2 | L

396 57 39
                                    

Say no ♫︎

...

Genç kız yine oturduğu kaldırıma geldi. Mutluydu birazcıkta olsa, çünkü unutmamıştı bu sefer. Dün konuştuğu çocuğu unutmamıştı ve bugün ona kim olduğunu soracaktı.

Bekledi bir süre. Gelmeyince saate bakmayı akıl etti. Saat daha 19.48 di. Ama beklemeyi bırakmadı. Çünkü hatırladığı tek kişiyi daha iyi hatırlamak istiyordu.

Bir süre daha bekledikten sonra yavaşça süzülen Jeongguk girdi göz hapsine. Gülümseyerek yürüyüşünü izledi kız. Kendisini kendisinden daha fazla anlayan birine hayranlık duymuştu. Belki bencilceydi sonuçta daha ağırdı onun durumu. Omuz silkti genç kız. Hiç kimse iyi değildi. Hatırlamaması iyiydi aslında belki de, çok kötü birisiydi genç kız. Yada kendisi için düşündükleri bunlardı...

Jeongguk genç kızı görünce solgun yüzünde küçük bir hareketlenme oldu. Ama pek sürmedi. Kızın yanına çöktü Jeongguk.

"Saat neredeyse sekiz. Neden hala buradasın?"

Sakince konuştu Jeongguk. Merak ettiğinden değildi sadece konuşacak birine ihtiyacı vardı.

"Seni bekledim." Genç çocuk gülmesedi. Onun varlığından haberdar olan, onu hatırlayan birisi var diye düşündü.

Annesi ve babası kendi aileleri ilşkilerine karşı olduğu için kaçmış ve hiç bir tanıdığının olmadığı bu şehre yerleşmişlerdi. Bu yüzden varlığından kimse habersizdi. Annesi ise alzheimer hastalığına kapılmıştı oğlunu bile hatırlamıyordu. Bugün Jeongguk'u yine hatırlamamıştı üstelik Jeongguk'u dışarı attırmıştı yabancı olduğunu düşünerek.

Jeongguk her zaman yanlızdı zaten. Annesi de giderse tutunacak hiç dalı olmayacaktı. O yanlızlıktan da yanlızdı, kimsesi yoktu.

"Sevinmeli miyim? Beni hatırlıyorsun." Kız neşe ile kafasını aşağı yukarı salladı.

"Sevinmelisin çünkü sen hatırladığım ilk kişisin. Yada öyle bir şey, hatırlamıyorum." Yüzündeki gülümseme yavaşça soldu.

"Adın nedir?"

"Helen. Kim Helen. Senin adın ne?"

"Hatırlayacak mısın ki?"

"Hayır." Gülümsedi öyle olacaktı. Hatırlamak istiyordu ama.

"O zaman Helen? Anlamı var mı, en azından bilme unuttu diyemem."

"Bilir misin bilmiyorum ama, gün karanlığın en koyu zamanı doğar."

Jeongguk gülümsedi, haklıydı Helen.

"Jeongguk, Jeon Jeongguk."

"Hatırlamayacağım Jeongguk seni." Ayağa kalkarken konuştu genç kız. Eteğini çırptı yavaşça. Kahve gözlerini, güneşi simgeleyen gözlere kitledi ve devam etti.

"Çünkü seni unutmayacağım."

Gün iyice batarken ışık oldu genç kız.

-lavi

16. G Ü N ❦︎ JJK | Kısa Hikaye Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin