum.

"Geçen gün telefonla aramıştın. Mektupta anlatmış annen hani!"

Bunu demeye çalışırken, ben çoktan karnına bir tekme savurmuştum. Şaşkınlıkla düşüşünü izliyordum.

"Ne?"
"Ah!"

Yerde karnını tutarken buruşuk bir suratla beklemişti bir süre.

Hatırlıyordum, şarjım bittiği için kapanmıştı telefon.

"Ne tür bir değişiksin sen?!"

Annem ve babamın dahi güvendiği biri ise bana birşey yapmazdı herhalde.
Ayakta gözümü kırpmadan onu izliyordum. Yüzü tam gözükmüyordu. Hiçbirşey olmamış gibi ayaklanıp yatağıma oturdu.

"Sen aradıktan sonra eve geldim. Yakınlarda olduğum için çabuk gelmiştim. Ama seni evde bulamadım. 2 kişi vardı. Konuşurken duyduğuma göre olaydan sonra koşarak gitmişsin. Seni ararken deniz kenarında buldum."

Evet, oradaydım. Ayaz ve Çınar kurtarmıştı beni.

"O gün eve gidene kadar takip ettim seni."

Kapüşonunu çıkarıp elini saçına daldırırken ensesini tuttu bir süre. Açık kahve saçları uzun olduğu için anlına düşmüştü. Sol kulağında siyah halka bir küpe bulunuyordu, yakışıyordu.
Gözlerini tam göremesemde ela olduğunu tahmin ediyordum.
Bir yere dalmış, kendi kendine konuşuyordu.

"Bu olaylar fazla erken başladı."

Ne dediğini hiç anlamıyordum. Çınarda o gece öyle birşeyler söylemişti.

"Kimsin? Ne olayından bahsediyorsun? Ailem nerde? Ve neden sana gü-"

"Of, yeter!"

Çıkışını beklemediğimden irkilip kalakalmıştım.

Fazla agresif..

Gözlerimin içine bir süre sinirle baktıktan sonra daha sakin bir şekilde konuşmaya başladı.

"Artık daha dikkatli olmalısın. Heryere gidemezsin, zaten gitsende ben orada olacağım. Aynı numaradan sürekli iletişimde olmalıyız."

Söylediklerini idrak etmeye çalışırken öylece beklemiştik göz göze.

"Neyse, gitmeliyim."

Ayaklanınca kapuşonunu kafasına çekip pencereye yaklaştı. Bir ayağını çoktan sarkıtmıştı. Birkaç adımla yanına varıp kolunu tuttum. Bir kolundaki elime birde suratıma bakıyordu.

"Sana nasıl güvenebilirim? Kim olduğunu dahi bilmiyorum."

Birden gelip bunları söylüyordu. Aslında yalan olma ihtimali hiç yoktu. Çünkü telefonla konuşmamızı, mektubu söylemişti.

"Ne meraklı çıktın sende! Adım Sarp."

"Ama-"

Diğer bacağınıda atıp pencereden aşağı zıpladı.
Sinir bozucu pislik!

İHTİMAL: Tek Umut 🍁Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin